'Anayasa Değişiklik Paketi'ne neden evet, neden hayır?
10 gün sonra yerel seçime birlikte anayasa değişiklik referandumuna da gideceğiz.
Mecliste hazırlanan ANAYASA DEĞİŞİKLİK PAKETİ'ni oylayacağız.
Paketin içeriğine oy vereceğiz.
Yani sandıkta mevcut anayasaya ve içindeki maddelere değil, “değişiklik maddelerine” onay vereceğiz.
Hukuki açıdan bakıldığında, değişmeyen maddelere her ne kadar karşı, ya da destek olsak da bu oylama onları içermeyecek.
Oylama sadece değişecek maddeleri kapsayacak.
Bu sebeple yeni pakete karşı başlatılan HAYIR kampanyasına anlam veremiyorum.
Gerekçelerini sıralayan dostların ne dediklerine bakıyorum.
Gerekçeler “Bu pakette geçici 10. madde yok, bu paket rejimin ana parametrelerini değiştirmiyor” mealinde sıralanıyor.
Kıbrıs Türk solunda bu görüşlere karşı çıkan zaten yok!
Ancak ne yazık ki meclisteki aritmetik, solun görüşlerinin bir bütün olarak yeni anayasaya girmesine yetmiyor.
Mecliste sol % 48, sağ % 52 oranında temsil ediliyor.
Herkesin de malumu; anayasayı değiştirmek için meclisin 3'te 2 çoğunluğuna ihtiyaç oluyor.
Hal böyle olunca da ‘anayasa’ dediğimiz toplumsal uzlaşı metninde sağ partilerin de duruşları yer alıyor.
Bu açıdan bakıldığında, mecliste temsil edilmeyen YKP ve BKP'nin de içinde olduğu kesimin anayasaya hayır demesinin hukuki bir zemini olmadığını düşünüyorum.
***
Olaya bir başka açından bakalım.
Söz konusu HAYIRCI cephe, pakete HAYIR diyerek değişiklik önerilerinde yer almayan maddelere dikkat çekmek isteyebilir, bunu bir propaganda stratejisi olarak kullanmış olabilir.
Bu da bir tercih…
Ancak HAYIR dedikleri ve referandumda reddedecekleri maddeler ne geçici 10. madde, ne de bir başka bir şey…
Kısacası, yeni pakete hayır diyeceklerin gerekçelerinin içeriğine ben de katılıyorum, ancak bu argümanların bir hayır gerekçesi olmadığını düşünüyorum.
Evet, ben de geçici 10. madde kalksın istiyorum.
Evet, ben de daha demokratik bir düzen istiyorum.
Evet, ben de çok daha şeffaf, hesap verilebilir bir rejim hayal ediyorum.
Vicdani ret uygulamasının yasalaşmasını istiyorum.
Ancak yeni paketin içiriğini okuduğumda bu duruşum, paketi tümden reddetmeye yeterli bir sebep olmuyor.
***
Yeni pakette yer alan;
• Genişletilmiş çocuk haklarına…
• Çocuk mahkemelerinin kurulmasına…
• Çocuk ıslah evlerinin açılmasına…
• Özerk Sayıştay'a…
• Özerk Ombudsman’a…
• Milletvekillerinin siyasi nitelikli olmayan suçlar dışında yargılanmasına…
• Herkesin çevre konusunda dava açma hakkına…
• Milletvekillerinin yemin etmeden önce YSK’ya mal beyanında bulunmasına…
• İdam cezasının kaldırılmasına…
• Belediyenin yıllık bütçesini en az onda bir zarara uğratan Belediye Başkanının görevden alınmasına…
• Yargıç sayısının artırılmasına
EVET DİYORUM…
Ve Tufan Erhürman ile Asım Akansoy'un yeni paketle ilgili “Bu daha bir başlangıç” sözlerini de senet olarak kabul ediyorum.
Evet, bu daha bir başlangıç, 'evet' oyu vererek değişimin başlatılmasına destek olmak istiyorum. Değişimi torpillemek yerine, takoz olmak yerine, itici güç olmayı tercih ediyorum.
Bu nedenle oyumu EVET olarak kullanacağım… EVET…
Değişimin başlatılmasına evet diyorum… Devamını da destekliyorum, bekliyorum...
--------------------------------------------------
Tir tir titresen de, kos kos baksan da, 97’dinde olsan da, adalet yüzüne haykırdı ya sonunda: Sen suçlusun, netekim!