Anastasiadis'ten önemli mesajlar
Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis Politis Gazetesi’ne verdiği röportajda önemli açıklamalar ve mesajlar verdi
• “Çözümden sonra Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de bir dost ülke ve işbirliği ortağı olarak görmek durumunda olacağız”
• “Çözüm çabalarımız çerçevesinde Kıbrıs – Yunanistan – Türkiye arasında gerek işbirliği gerekse bölgedeki barışa yönelik bir anlaşma imzalama düşüncesi de var”
• “Çözümün bize ekonomik getirisi büyük olacak”
• “Ayrılıkçı çabalara izin verecek değilim. Doğru bilgilendirme ve açıklamalar kanalıyla ciddiyet hakim olacaktır.”
• “Hiçbir asker kendisini işsiz bulmayacak. Orduda değil ama federal Kıbrıs’ın güvenlik güçlerinde yerleri olacak.”
Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis, Kıbrıs sorununun çözümü için Helenizmin çıkarlarından söz eden çevrelere “ne dediklerini bilmiyorlar” diyerek tepki gösterdi.
Çözüm çabalarının bu kez de başarısız olması durumunda olacaklardan endişelenmeyenlerin başka bir gezegende yaşadığını ifade eden Anastasiadis, Kıbrıs Rum tarafındaki çözüm karşıtı çevrelere şu mesajı verdi:
"Böyle bir gelişme kimseyi endişelendirmiyorsa veya birilerinin önerdiği gibi belirsiz stratejiler belirlenmesiyle bazı gelişmelerin olacağı umuluyorsa, o zaman o birileri gerçek dünyada değil, var olmayan ütopik bir dünyada yaşıyor demektir.”
Çözümden sonra Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de bir dost ülke ve işbirliği ortağı olarak görmek durumunda olacaklarını hatırlatan Anastasiadis, “çözümün bize ekonomik getirisi büyük olacak” dedi.
Çözümden sonra Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan ile 3’lü bir dostluk paktı imzalamak istediğini de ilk kez açıklayan Kıbrıslı Rum Lider Anastasiadis,“1960’taki durumun bugünkünden farklı olduğu gerçeğinin teslim edilmesi, kanaatimce olumlu bir gelişmedir, özellikle de yeni durumda Kıbrıslı Türklerin de devlet yönetiminde rol alacakları ve siyasi eşitliğe sahip olacakları düşünüldüğünde, iki bölgeli bir karaktere sahip olunacağı da göz önünde bulundurulmalıdır” dedi.
Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis’in Politis Gazetesi’nde yer alan röportajının tam metni şöyle:
İLERLEME SAĞLANAN KONULAR
Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis yeni durumda oluşacak devletin pek çok alanında Annan Planı’na göre olumlu gelişmeler olacağını söyledi. Yasal ve hukuki alanlarda çok ilerlemeler var. Yönetim konusunda hala açık duran mevzular var fakat kesinlikle Annan Planı’ndaki gibi Başkanlık Konseyi olmayacak. İnsan Haklarının güvence altına alınması artık sadece teoride değil ama realitede de başarılmış durumda. Çözümün ilk gününden itibaren devletin devamlılığı söz konusu olacak ve aynı anda iki kurucu devlete de önemli yetkiler verilecek. Annan Planı’na göre iyileşme sağlanan pek çok konu mevcut, en önemlisi de devletin işleyişi ile alakalı...
TÜRKİYE MÜTTEFİKİMİZİ OLABİLİR
Özellikle de çözümden sonra Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan ile 3’lü bir dostluk paktı imzalayabilirsek… Amerika’nın ve Kasım’daki Amerikan seçimlerinin tüm süreç üzerindeki etkilerinin farkında. Çözümden sonraki günün ekonomik açıdan pek çok olumlu gelişme getireceğini düşünüyor. ‘’Tazminat almayı seçecek olan mal sahiplerine yönelik’’ özel bir tazminat fonu oluşturulacağını söylüyor, ‘eğer bu olmayacaksa da çözüm hiç olmasın daha iyi’ diyor. Şu anda hala üzerinde görüştükleri zorlu konu olan mülkiyet hakkındaki soruları cevaplamaktan kaçınıyor. Belli bir ilerleme aşamasına gelindiği zaman Kıbrıs Rum toplumunu bilgilendireceğini söylüyor.
• Türkiye’nin gerek Suriye gerekse kendi içindeki hareketleri bizleri de endişelendiriyor. Bu gelişmeleri Kıbrıs Sorunu ile ilişkilendirmeli miyiz?
• ANASTASİADİS: “Son gelişmelerin Kıbrıslı Rumların da endişelendirdiğine kesinlikle katılıyorum. Bu bizim garantörsüz bir çözüm istencimizi güçlendiriyor. Cesaret verici olan ilk kez Kıbrıs Türk tarafının, ve Türkiye’nin, bir toplumun güvenlik ihtiyacının diğerine tehdit arz etmemesi ilgili diyalog içine girmesidir. 1960’daki durumun bugünkünden farklı olduğu gerçeğinin teslim edilmesi, kanaatimce olumlu bir gelişmedir, özellikle de yeni durumda Kıbrıslı Türklerin de devlet yönetiminde rol alacakları ve siyasi eşitliğe sahip olacakları düşünüldüğünde, dört özgürlüklerin hiçbirinden ödün verilmeyeceği ve aynı zamanda iki bölgeli bir karaktere sahip olunacağı da göz önünde bulundurulduğunda. Üye ülkelerindeki insan haklarını garanti altına alan AB’nin üyesi olduğumuz ve olmaya devam edeceğimiz de hesaba katıldığında.
• Türkiye’nin çözümden sonra müttefikimiz olmasını mı hedefliyoruz?
• ANASTASİADİS: Neden olmasın? Çözüm çabalarımız çerçevesinde Kıbrıs – Yunanistan – Türkiye arasında gerek işbirliği gerekse bölgedeki barışa yönelik bir anlaşma imzalama düşüncesi de var.
• Amerika’nın Kıbrıs sorunu ve Türkiye üzerinde hep bir etkisi vardı ancak son zamanlarda seçimlerin yaklaşmasından dolayı bunda bir azalma olacak…
• ANASTASİADİS: Sadece Amerika değil, diğer güçler de sürece dahil oluyor. AB’nin rolünü azaltan hiçbir şey yok. AB müktesebatı, dört özgürlükler ve insan hakları gibi AB değerleri içeren bir çözüm modeli söz konusu olması AB’de kalmamız da söz konusu olamaz zaten. Öte yandan Amerikanların diyaloğun kritik aşamalarında devreye girdiklerini de inkar edemem. Mevcut iklim çözüme yönelik son derece pozitiftir. Başkan Yardımcısı Biden’le aramızdaki dostluk, Amerika’yla iyi ilişkilerimizin ürünüdür. Seçimlerin onların bize olan ilgisini azaltacağını düşünmüyorum ama sadece yeni kadronun görevi üstlenip konuyla aşina olması belli bir süre alacaktır. Dolayısıyla bu her zaman göz önünde bulundurmamız gereken bir risktir.
ANNAN'A GÖRE İLERLEME
• Şu ana kadar müzakere ettiğiniz noktaya kadar olan durumu değerlendirdiğinizde, KR halkına müzakere ettiğiniz şeyin Annan 5’den daha iyi bir şey olduğunu söyleyebilir misiniz?
• ANASTASİADİS:Devlet işleyişine dair en önemli mevzularda hem gelişmeler hem de farklılıklar mevcuttur. Hukuki ve idari konularda son derece önemli gelişmeler sağlanmıştır. Yürütme başlığındaki yönetim konusunda spesifik olarak atıfta bulunabileceğim bir ilerleme sağlanmamıştır ancak kesinlikle Annan Planı’ndaki gibi bir Başkanlık Konseyi olmayacaktır. İnsan haklarının güvence altına alınması artık sadece teoride sağlanmış bir başarı değildir, çözümün ilk gününden itibaren devletin devamlılığı sağlanacak ve her iki tarafın da önemli yetkileri olacaktır. Annan Planı’nda geçen pek çok konuda ilerlemeler sağlanmıştır, özellikle de bir “işlevsel devlet” yaratılması konusunda. Dört özgürlüğe saygı duyulması konusunda anlaşmaya varıldı ki aralarında adanın her yerinde serbest yerleşim ve ticari faaliyet hakkı da var. Öte yandan KR ve KT nüfus oranları konusunda da Annan Planı’na göre ilerlemeler elde edildi. Yönetim ve hukuk konularındaki anlaşmazlıkların çözümlenmesi mekanizmalarında anlaşmaya varıldı, yargıda ise son günlerde basında çıkan kura çekimine dair yapılan spekülasyonlar doğru değildir. AB’nin yargı organlarıyla birlikte çalışılacak, AB bize bir yargıç listesi verecek ve eğer mevzu merkezi hükümetle kurucu devlet veya iki kurucu devlet arasında bir anlaşmazlık içeriyorsa, sadece o spesifik konuyla ilgili olarak yargıçlar arasında bir kura çekimi olacak, yani daimi bir durum kesinlikle söz konusu değil, ki bu da yine 1960 anayasasından daha iyi bir durum anlamına geliyor.
