1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. ANKARA KIBRIS SORUNUNDA KİMİ DESTEKLİYOR?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

ANKARA KIBRIS SORUNUNDA KİMİ DESTEKLİYOR?

A+A-

 

Hükümet ortağı iki sağ partinin alenen “Biz Cumhurbaşkanı Akıncı ile aynı fikirde değiliz” demesiyle birlikte çok önemli bir soru ortaya çıktı.

Acaba Ankara Kıbrıs sorunuyla ilgili kimi destekliyor?

Akıncı’yı mı?
UBP-DP hükümetini mi?

Yani ‘federal çözüm’ perspektifini mi, yoksa ‘çözümsüzlük çözümdür’ siyasetini mi?

Açıktır ki Akıncı masada ‘federal bir ortaklık’ için çaba sarf ederken, hükümetteki partiler her türlü çözüm olasılığına karşı gardlarını şimdiden aldılar.

Bu durum, 2002 Kasım ayı sonrasına, yani AKP’nin Türkiye’de tek başına iktidara gelip “Kıbrıs’ta çözümsüzlük çözüm değildir” demesiyle başlayan ‘iki farklı Ankara’ günlerine benziyor!

Bir yanda dönemin Cumhurbaşkanı Denktaş ve sağ partilerin sırtını yasladığı çözüm karşıtı ordu…

Diğer yanda ise Talat ve diğer sol partilerle ‘çözüm ve AB yolu’ perspektifinde bir şekilde yolu kesişen AKP hükümeti…

‘İki Ankara’ o dönemde Kıbrıs siyasetinin ‘tahtaravalli’si gibiydi.

Güç bir o yana, bir diğer yana gidip geliyordu.

***

2008 sonrasında AKP –daha doğrusu Erdoğan- ‘askeri vesayet’i büyük oranda saf dışı bırakınca, bu ‘denge’ meselesi tamamen değişti.

Lakin, demokrasi fukarası Türkiye’de bu sefer ‘AKP faşizmi’ne doğru yelken açıldı. Bu ayrı bir konu…

Kıbrıs siyasetinde ise askeri kanat devre dışı kaldığından, AKP kurmaylarının öngördüğü düşünceler hakim oldu.

Kuşkusuz AKP’nin Kıbrıs’la ilgili açılımı, AB sürecinin önünü açıp, içerideki bu güç dengesini değiştirmeyi de hedefliyordu. Buna ‘takiye’ de denilebilir pekala ama sonuçta popülizm de olsa, takiye de olsa demokratik açılım, darbelerle idare edilen bir ülke bakımından ileri bir adımdı.

Bu ileri adımın pozitif yansımaları Kıbrıs siyasetinde de görüldü. On yıllarca ‘statüko’yu korumak ve ‘entegrasyon’a varan absürd idealler üzerine bina edilen Kıbrıs politikasında ciddi ray değişikliği olmuştu.

Türkiye de bu değişikliğin meyvelerini uzun süre yedi ve söylemde de olsa bu siyaset hala devam ediyor. Daha iki gün önce Mevlüt Çavuşoğlu yine ‘çözüme destek’ mesajı verdi.

***

Çavuşoğlu ‘çözüme destek’ mesajı verdi, Erdoğan da Akıncı vasıtasıyla ‘5’li konferansa yeşil ışık’ yaktı ama bizim hükümetin söyledikleri kafaları karıştırdı.

Başbakan Özgürgün, Başbakan Yardımcısı Denktaş ve Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu’nun dile getirdikleri, kendi siyasi geçmişleri ve çizgileri bakımından hiç de sürpriz değil.

Ama soru şu: Eğer Ankara Akıncı’ya çözüm için ‘yürü ya kulum’ diyorsa, hükümet ortaklarının başka hava çalması ne anlama geliyor?

Hele ‘Anavatan ile et ve tırnak’ olduğunu söyleyip, koşulsuz her konuda biat edenlerin alenen çözümsüzlüğe yatması basit bir durum olamaz.

Peki ne olabilir?
İki ihtimal var…

Birincisi, “Türkiye yönetimi Kıbrıs’ta gerçekten çözüm istiyor ve Akıncı’ya gerçekten destek veriyor, ama hükümete de ‘tantana çıkarıp Başkanın elini güçlendirin’ diye soğuk savaş taktiği uygulatıyor. Tahsin Bey’in anlattığı anekdot bu mantığın oralarda hakim olduğunu gösteriyor. Ama Akıncı’nın bundan mutlu olmaması, olasılığı güçsüzleştiriyor.

İkinci ihtimal ise, Ankara bir taraftan ‘çözüm istediği’ havası yaratmak için Akıncı’ya gazı veriyor, ama diğer taraftan da ‘statüko bekçileri’ni de gizliden zinde tutuyor.

Üçüncü bir olasılık var mı, bilmem, ama bana göre olup bitenleri en iyi 2 numaralı senaryo izah ediyor.

Bu yazı toplam 2535 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar