Anayasa Değişikliğine Evet
Kıbrıslı Türklerin son anayasası otuz yıllık…
Zaten Türkiye’nin askeri rejiminin gönderisi üzerinden şekillenmiş ve döneminde bile anti-demokratik bir anayasa idi, geçen süreç içinde güncellenmeye de ihtiyaç duyan bir anayasa oldu.
Zaten bu anayasanın oylamasında CTP ‘Hayır’ demişti, dolayısıyla CTP için bu anayasanın değişmesi bir zorunluluktu. Süreç içinde birçok girişimler ve çalışmalar yapıldı ama sonuç alınamadı. Temmuz 2013 seçimleri sonrasında CTP önderliğinde oluşan hükümet, anayasa değişikliğini programına aldı. Çok da kolay geçmeyen bir çalışma sürecinin sonunda, Meclis’te temsil edilen tüm partilerin uzlaştığı değişiklik maddeleri, halkın onaylaması ve yürürlüğe girmesi için referanduma sunulacak.
Meclis dışında olan bazı siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri, bu olayı ve değişiklikleri yetersiz bulmaktadır, değersizleştirmeye ve hatta aşağılamaya kadar varan eleştiriler yapmaktadır. Reel-politik yapmak esas olmalıdır. Bu grupların istediği değişiklikleri yapmak için, CTP’nin mecliste en az otuz dört milletvekili olması gerekiyordu; olsa, CTP’nin yapacağı anayasa bu grupların beklentilerinin de ötesinde olacak…
‘Ya hep ya hiç’ zihniyeti, statükonun devam etmesini isteyen zihniyetten farklı değildir. Bir defada yapılamıyorsa, evre-evre yapabilmenin sosyal ve siyasal önemi yadsınmamalı. Sivil siyaset ilk defa anayasa değişikliği yapıyor, bunu değersizleştirmek siyasetin kendi demokratik misyonunu ortadan kaldırmak istemektir. Halkın siyasete güven duymasını engellemektir.
İlerici siyasetin bu aşamada değiştirmeyi başaramadığı anayasa maddelerinin bundan sonra değiştirilmesi CTP-BG’nin ödevi olarak önünde durmaktadır ve bu ödevini de yerine getirmek için siyasi çabalarını sürdürecektir.
Şu anda hiç mi önemi yok, çağdaş değerlerde ‘insan onuru’ kavramının anayasaya girmesinin ve artık çağdışı olan ‘ölüm cezası’nın anayasadan çıkarılmasının?! Meclis artık temel hak ve özgürlükleri sınırlayamayacak, çocuk hakları korunacak, çocuk mahkemeleri kurulacak ve mahkemelerin suçlu bulduğu çocuklar cezalarını ‘çocuk infaz kurumları’nda çekecek. Anayasanın tamamında istenilen değişiklikler yapılamıyorsa, şimdi bunlar da mı olmasın yani?!.
Çevrenin talanını önlemek için yurttaşa yasal haklar ve ödevler getiren anayasa değişiklik maddeleri var; olmasın da çevrenin talanına karşı etkisiz unsur mu kalsın yurttaşlar?!.
Üniversiteler Kıbrıs Türk ekonomisinin turizm sektörüne nerdeyse eşit güçte lokomotifi olmuş, onların üst örgütü olan YÖDAK halen anayasal bir kurum değil ama artık olacak… Sayıştay ve Ombudsman mevcut durumda uygulama ve yaptırım etkisinden yoksun; yeni anayasal düzenlemede etkili unsurlar olacak. Memurlara siyaset artık yasak olmayacak… Bu değişiklikleri yetersiz bulup, ”bırakın kalsın” diyenler var, statüko devam yani?!.
Yurttaşın devleti ve hükümeti denetleyebileceği bilgi edinme, dilekçesine yanıt alma ve tüm düzenleyici işlemlere karşı dava açma hakları anayasal teminat altında olacak; mahkemelerin yargı süreci hızlanacak, insan hakları ihlal edilen yurttaşlar devleti ve hükümeti dava edebilecek. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde davasını kazanan yurttaş, ülkesinde yargı sürecini yeniden başlatabilecek… Hemen şimdi olmasın mı yani?!.
Bir çılgın belediye başkanı çıkar belediyeyi batırır, kırk akıllı belediyeyi kurtaracak diye dövünür; yaşanmış bir olay… Bunu önlemek için anayasada düzenleme yapılmış, ‘bir daha asla olmasın – yeni maceralar yaşanmasın’ demek varken, “madem ki diğer istediğim olmadı, bırakın çılgınları, batırsınlar belediyeleri” demek halk için doğru bir siyasi tavır mıdır?!.
Milletvekilinin dokunulmazlığı daraltılıyor, servet beyanı yapmayan milletvekilliğine başlayamıyor. İmzalanan tüm uluslar arası anlaşmalar meclis onayına bağlanıyor. “Başka maddeler değişmemişse, bunlar da eskisi gibi kalsın” diyenler var, statüko devam demenin diğer şekli…
Bu anayasa 29 Haziran’da halk onayı ile kısmen değişecek, nispeten iyileşecek, güncellenecek… Buna karşı çıkanlar elbette bir amacın, bir siyasetin peşinde… Ancak halk onların peşinde olmayacak… Halk statükonun zincirlerini kıracak; toptancı zihniyetin onu statükoya prangalı tutma gayretini boşa çıkaracak.
29 Haziran’da anayasa değişikliklerine EVET… Anayasayı daha değiştirmek ödevine EVET… Katılan katılır; katılmayanlar statükoyu değiştirme iddiasında tutarlı ve inanılır olamaz…