1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. ANKARA DOĞU AKDENİZ’DE ÇIKIŞ ARIYOR
Sami Özuslu

Sami Özuslu

ANKARA DOĞU AKDENİZ’DE ÇIKIŞ ARIYOR

A+A-

Dış politikada çok büyük bir açmaz içine giren Türkiye hükümeti bugünlerde Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de ‘çıkış yolu’ arıyor.
Erdoğan yönetiminin geleneksel ‘Kasımpaşa’ tarzındaki dış politika yaklaşımı yerini ‘ılımlı siyaset’e bırakmış görünüyor.
Son 10 yıl içerisinde ciddi bir gerilim yaşanan ve diplomatik ilişkilerin ‘maslahatgüzar seviyesi’ne indiği Mısır ile ikinci tur görüşmeler dün ve bugün Ankara’da yapılıyor. Kahire’deki ilk turda beklenen ilerleme olmamıştı. Çünkü Mısır yönetimi Türkiye’nin Müslüman Kardeşler’e destek vermesinden rahatsızdı. Mısırlı muhalif gazetecilerin Türkiye’den yaptıkları yayınların durdurulmasını isteyen Kahire yönetiminin talebi bu seferki toplantıya kadar halledildi. Ankara, Mısır’ın istediğini yaptı ve söz konusu yayınları susturdu.
‘Bunlar Ankara-Kahire ilişkilerinin eski seviyeye gelmesi ve 2013 öncesine dönülmesini sağlayacak mı’ sorusunun yanıtını henüz bilen yok. Ancak şu biliniyor: Türkiye Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da kaybettiği diplomatik kanalları yeniden açmak ve bu kanallardan bölgede söz sahibi olmak istiyor.
Kuşkusuz en önemli meselelerden biri de Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları… Ankara henüz oyuna girebilmiş değil. Çünkü Deniz Hukuku Antlaşması’na taraf değil ve bölge ülkeleriyle münhasır ekonomik bölge antlaşmaları da imzalamadı. Doğu Akdeniz’deki gazda ve diğer ekonomik meselelerde devre dışı kalan Ankara’nın ‘uluslararası hukuk’ içerisine girme çabası önümüzdeki günlerde daha da artacak gibi görünürken, Birleşik Arap Emirlikleri ile yakınlaşma çalışmaları da bu çerçevede yorumlanıyor.
**
Hiç kuşku yok, mesele gelip Kıbrıs’a dayanacak. Çünkü Doğu Akdeniz gazı için kurulan East-Med Grubu var ve Türkiye bu oluşumda yer almıyor. Almıyor, çünkü orada Kıbrıs var. Yani Kıbrıs Cumhuriyeti…
İsrail birkaç defa alenen çağrı yaptı Türkiye’ye, “Gel” diye, lakin Ankara klasik yanıtını verdi hep: “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin olduğu masaya oturmam.”
Çünkü Türkiye Kıbrıs’ı tanımıyor. Garantörü olduğu Cumhuriyet’in 1960’ta kurulanla aynı olmadığını söylüyor. Eğer Ankara o masaya oturursa Kıbrıslı Türkler havada kalacak. Oturmazsa da gazda söz sahibi olamayacak. 
Aklın yolu ‘Kıbrıs’ın çözüme kavuşturulması’ndan başka bir seçenek bırakmıyor. ‘Yeni Osmanlıcı’ bir vizyonla ve güç ile gerilim politikalarıyla Türk dış politikasının bölgede geldiği durum budur. Bu durum bir açmazdır.
Diyalog, işbirliği ve uzlaşı politikasından uzaklaşan ve dünyada yalnızlaşan Türkiye’deki AKP iktidarı işte bu yüzden ‘U dönüşü’ sayılabilecek işlere imza atıyor, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri karşısında şirinlikler yapıyor.
Bu şirinlikler olumlu sonuç verecek mi bilinmez ama verse de bunun yeterli olmayacağı aşikar… Çünkü East-Med’de diğer ülkeler de var. En başta Anasatasiadis’in Kıbrıs’ı var, Yunanistan var, İtalya var…
Ve elbette petrol şirketlerinin geldiği ABD dahil bölgede çıkarı olan zengin ülkeler var.
Bozulan, dağılan ilişkileri toparlamak kolay değil. Ama bir yerden başlamak lazım tabii… 
Mısır ve BAE girişimlerinden olumlu sinyaller gelmezse, muhtemeldir ki bölge yeniden gerilecek.
Yok, Ankara bu iki ülkeden ilişkilerin normalleşmesi yönünde sinyaller alırsa eğer, çok daha farklı bir tablo çıkabilir ortaya…
Kıbrıs dahil…
 

Bu yazı toplam 1438 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar