“Annem ölümünden bir hafta önce ölümle tehdit edildi”
Alayköy’de 31 Mart tarihinde cinayete kurban giden Hacer Ulaş’ın kızları YENİDÜZEN’e konuştu
DNA RAPORLARI HENÜZ GELMEDİ… Evde ölü olarak bulunan ve otopsisinde ‘cinayete’ kurban gittiği açıklanan Hacer Ulaş’ın ölümü ile ilgili soru işaretleri henüz cevap bulmadı. Cinayet zanlısı olarak tutuklanan eş 7 aydır cezaevinde tutuklu. DNA raporları ise henüz gelmedi.
AİLE TAHKİKAT EKSİK İDDİASINDA… Hacer Ulaş’ın kızları annelerinin S.G., isimli biri tarafından tehdit edildiğini ve bunu polise bildirdiklerini iddia etti.
Annelerinin ölüm saati ile ilgili polisin net bilgi vermediğinden yakınan Ulaş’ın kızları polisin cinayetle ilgili eksik tahkikat yaptığını iddia ediyor.
Annesinin ölmeden önce evlerinin bölgesinde inşaat işleri yapan S.G., isimli kişi tarafından tehdit edildiğini öne süren Banu Havalar, “Annem ölümünden bir hafta önce ‘ölümle’ tehdit edildi. 30 Mart tarihinde gece yatmadan bana ‘Banu, S.G., eve geldi ve beni ölümle tehdit etti’ dedi. Ben çok yorgundum annemi dinledikten sonra gidip yattım, kalktığım zaman annemi ölü buldum. Ben bu bilgileri polisle paylaştım, ciddi bir soruşturma yapıldığına inancımız kalmadı.
“Bölgede çalışan bir inşaat işçisi maaşını almadan cinayetin işlendiği tarihte adayı terk etti. Neye göre babam tutuklu, gelmeyen DNA sonuçları, açıklanmayan ölüm saati. Adil bir soruşturma olduğunu düşünmüyoruz. Evin anahtarını polis aldı, inceleme yapmadılar. Annemin yattığı koltuk örtüleri ve bir ayakkabısı dışında gözle görülür bir şey yapılmadı. Anahtarımızı bize geri verdiler, biz o eve giremiyoruz.”
Devrim DEMİR
Mart ayında 18 yaşındaki kızı tarafından evde ölü olarak bulunan ve otopsisinde ‘cinayete’ kurban gittiği açıklanan Hacer Ulaş’ın ölümü ile ilgili soru işaretleri henüz cevap bulmadı.
Polis, otopsinin ardından cinayet zanlısı olarak Hacer Ulaş’ın boşanma aşamasındaki eşi H.H.’yi tutukladı.
H.H., suçlamaları kabul etmedi, polis soruşturması tamamlandı. 31 Mart tarihinde tutuklanan H.H., 10 Mayıs tarihinde ileride yargılanmak üzere hükümsüz tutuklu olarak cezaevine gönderildi.
Cinayetin üzerinden 7 ay geçti, DNA raporları halen Türkiye’den gelmedi.
Yuvaları yıkılan iki genç kız, ortada kaldı. Hala annelerinin ölümüne ilişkin polisten açıklama yapılmadığını ifade eden 18 yaşındaki Banu ve 17 yaşındaki Ayşegül Havalar ilgisizlikten yakındı.
Kızlara teyze sahip çıktı
Annelerinin ölümü ile ortada kalan Havalar kardeşler, teyzeleri Leyla Ulaş’ın yanına sığındı. Annelerinin ölüsünün çıktığı eve bir daha giremeyen iki kardeş, Sosyal Yardım Dairesi’nin ilgisizliğinden şikâyet etti.
Annesi öldükten sonra maddi imkânsızlıklar nedeniyle üniversiteye gidemeyen Banu Havalar, iki ay önce bir muhasebe şirketinde çalışmaya başladı. 17 yaşındaki Ayşegül Havalar ise, imkânsızlıklar içinde liseyi bitirmeye çalışıyor.
Sosyal Sigortalara başvurarak, annesinin yatırımlarından faydalanmak istediğini ifade eden 17 yaşındaki genç kız yaşadıklarını anlattı.
“Teyzem mahkeme emri ile vasiliğimi aldı”
Okul ihtiyaçlarını almaya teyzesinin maddi gücü yetmediğini anlatan 17 yaşındaki Ayşegül Havalar, okul üniformasını yalvararak temin ettiğini anlattı.
Havalar, “Annemiz öldükten sonra teyzemin yanına sığınmak zorunda kaldık. Ablam üniversiteye gidemedi, maddi imkânsızlar nedeniyle. Teyzem sadece sosyal yardım aldığı için bizim ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyor. Annem mezarda, babam cezaevinde, annemin Sosyal Sigorta yatırımından faydalanmak için mahkemeye başvurduk. Bana beş ay sonra 18 yaşında olacaksın ne gerek var mahkemeye başvurmana dediler çok zor durumdayız ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Teyzem mahkeme emri ile 23 Eylül tarihinde vasiliğimi aldı.”
