‘Anlamlı, kullanışlı, pratik bir GYÖ’
Tırnak içine aldım, çünkü bu söz bana ait değil...
Bir Kıbrıslı Rum facebook’a yazmış. Adı George Philis...
Tanımıyorum.
‘Anlamlı, kullanışlı ve pratik bir Güven Yaratıcı Önlem’ diye nitelediği, Kanal SİM’de bugünden itibaren yayına girecek ‘Yunanca kurs programı...’
Bir Kıbrıslı Rum’un bu şekilde algılaması ve bunu açıkça dile getirmesi çok önemli...
Çok sayıda Kıbrıslı Türk de programla ilgili son derece olumlu mesajlar veriyor.
Bu da UNITED MEDYA ailesi olarak bizi mutlu ediyor, onurlandırıyor.
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın dün Anastasidis’le görüşmesinde konuyu gündeme getirmesi ayrıca gurur ve cesaret verici bir sürpriz oldu.
**
Müzakare masasında liderler ve temsilcileri görüşüyor. Ne görüştüklerini tam olarak bilmiyoruz.
Yabancılar gelip gitmeye başladı. Onların cebinde neler var, çantalarında ne gibi planlar var bilmiyoruz.
Tahminlerimiz var, ama o kadar... Ötesine hakim değiliz.
Bir ‘çözüm’ün yakın olduğuna inanmak istiyoruz da, bu çözümde bizim rolümüzle ilgili bir netlik yok.
1960 gibi pişirilmiş, kurtarılmış bir yemek mi servis edilecek önümüze ve bize de sadece o yemeği kaşıklamak mı düşecek?
Yoksa pişecek yemekte tuzumuz, suyumuz, yağımız olacak mı?
**
Barış emek ister.
Müzakere masasında da emek ister...
Ama sokakta da... Medyada da… Sivil toplumda da… Sanatta da…
Barış belgisi bir kültüre dönüşmedikçe gerçeğe dönüşemez, hayal olarak kalır.
Masa başında çözüm önemlidir ama barış kültürü yoksa eğer, sonrasında sıkıntılar yaşanabilir.
Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar savaşlardan, göçlerden, çatışmalardan çok çekti.
Acısını her iki toplum da çok iyi biliyor.
Bu yüzden ‘barış’a uzak olmaları eşyanın tabiatına terstir.
Yeter ki emek harcansın.
**
İki toplum arasında gerçek anlamda ‘güven’ yaratmak için illa ki Maraş’ı açmaya gerek yok.
Açılacaksa Maraş açılsın, illa ‘bütünlüklü çözüm’ü bekleyelim görüşüne sıcak değilim.
Ama mesele o değil.
Toplumlar arasındaki ‘güven’le değil, liderlik düzeyindeki ‘al-ver’ kavgasıyla alakalıdır Maraş ve benzer konular...
Toplumlar arasındaki gerçek güveni yaratacak olan iletişimdir, birbirini anlamaya çalışmadır, yüzleşmedir, empatidir...
Kayıplarla ilgili süreç, gerçek anlamda bir ‘güven artırıcı önlem’dir. Her iki toplum da kayıplar gerçeğiyle yüzleştiği, kayıp yakınları diğer toplumun yakınlarıyla empati geliştirmeye başladığı için...
**
Kanal SİM’de bugünden itibaren başlayacak ‘Hasan Tuna ile Yunanca Öğreniyorum’ programını ‘Anlamlı, kullanışlı ve pratik bir güven yaratıcı önlem’ diye niteleyen Kıbrıslı Rum George Philis belli ki içinden geleni içtenlikle yazdı.
İçtenlikle söylenen bu cümle, Kıbrıs’ta ‘barış kültürü’nü geliştirmek için atılan adımları yüreklendiriyor.
Mehmet Ali Talat’ın dün yaptığı açıklama hem Kanal SİM’in Yunanca açılımı hem de bundan sonrası için üstlenilecek benzer inisiyatifler için motive edicidir. Özellikle de Eğitim Şurası’nda alınan kararların her iki tarafta da hayata geçirilmesi ‘barış kültürü’ bakımından büyük öneme sahiptir.
‘Öteki’nin dilini öğrenmek ve öğretmek için aktif çaba içine girmek, içerdiği mesaj ve pratik faydaları bakımından başlı başına bir ‘barış projesi’dir.
Ve gerçekten de ‘güven artırıcı önlem’dir.
Anlamı, kullanışlı ve pratik bir önlem…