• Toprak konusunda Kıbrıs Türk siyasiler Güzelyurt’un verilemeyeceğini, Kıbrıslı Rum siyasilerse Güzelyurt’suz bir çözümün mümkün olamayacağını söylemeye devam ediyorlar. Bu kırmızı çizgiler altında taraflar nasıl uzlaşacaklar?
• ANASTASİADİS:Hassas konular hakkında yorum yapmak istemiyorum, zira bu gibi konulardaki kamuoyu açıklamaları mevcut problemleri daha da çoğaltıyor. Ben bu sorunun diyalog ve yapıcı fikirler yoluyla aşılacağına inanıyorum.
• Bu konuda, Karpaz için düşünüldüğü gibi Güzelyurt için de özel bir federal bölge oluşturulmasıyla bir çözüm bulunamaz mı?
• ANASTASİADİS: Yorum yok.
ASKER OLMAYACAK
• Bir diğer konu iç ve dış güvenlikle alakalı. Yeni devletin ordusu ve güvenlik güçleri olacak mı?
• ANASTASİADİS: Güvenlik güçleri evet, ordusu hayır. Sahil güvenliği olacak ve jandarma (kara güvenliği) güçleri olacak, bunların içinde sınırların korunmasından, arama kurtarma operasyonlarından, terörizmle mücadeleden ve ülke içi ve dışında organize suçla mücadeleden sorumlu unsurlar olacak.
• Peki şu andaki güvenlik güçleri mensuplarımız da değerlendirilecek mi bu yeni senaryoda?
• ANASTASİADİS: Pek tabii ki. Onlar kesinlikle işsiz kalmayacaklar zira bu ülkenin, devletin, ait oldukları kurucu devletin onlara ihtiyacı olacak, fakat asker olarak değil – bunu vurgulamak istiyorum—güvenlik güçleri mensubu olarak.
HATALARIN KABULÜ
• Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar geçmişte işlenen suçlarla ilgili bir toplumsal uzlaş metodu bulunmasını talep ediyorlar, ancak bu konuda somut bir ilerleme yok. Siz de Sn. Akıncı ile birlikte KŞK’ne ziyaretlerde ve açıklamalarda bulundunuz ancak bu konuda artık daha sistematik bir şey yapılamaz mı?
• ANASTASİADİS:Mevcut iklim göz önünde bulundurulduğunda, bu hassas aşamada geçmiş hataların tartışılması hiç gereksiz milliyetçilik akımlarına yol açabilir. Mustafa Akıncı ile üzerinde tam olarak hemfikir olduğumuz husus geçmişin geleceğe ders kaynağı olması gerektiğidir. Şayet bir çözüme gitmeyi başarabilirsek, inanıyorum ki her iki toplumun da hem kendi özeleştirisini yapması hem de geçmişin yaralarını kapatması için uygun zemin oluşacaktır.
HAYAL KIRIKLIĞINI ÖNLEMEK İÇİN CİDDİ İLERLEME KAYDEDİLMESİ HALİNDE BİLGİLENDİRME OLACAK
• Her partinin öğrendiklerini tamamen kendi çıkarlarına göre kullanacağı bir Ulusal Konsey bilgilendirmesi yapmak yerine, 14 Eylül’den sonra tüm halka açık genel bir bilgilendirme yapsanız daha iyi olmaz mı?
• ANASTASİADİS:Tüm başlıklarda ciddi bir bütünlüklü ilerleme sağlandığını düşündüğüm anda adım atmaktan kaçınmayacağım. Şu anda ve önemli bazı konular hala netlik kazanmamışken, öyle bir adam atarsam hem aşırı iyimser yanlış bir mesaj vermiş olurum hem de sonunda arzuladığımız neticeye ulaşamazsak çok ciddi bir hayal kırıklığına yol açmış olurum.
Sadece düşünmeniz için size sormak istiyorum, dünyada başka hangi ciddi uluslararası sorun kamuoyuna açık bir şekilde tartışılarak çözülmüştür ki? Kıbrıs’ta diyalog oldukça şeffaf bir şekilde gerçekleşiyor aslında, başka uluslararası sorunlarsa detaylar su yüzüne çıkarılmadan oldukça gizli diplomasi yoluyla ele alınıyor. Zira ancak bu şekilde tarafları tatmin edecek uzlaşılara varılabiliyor. Bizim karşı taraftan ne talep ettiğini veya onların bizden neler istediğini, kamuoyuyla paylaşarak bir yere varamayız. Bizim durumumuzda biz niye diyalog kuruyoruz? Zira ancak bu şekilde taraflar karşısındakinin haklarına halel getirmeksizin kendi endişelerine çare olabilecek çözümleri bulabilir de o yüzden.
AYRILIKÇILIĞA İZİN VERMEYECEĞİM
• 2004’deki gibi bir ayrılık ortamının oluşması sizi endişelendirir mi? Bazıları daha nihai planı görmeden ‘’evet’’ veya ‘’hayır’’ diyeceklerine karar verdiler bile.
• ANASTASİADİS:Bazı şahısların her gün ne olduğunu bile bilmediklerini açıkça ifade ettikleri konular hakkında endişe beyan ettiklerini görüyorum. Bir yandan karartma yapılmasından şikayet ederken, öte yandan da Kıbrıs Helenizmi bazlı bir çözüm bulunması gerektiğini savunuyorlar. Daha işin başından olumsuz bir hava yaratmaları kabul edilebilir değil. Ayrılıkçı çabalara izin verecek değilim. Doğru bilgilendirme ve açıklamalar kanalıyla ciddiyet hakim olacaktır. Halkımızın da kendi çıkarına olan ve olmayan nedir görüp tartışması için yeterli zaman olacaktır. Negatif iklim ve ayrılıkçılık yaratma çabalarına gereken tepkinin toplum tarafından verileceğine inanıyorum.
KIBRIS İÇİN SINIRSIZ EKONOMİK UMUTLAR
• Kıbrıs Sorunu’nun çözüm maliyeti nasıl karşılanacak? Bazılarının yeni bir memorandum endişesi var.
• ANASTASİADİS:O bazılarının nelerden endişelenmediğini ben artık bilemiyorum… Fakat diyeceğim şu ki, ilk kez Dünya Bankası ile IMF, devlet yapısının --federal ve kurucu devletler düzeyinde-- nasıl olması gerektiğine ve tazminatı tercih edecek mal sahiplerine verilecek tazminat bağlamında çözümün maliyetine dair net bir görüntü elde edilmesi için müdahildir.
• Çözümün maliyeti hakkında çılgın rakamlardan söz ediliyor. Gerçek rakam nedir?
• ANASTASİADİS:Bu aşamada bu konuda hiçbir şey söylemesem daha iyi. Ancak yinelemek isterim ki önümüzdeki iki ay içerisinde IMF ve Dünya Bankası’nın hazırlayacağı raporlardan net bir görüntü elde edeceğimizi umuyorum.
• Malları bugün işgal altındaki topraklar içerisinde bulunan Rumlar tazminatlarını hemen mi alacaklar yoksa kendilerine tahvil ve benzeri şeyler verilecek ve maddi karşılık alabilmeleri için birkaç yıl beklemeleri mi gerekecek?
• ANASTASİADİS:Masaya koyduğum ve bütün tarafların hemfikir olduğu şey, tazminatları karşılayabilecek bir fon olmadan, bir çözüme gidilmemesinin daha iyi olacağıdır. Zira ikisi iç içedir. Yani bankalar skandalından da dolayı, tahvil veya bonolara veya adına her ne deniyorsa, yoğun bir güvensizlik vardır. Benzer bir şeyden kaçınılmaya çalışılıyor, işte bu yüzden fon kurulması yönteminin değişmesi gerektiğini söyledik. Ve para toplamak için bir uluslararası konferans yerine ikili temaslar veya başka yöntemlerle, ortaya çıkacak ihtiyaçları karşılayabilecek geniş bir fon oluşturmak için mümkün olduğunca büyük meblağı temin etmeye çalışalım dedik.
• Kredi, bağış veya teminatlarla mı?
• ANASTASİADİS:Katkılarla, ama aynı zamanda farklı yöntemlerle de.
• İki kurucu devletin ekonomilerinin birbirine rekabetçi şekilde işlememesi nasıl başarılacak?
