Annelerin gözünde…
İlk, anaokulun bahçesinde anımsarım annemi… Biz sırada beklerken bahçede, karşıdan gelişini…
Mesela arabanın bagajında anımsamam, Limasol’dan kaçarken Girne’ye doğru…
***
Evde terzilik yaptığını hatırlarım.
Avuç içine batan iğnelerin, biraz da benim çocuk yüreğimi kanattığını…
Bahçede yasemin dizerken hatırlarım.
O yaseminleri boynumuza asarken, gülüşünü...
***
Evet, ‘gülüşlerini’ severim en fazla...
Neredeyse ‘çatal bıçak’ sesi duysa, hemen ‘ritim’ vermişini, vücuduyla...
İlla ki keyfini, neşesini…
***
Macun yaparken heyecanla…
Bir küçük not defterine, yazılarımdan sevdiği paragrafları not ederken…
Siz istediğiniz kadar ‘doydum’ deyiniz, tabağınıza, bir koca kaşık daha yemek aktarırken...
Gün batımında kahvesini yudumlarken ve ‘gün yorgun’ düşse de hâlâ kaybetmemişken enerjisini...
***
Her hastalığımızda “Ben olsaydım keşke” deyişlerini anımsarım…
Ve hasret yolu gözleyişlerini, göç yollundaki evlada...
***
Babamı bir ameliyattan ötekine taşırken dik duruşunu ve aylarca yanında bekleyişini hatırlarım...
Çiçeklerini sevişini...
Kumsalda kumlarla oynarken ‘içinden’ hiç eksiltmediği çocuğun sevincini...
***
En sıkıntılı ve zor anlarımda, en umutsuz ve yılgın zamanlarımda anamın gülüşüne sarılırım mutlaka…
Annem, gülümser bana her zorlukta…
Başaracağımı söyler..
Israrla ve inatla başaracağımı…
Ve güç verir mutlaka…
Tüm anaların yüzünde görürüm aynı umudu, aynı gülüşü, aynı sevgiyi ve güzelliği…
***
İlk, anaokulun bahçesinde anımsarım annemi…
Avuçlarımız açık, beklerken elimize vurulacak ‘ceza cetveli’ni…
Gelip beni alışını sıradan, hışımla….
***
Ben, hâlâ aynı çocuğum, sırada bekleyen…
Ve annelerin gözünde, hep çocuk kalır büyükler…