1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. ANDROLIKOU'NUN KIBRISLI TÜRK MUHTARI
Sami Özuslu

Sami Özuslu

ANDROLIKOU'NUN KIBRISLI TÜRK MUHTARI

A+A-

2003 sonrası Baf'a üç beş kez gittim. Bir sefer de kısa süreliğine Poli'ye uğramıştım. Bu sefer 22 saat kaldım. Yani yaklaşık bir tam gün.
Yol uzun. Lefkoşa'dan Baf'a 2 saat sürüyor. 140 küsur kilometre. Baf'tan Poli'ye de yaklaşık 40 kilometre var. Yokuşlu ve virajlı dağ yollarını aşıp Poli (Polis) tabelasını gördüğümde arabanın mesafe göstergesi kilometre cinsinden 186'yı gösteriyordu. Tam 2 saat 40 dakika sürmüştü yolculuk.

Giorgios ile buluşmaya bir saat vardı. Hava kararmadan Poli'de bir tur attım. Kış geldi ama hala turistler var. Cafe, restoran ve barlarda grup grup insanlar var. Çok kalabalık değil. Hatta etraf, sokaklar oldukça sakin. Kentlerin yoğunluğu, gürültüsü, kalabalığı yok. Esnaf müşteri bekliyor ama işler yaz aylarındaki gibi değil. En çok Ağustos'ta turist geliyormuş Poli'ye. Mart'tan Ekim'e, çoğu apartman olan tipi oteller
neredeyse tamamen doluymuş. Üç beş aylık kışta ise durgunluk hakim oluyormuş. Kıbrıs'ın genelinde olduğu gibi...

*  *  *

'Bölünmüş Başkentin Hayalet Havaalanı' belgeselini göstermek için 'Sosyal Reform Derneği'nin davetiyle gittiğim Poli'de 22 saate güzel anlar, sohbetler, dostluklar ve izlenimler sığdı.
Poli Kültür Merkezi'ndeki gösterime katılanların içten ve duygusal yorumları yüreklendiriciydi.
Sonrasında Poli Belediye Başkanı Yiotis Papachristofi, EDEK milletvekili Elias Myrianthous'un da bulunduğu yemekli sohbette paylaşılanlar samimiydi, insaniydi, dostçaydı. Hele 'ortak kelimeler'le ilgili şakalar, espriler çok eğlenceliydi.

Sosyal Reform Derneği'nden sevgili Giorgios Pasycs dışındakilerle ilk kez tanışıyorduk. Fakat birkaç saat içinde sanki yıllardır birbirini bilen, tanıyan kişilermişiz gibi olduk. Kıbrıs'a dair pek çok değer, uçsuz bucaksız bilgi, bizi birbirimize yakınlaştıran onca hikaye vardı ki!..

Hatta isimler...
"İbrahim'i tanıyor musun sizin tarafta?"
'Hangi İbrahim, ne iş yapar, nerelidir' derken, bir yerden çıkarıyorum
İbrahim'i...
Onlar da Kiriakos'u tanıyorlar, benim 'arkadaşım' dediğim...
Kıbrıs küçük gerçekten.

*  *  *

foto-005.jpg

Cuma öğleden sonra gittiğim Poli'de cumartesi sabahı daha önce hiç gitmediğim bir köye, Androlikou'ya doğru yola çıkıyoruz.
Yemekli sohbette bahsedilmişti, 1974 öncesi Türk köyü olan Androlikou'nun muhtarı bir Kıbrıslı Türk'tü. İlgimi çektiğini görünce Elias telefon açıp, "Yarın sana geleceğim, yanımda da Kıbrıslı Türk bir gazeteci olacak" demişti karşıdakine... Sonra telefonu bana uzatmıştı ama Özgül Türkçe bilmiyordu. Konuşamamıştık.
Andolikou köyü Poli'nin 8 kilometre kadar doğusunda, çoğu evleri yıkılmış, bakımsız bir köy. PRIO (Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü) Kıbrıs Temsilciliği’nin verilerine baktım: 1831'den 1974'e kadar tamamen Türkler yaşamış köyde. 2001 itibarıyla 'köyün tamamen boş ve harabe' olduğu kayda geçirilmiş.
Şimdi ise 13-15 aile yaşıyor. Aralarında Kıbrıslı Türkler de var.
2003 sonrası kuzeyden buraya giden bir aile de var ama diğerleri 1974'ten önce güneyde kalmış, bazıları 'karma evlilik'lerden doğmuş ya da kendileri 'karma evlilik' yapmışlar.
Muhtar da onlardan biri...

*  *  *

O da benim gibi 1968 doğumluymuş. Türkçe bilmiyor. Birkaç kelime hariç.
Eh, ben de birkaç kelime Rumca biliyorum ama bu yetmiyor. Elias'ın çevirisiyle anlaşabiliyoruz.
Özgül'ün hikayesi ilginç. Daha doğrusu ailesinin 'belgesellik' bir öyküsü var. Zaten babası Hasan ile annesi Haralambia'nın yaşadıklarına Niyazi Kızılyürek ile Panikos Hrisantou 'Akamas' adlı belgeselde yer vermişler.
Özgül Hasan üç dönemdir, yani 10 küsur yıldan beri küçük Androlikou köyünüm muhtarı... Oysa 1973 öncesi 498 kişi yaşıyormuş köyde. Türkçe adıyla Gündoğdu diye bilinen köyden göçenlerin bir kısmı Çamlıbel'e, bir kısmı Güzelyurt'a, bir kısmı Lapta'ya, bir kısmı da Mağusa'ya yerleştirilmiş.
"Var mı yeğenler, akrabalar, görüşüyor musunuz?" diye soruyorum Özgül'e...
Zaman zaman görüştüğü, tanıdığı akrabaları varmış kuzeyde... Bazılarının isimlerini de veriyor, hısım akrabalardan...

*  *  *

Özgül çiftçilik yapıyor köyde. Avluda traktörler, tarım aletleri var.
Eşi Ukraynalı. Adı Irına...
İki erkek çocukları var. İsimleri Aleksandros ve Fotis.
"Çocuklar hangi dinden?" diye soruyorum. Irına "Karmaşık bir mesele" diyor.
Karmaşıklık Özgül'ün anne babasının ilginç hikayesine dayanıyor.
Bir Kıbrıslı Türk adam ile bir Kıbrıslı Rum kadının dört çocuğundan biri
Özgül... Tümü de erkek...
Çocukların tümüne Türk isimleri verilmiş: Özgül, Zorlu, Mustafa ve Sonay...
Androlikou bir Türk köyüydü. Hasan Müslüman, eşi Haralambia Ortodoks’tu.
Savaştan sonra kuzeye geçmek yerine güneyde kalan ailenin çocukları zamanla Türkçe'yi unuttular. İsimleri ise Türk ismi olarak kaldı.
Aralarından sadece Zorlu, evlendikten sonra vaftiz olup Dimitris adını almış, Ortodoks olmuş.

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

 

Bu yazı toplam 4252 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar