Anastasiadis’le yeni dönem...
Bu Pazar Kıbrıs’ta 2. tur günü olacak. Güneyde geçen haftadan kalan cumhurbaşkanlığı seçimi, kuzeyde de geçen seneden kalan UBP genel başkanlığı seçiminin 2. turu yapılacak.
Güneyde kim kazanırsa kazansın Pazar’dan sonra yeni bir dönem başlayacak.
Ama kuzeyde kim kazanırsa kazansın ne Pazar’dan sonra, ne de yakın zamanda yeni hiçbirşey olmayacak. Ne İrsen bey, ne de Kaşif bey ülkenin geleceğiyle ilgili kılını bile kıpırdatmayacak.
Güneyde ise seçimi kazanmaya en yakın aday kuşkusuz geçen haftanın galibi Disi adayı Nikos Anastasiadis’tir. Bu yeni bir dönem demektir. Ama 2. tura kalmayı başaran Akel’in adayı Stavros Malas’ın sürpriz yaparak seçimi kazanması halinde de güneyde yine yeni bir dönem başlayacaktır.
Bilindiği üzere güneyde ilk turun tamamlandığı geçen Pazar akşamından itibaren pazarlıklar başlamıştı. İkinci tura kalan iki aday da aldıkları oy oranına bakmaksızın seçimde önemli bir sürpriz yaparak %25 oy alan Lillikas ve onu destekleyen siyasi güçlerle pazarlığa başlamışlardı.
Bu yazının yazıldığı saatlerde güneyden aldığım bilgiler ittifakların henüz netleşmediği yönünde idi. Ancak görünen kimsenin yeni bir ittifak kurmayacağı yönündedir.
Lillikas ve Edek herhangi bir adayı desteklememe, bir anlamda taraftarlarını serbest bırakma eğilimindedir. Muhtemelen bu yöndeki açıklama yarın yapılacak.
Avrupa partisi Euro.ko 2.turda Anastasiadis’i destekeleme kararı aldı. Ancak parti milletvekili Nikos Kutsu bu kararın alındığı Merkez Komite toplantısına katılmadı. Yani bu parti de bölündü. Kutsu ve diğer bazı parti yetkilileri iki adayı da desteklemeyeceğini duyurdu.
İlk turda parti başkanı Praksula Andoniadu’yu aday gösteren ve % 0.61 oy alan Birleşik Demokratlar EDİ ise ikinci tura ilişkin tutumunu bugün belirleyecek. Muhtemelen Akel adayını destekeleyecek olan EDİ’nin bu desteği elbette Malas’a yetmeyecek.
2.turda sonucu belirleyecek olan Lillikas ve destekçilerinin çoğunlukla iki adayı da desteklememe kararı alması durumunda ise ilk turu açık ara önde tamamlayan Anastasiadis seçimi kazanacak.
Bu durumda seçime katılma oranı da oldukça düşük olacak. İlk turda ilk kez % 83.14 olan seçime katılma oranı önceki seçimlerde % 90’larda seyreden katılma oranının gerisinde kalsa bile Avrupa için çok yüksek bir orandı. Ancak 2.turda bu oran biraz da Lillikas ve destekçilerinin kararından sonra seçim heyecanının azalacak olması dolayısıyle çok daha az olacaktır.
Bilindiği gibi ilk turda DİSİ adayı Nikos Anastasiadis: 200 bin 571 oy (Yüzde 45,46) ve AKEL’in adayı Stavros Malas: 118 bin 725 oy (Yüzde 26,91) oy almışlardı.
Bu sonuçlara göre önümüzdeki Pazar akşamından sonra güneyde Anastasiadis’li yeni bir dönem başlayacaktır.
Anastasiadis’in önceliği ise giderek derinleşen ekonomik kriz olacak. AB Troykasının Hristofyas’a dayattığı “yardım karşılığı ekonomik tedbirler paketi”ni imzalamak Anastasiadis’e kaldı. Acil paraya ihtiyacı olduğu için eli mahkum paketi imzalayacak olan Anastasiadis AB Troykası ile sıkı pazarlık yaparak bu paketi “birazcık iyileştirmek” isteyecektir.
Bunu başarabilecek mi?
Sanırım Merkel’den ve AB’nin öteki Muhafazakar liderleriden seçim sürecinde açık destek alan Anastasiadis’in “göz boyama nitelikli de olsa pakette birazcık iyileştirme yapmasına ve bunu önemli iyileştirme olarak pazarlamasına” müsaade edilecektir.
Seçim sürecinde neredeyse hiç gündeme gelmeyen Kıbrıs sorununun çözümü konusunda seçim sonrasında iyimser olmak, hele dış güçlerin sürece katkısını abartmak bu süreçte yanlış olur diye düşünüyorum.
Anastasiadis en erken 1-1.5 yıl içinde ekonomiyi düze çıkarabileceğini umuyor. O nedenle bu sürede başka konulara odaklanmayacaktır diye düşünüyorum.
2 yıl sonra, yani Nisan 2015’te kuzeyde cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bu kez yeni bir görüşme süreci için bu seçimin sonucu da beklenecektir.
Kuzeyde çözümsüzlük şampiyonu Eroğlu ile çözüm mümkün olmadığı için Nisan 2015 cumhurbaşkanlığı seçiminde çözüm yanlısı bir lider seçilmesi çok ama çok önemlidir.
Böylece Kıbrıs için yeni bir dönem başlayacaktır. Masada çözüm yanlısı bir Türk liderle, pragmatist ve AB yanlısı bir Rum lider artık kronikleşen Kıbrıs sorununa çözüm bulmaya çalışacak.
Böyle bir senaryo başarılabilecek mi?
Sanırım ekonomik krizin aşılması ve denizde bulunan doğal gaz ve petrol yataklarından en ekonomik biçimde faydalanabilme kaygusu bu süreci hızlandıracaktır.