“Yardım derneklerine dilenmeye yolladılar”
Havalar, “Sosyal Hizmetler’de bizi Aydan hanımla yüz yüze hiç kimse görüştürmedi. Annem öldü, babam cezaevinde psikolog yardımı bile alamadık. Annem ve babam yaşarken biz kimseye muhtaç değildik, üniforma almak için Sosyal Hizmetler Dairesine gittik. Bütçelerinin yetmediğini söyleyerek üniforma almak için bizi yardım derneklerine vakıflara yönlendirdiler. Teyzemin durumu belli, bir üniforma almak için çok ezdiler bizi, ben okuyorum bir sürü ihtiyacım var her şeyim yarım. Köyümüzün belediye başkanı da muhtarı da annem öldükten sonra bir kez bile kapımızı çalıp derdimizi sormadı” dedi.
Ulaş: “Kadının kadına sahip çıkmadığı bir ülkede yaşıyoruz”
Cinayete kurban giden Hacer Ulaş’ın kız kardeşi Leyla Ulaş’ta yaşadığı sıkıntıları aktardı. Kız kardeşinin çocuklarına sahip çıktığı için pişman olmadığını ancak ciddi maddi sorunlar içinde boğuştuğunu kaydeden Ulaş, “Sosyal yardımdan aldığım maaş ile iki çocuğuma ve ev geçindirmeye çalışırım. İsyanım kadının kadına sahip çıkmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Bütün çabam kızlar için artık onlar bana emanet. Banu üniversiteye maddi imkânsızlıklar nedeniyle gidemedi ve işe başladı. Ayşegül hala okuyor, okul ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük yaşıyorum. Sosyal Hizmetler Dairesine gittik, kimse bizimle ilgilenmiyor bile. Bu çocuklar bir anda yuvalarını kaybetti, anne toprak oldu baba hapiste. Polis hala bazı soru işaretlerini cevaplamadı. Bu çocuklara devlet bir psikolog bile temin edemedi.”
Banu Ulaş: “Polis annemin ölüm saatini açıklasın”
Annesini 31 Mart tarihinde ölü olarak bulduktan sonra, 7 aydır kendini toparlamakta güçlük çeken 18 yaşındaki Banu Havalar, “Annemi ben buldum. Gözlerimin önünden hiç gitmeyecek. Babamla tartışmaları oluyordu, ama şiddeti yoktu. Cinayetin olduğu gün kızgındım babamın yaptığından şüphelendim ama babamla defalarca konuştum. Birçok örnek alındı hala bize annemin ölüm saatini kimse açıklamadı. Kimsesiz kaldık, annemiz yok babamız yok. Ben üniversiteye gidemedim, kardeşim bin bir zorluk içinde okula gidiyor. Ben iş bulalı 2 ay oldu. Çok zorluk içindeyiz ve ne yazık ki kimse bizi sormadı” dedi.
“Annemi tehdit edeni polise söyledim”
18 yaşındaki genç kızın iddiaları ise tüyler ürpertici. Annesinin ölmeden önce evlerinin bölgesinde inşaat işleri yapan S.G., isimli kişi tarafından tehdit edildiğini öne süren Banu Havalar, “Annem ölümünden bir hafta önce ‘ölümle’ tehdit edildi. 30 Mart tarihinde gece yatmadan bana ‘Banu, S.G., eve geldi ve beni ölümle tehdit etti’ dedi. Ben çok yorgundum annemi dinledikten sonra gidip yattım, kalktığım zaman annemi ölü buldum. Ben bu bilgileri polisle paylaştım, ciddi bir soruşturma yapıldığına inancımız kalmadı. Bölgede çalışan bir inşaat işçisi maaşını almadan cinayetin işlendiği tarihte adayı terk etti. Neye göre babam tutuklu, gelmeyen DNA sonuçları, açıklanmayan ölüm saati. Adil bir soruşturma olduğunu düşünmüyoruz. Evin anahtarını polis aldı, inceleme yapmadılar. Annemin yattığı koltuk örtüleri ve bir ayakkabısı dışında gözle görülür bir şey yapılmadı. Anahtarımızı bize geri verdiler, biz o eve giremiyoruz.”
Aile polisin ilgisizliğinden şikâyetçi
Alayköy’ü 7 ay önce şok eden kadın cinayeti ile ilgili polisin yeterli araştırma yapılmadığını öne süren Hacer Ulaş’ın kızları ve kardeşi Leyla Ulaş, polisin ölüm saati hakkında net konuşmadığını iddia etti. Aile, “Ortada bir cinayet var. 7 aydır tutuklu biri var, polis bu cinayeti böyle kapatmaya çalışırken, gelmeyen DNA sonuçları nedeniyle bizim de elimiz kolumuz bağlı. Polise bazı şüphelendiğimiz durumları aktardık, ama çok ilgilendiklerini düşünmüyoruz. Annemin sosyal medya hesabında yeterli inceleme yapılıp yapılmadığını bize söylemediler” dedi.