• ANASTASİADİS:Müzakerelerde görüşülen önemli konulardan biri de rekabetin işleyiş kurallarıdır. Yani her şeyden önce, rekabetçiliği koruyacak ve bir kurucu devletin diğerine sorun çıkarmayacağı bir sistemi gündeme getirecek önlemler alınması gerekir ki ekonomi ve ticaretle ilgili teknik komiteler de bunda hemfikirdir. Birleşmiş ve geniş bir ekonomide iki oluşturucu eyalet arasında sağlıklı bir rekabeti düzenleyecek kesin kurallar olması gerektiği konusunda karşılıklı anlayış var. Yine, federal hükümetin tek ve bir bağımsız Merkez Bankası olacağı, Kıbrıs Federasyonu’nun resmi parasının ilk günden itibaren Euro olacağı gibi bir takım konularda da karşılıklı anlayış mevcuttur. Dahası, bütçe açığıyla ilgili –kamu borcu, harcamalar ve gelirler- hükümetin bütün düzeylerinde (federal, oluşturucu eyaletler ve yerel yönetimler) uygulanacak, federal yasaya tabi, Kıbrıs’ın egemenliğinin tamamında geçerli olacak bir iç istikrar anlaşması oluşturulacak.
• Kıbrıs sorununun çözümünden ortaya çıkacak ekonomik menfaatler nelerdir?
• ANASTASİADİS:Bir ülke ciddi yatırımcıları ne zaman çeker? İstikrarı olduğu zaman mı yoksa geleceğe dair endişeler hakim olduğu zaman mı? AB üyesi, BM tarafından tanınan, bunların devam etmesi için de birçok güvenceye sahip bir devletiz. Ancak Türkiye’nin de çözüme katkı yapması için teşvik sebeplerinden biri olan, bölgedeki doğal zenginliği göz ardı etmememiz gerekir. Bölgede cereyan eden her şeyi dikkate alırsak –ki bunlar üzerine tek değerlendirme yapanın da biz olduğumuzu zannetmeyelim- Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün yatırımcılar açısından nasıl bir ölçüt olduğu anlaşılabilir. Çözümle birlikte coğrafik ve jeopolitik konumumuzda devasa perspektifler doğacak çünkü –istesek de istemesek de- AB ile Kuzey Afrika, Orta Doğu, Arap Yarımadası ve Asya arasında köprü olacağız. Dolayısıyla perspektifler sınırsızdır ve ciddi yatırım fonları; AB üyesi, istikrar sahibi ve Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında bir barış içerisinde yaşama modeli oluşturacak yeniden birleşmiş ülkemizin ekonomi perspektifinde farklı bir boyut oluşmasını isteyecek. Daha spesifik olmak gerekirse, çözümle birlikte ilk yoğunluk yaşayacak alan, malum nedenlerle denizcilik olacaktır. Turizm, hizmet sektörü ve ticaret gibi alanlar da ekonomik kalkınmaya ciddi katkı koyacaktır.
• Büyük bir kamu sektörü olmadan yeni devleti nasıl kuracağız?
• ANASTASİADİS:IMF’nin üstlendiği araştırma konuları ve yapacağı öneriler arasında bu da var. IMF, yeni durumun, devletin sürdürülebilir olması ve bu yeni yapının sağlam temellere oturması için memorandum tarzı olmamak kaydıyla katkılarda bulunacak. Bazı devlet memurları kurucu devletlerden merkezi hükümete kaydırılarak yük hafifletilebilir. Bir devlet, ister federasyon olsun ister bugün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin olduğu gibi üniter devlet, memur fazlası veya müsrif kamu harcamalarından doğan sorunlarla kemer sıkma politikaları olmaksızın da baş edebilir.
• Ya bu sefer de Kıbrıs sorunu çözülemezse?
• ANASTASİADİS:Böyle bir şey dilemem ama bu, çözümsüzlük tehlikesi var diye herhangi bir çözümü kabul etmemiz gerektiği anlamına da gelmiyor. Bu nedenle –hassas ve özlü alanlarda- bütün çabamız, halkın büyük bölümünün Annan Planı’nı reddetmesine sebep olan birçok maddeyi iyileştirmektir. Çözümsüzlük derken, evet, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bugün bildiğimiz gibi devamı söz konusu olabilir fakat hemen kapımızda duran tehlikeleri göz ardı edemeyiz. İşgal bölgelerinin entegrasyonu –muhtemelen ilk aşamada tanınma değil entegrasyon olur- ve bunun sonucunda Türk sınırlarının genişlemesiyle birlikte, Kıbrıs’ın artık Türkiye’yle sınırı olması bunların başında geliyor. Böyle bir gelişme kimseyi endişelendirmiyorsa veya birilerinin önerdiği gibi belirsiz stratejiler belirlenmesiyle bazı gelişmelerin olacağı umuluyorsa, o zaman o birileri gerçek dünyada değil, var olmayan ütopik bir dünyada yaşıyor demektir.