1. YAZARLAR

  2. Tamer Öncül

  3. ANNELER GÜNÜ !..
Tamer Öncül

Tamer Öncül

ANNELER GÜNÜ !..

A+A-

 

Yarın “Anneler Günü”.

Birkaç gün önce, testoronu tavan yapıp; bir kadının üstüne yürümekten geri durmayan asabi politikacı, yarın,  “Analar kutsal varlıklardır” diye demeç vermekten geri durmayacak…

Kafasına başörtüsü geçirmiş (Kırmız Başlıklı Kız masalındaki) kurt politikacı; “Yavrusun sen Yavru kal” diye azarladığı komşu çocuğuna, “ana şefkati gösterir” ayaklarına yatacak… Elindeki kitabı (kafamıza doğru) sallayarak; “Cennet Anaların ayaklarının altındadır!” diye demeçler patlatacak..

Yarın “Anneler Günü”.

Ne yani, bugün Anneler Günü değil mi; Ya da dün neydi? Yarın ne olacak?!..

Yalnızca “demeç savaşları” değil “reklam savaşları” da böylesi günler yanaştıkça kızışır…

Geniş bir “hediye seçeneği” serilir insanların önüne; Beğen da beğendiğini…

“EN KUTSAL SEVGİ”nin sömürülmesi üzerine kurulan bu reklamlar, “Anneniz Bunu Hak Ediyor”; “Annelere Özel Kampanya”…   “Herkes Annenize Özenecek…” vb. sloganlarla başlayıp; MAL pazarlamakla uğraşıyorlar aslında… Övgüler de annelere değil; pazarlanan “MAL”adır… Analığa övgü yok… Aksine aşağılama var…  Sevgiyi, aşkı(14 Şubat’ta olduğu gibi) geri plana iten; küçük düşüren, hatta aşağılayan; “TÜKETİM AŞKI”nı öne çıkaran, bu tür reklamlara baktıkça aklıma hep Candan Erçetin’in o güzel  şarkısı düşer: “Annem anneeem, sen üzülmeee..”  

Zaman değişti ya; anneler de değişti çoktan; beklentileri de!..  Anneleri  türlere(!) ayırmak, babaları, aşkları, sınıflandırmak kadar kolay olmasa da, bu günü huzur içinde(!) geçirebilmeniz için, “anne tipilerini” iyi tanımanız gerek… 

 

Doğal/Fizyolojik Anne: Aslında çocuğu olan her kadın, bu genel sınıflandırmaya girer… Doğal bir organı gibi, dokuz ay bağrında taşıdığı çocuğunu, kendi hayatı pahasına koruyacak denli gözü kara ve samimidir… Her şeyi vermeye hazır olmasına karşın, bu doğal sevgi ve özverisinin karşılığında bir şey beklemez… Bu tür (gerçek) anneler için “hediye”nin de fazla anlamı yoktur… O’nun beklediği tek şey, sevgi/saygıdır…

 

Zoraki Anne (Kayınvalide): Başlangıçta işiniz  zordur!.. Çocuğunu (kendi parçasını) koparıp alan birisisinizdir çünkü… Kendinizi kabullendirmek için, ne kadar hediye alsanız boşuna… Ona verebileceğiniz en iyi hediye (onun gerçek çocuğu olan) eşinize iyi davranmanız, mutlu etmeniz ve “aşkınızın meyveleri” denilen torunlar olacaktır… Bunu başardıktan sonra gerisi kolay… Çünkü artık siz de onun çocuğusunuzdur…

 

Süt Annesi: Gerçek annenizin sizi besleyemediği durumlarda ortaya çıkan bu tür anneleri memnun etmek neredeyse imkansızdır… Sizi (hortumlarla/kablolarla) beslemesinin karşılığının kolay kolay ödenemeyeceğini hep hissettirir… Bir anlamda sizden (ona göre hiçbir zaman ödenemeyecek olan) DİYET ödemenizi bekler… Onun hoşlanmadığı bir şeyler yapmaya kalktığınızda derhal “size verdiği o AK sütü hatırlatır”.  Bir an olsun BESLEME olduğunuzu aklınızdan çıkarmanıza izin vermez… Ne zaman, kiminle arkadaşlık yapacağınıza; hatta evleneceğinize o karar verir (ya da vermek ister)…  Siz ona açıkça bu durumdan sıkıldığınızı söylemediğiniz sürece de, bu böyle sürüp gider… Sesinizi çıkarmaya kalktığınızda; “Yavrusun sen yavru kal” diye üstünüze yürümekten geri kalmaz…

Elinizi verseniz, kolunuzu da ister… 

“ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN…” demiyorum… Çünkü ANALIK bir günlük bir şey değildir…   

Bu yazı toplam 2150 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar