Azınlık durumundaki UBP-DP-YDP koalisyon hükümetinin toplumdan ne kadar koptuğunu gösteren olaylar dizisi yaşıyoruz.

Kaç gündür herkes soruyor: TC-KKTC mali anlaşmasının içeriğinde ne var?

Vatandaş soruyor, cevap yok.

Basın soruyor, cevap yok.

Sivil toplum soruyor, cevap yok.

Muhalefet soruyor, yine cevap yok.

Ankara’daki imza töreni öncesinde de çok soruldu bu soru.

Ancak imza töreninin sonrasında dahi anlaşmanın ekindeki asıl detaylar toplumun her kesiminden ısrarla saklanıyor.

Hatta hükümet ortakları dahi ‘anlaşmanın son şeklini bilmediklerini’ dün meclis kürsüsünden itiraf etmek zorunda kaldılar.

***

Başbakan Ersan Saner iki gün Ankara’da kaldı, temaslar yaptı, imzalar attı.

Dün sabah adaya dönüşünde basın açıklaması da yaptı, fakat o ayrıntılardan hiç söz etmedi.

Heyet Ankara’dayken de, döndükten sonra da Başbakanlık’tan ısrarla anlaşma metninin eklerini talep eden basın mensuplarına olumlu yanıt verilmedi.

Bir umut, belki Başbakan mecliste açıklar diye gün boyu beklemek de işe yaramadı. Zira Başbakan Ersan Saner saatler süren meclise uğramaya dahi tenezzül etmedi.

Muhalefet milletvekilleri defalarca kürsüde ‘ayrıntıları’ sorup durduysa da, Başbakan gelip bir cevap vermedi.

Meclisteki hükümet üyeleri ‘Biz de bilmiyoruz, belki Başbakan Saner gelip kürsüden açıklar’ dediler.

Fakat Saner onların beklentilerini de boşa çıkardı.

***

Çok açıktır: Bir dizi müdahale ile bu göreve getirtilen Ersan Saner için kendi toplumu, kendi meclisi, kendi basını, kendi insanı önemli değil.

48 saatini Ankara ziyaretine ayırabilen Saner, meclisine bilgi verecek yarım saat bulmadı.

Bulamadı değil, bulmadı.

Zira ihtiyaç duymadı. Toplumsal iradenin temsil edildiği ve de TC-KKTC anlaşmasının da onay mercii durumundaki parlamentoyu ‘gitmese de olur’ kategorisinde gördü.

Ankara’ya gidiyor ama Lefkoşa’da meclise uğramıyor.

Neden?

‘Kabe’si’ Ankara’dır da ondan!..

***

Peki ama Ankara’daki iktidar Lefkoşa’da kendi elleriyle kurdurdukları koalisyondan ve aleni müdahale ile UBP’nin ve yürütmenin başına getirttikleri Saner’den memnun mudur acaba?

Siyasi kulislerde bu soru soruluyor ve bazı cevaplar da veriliyor bir süredir.

İddialar ‘pek de memnun olunmadığı’ yönünde…

Onca reverans ve şükran gösterisine rağmen, Saner ve ekibinin ‘verimlilik karnesi’nde pek de iyi notlar yokmuş.

Gerçi Ankara yönetimleri ve onların buradaki temsilcilerinde genel bir hoşnutsuzluk hep oldu. Kıbrıs Türk siyasilerinin ve bürokrasisinin ‘iş bitiricilik’ konusunda zayıf olduğunu düşünür, öyle raporlar verir genelde Yardım Heyeti’ndekiler…

Yani çok da tuhaf değil Saner’in de beğenilmiyor olması…

Ancak henüz iki ayını doldurmadan ‘gözden düşmeye başladığı’ yönünde iddiaların ortalıkta dolaşması biraz ilginç…

Oysa hem parti içinde, hem de mecliste neler yapılmadı onu oraya oturtmak için…

Ankara’dakiler ‘Kendim ettim kendim buldum’ şarkısına merak sarmış olabilirler bu günlerde…

Güzel şarkıdır.