1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Annesinin sözü (!)
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Annesinin sözü (!)

A+A-

Biz, aynı evde, aynı işi yapan, birimiz kamu, birimiz özelde iki insan…
Yıllardır!
Maaşlarımız “denk”ti.
Çalışma saatlerimiz, günlerimiz, gecelerimiz denkleşmedi pek…

Olsun!
Sonuçta hayatlarımız, tercihlerimizle ilgili değil mi?

***

Gel zaman, git zaman, denklik bozuldu.
Maaşlarımıza dair bir “makas” oluşmaya başladı.
O makas kesti, acıtmadı.
Biraz daha az maaş alıyor, eve biraz daha geç geliyordum.

Annan Planı günlerinde dengeyi bulmuştuk, galiba…
O dönemler ihtişamlı törenlerle imzalanan ikili protokollerde, altını çize çize, “kamunun daraltılması ve özel sektörün önünün açılması” falan deniyordu…

Sonrasında maaş farkı yeniden büyüdü.
Makas açıldı…
Boyum kısaldı…

Yarım katı…
Bir katı…
Bir buçuk katı…

***

En nihayetinde şöyle bir çözüm bulduk, evde maaş konuşmayacaktık.
Üretim, hizmet, performans, fayda gibi tartışmalarla “aile sadeti”ni bozmayacaktık.

Düne kadar!

***

İnsan merak eder nihayetinde…
Vergi dilimleri falan derken…
Rekora ulaştık…
Üç katını aştı maaş farkı…
İyiden dipte kaldım!

***

Biz, aynı evde, aynı işi yapan, birimiz kamu, birimiz özelde iki insan…
Yıllardır!
Pek çok evde böyle…
Özel daraldıkça daraldı…

“Fonlar, harçlar, vergiler aşağıya çekilerek yoksulun alım gücü yükseltilebilir” dendikçe, yukarıya çekildi…
Bu kaynakla gelen kaynakla makas açıldıkça açıldı…

Aynı evde, biri özel, diğeri de özele çalışan iki insanı, çoluk çocuk, düşünemiyorum bile…

***

Kıssadan hisse!
Bu ülkede “memur” değilsen eğer açsın!
Bir de “patron” değilsen…

Biz, aynı evde, aynı işi yapan, birimiz kamu, birimiz özelde iki insan…
“Annesinin sözünü” dinleyen kazanacak elbette (!)



 

Güneyde “yolcu” da sigortalı, kuzeyde değil!


Kıbrıslı Rumlara yönelik “araç sigortası” utancını yazmıştım.
İster vurgun deyiniz, ister fırsatçılık…
Bence utanç…

***
Meğerse “dahası” varmış!
Güneyde yapılan sigortada 38 milyon euroya kadar yolcular da sigortalıymış!

***
Biraz daha net bir örnekle meseleyi açalım.
Siz, aracınızla güneye geçtiniz.
Kıbrıslı Rum işletme size aylık 25 Euro sigorta yapıyor.
Bu sigorta kapsamında 1.3 milyon Euro hasar teminatı var.
Ayrıca…
Bir kaza olursa, yaralanma durumunda yolcular da 38 milyon 600 bin euroya kadar sigortalı…
Her kazada…

Kıbrıslı Rum birisi kuzeye geldiği zaman ona da 25 euro karşılığı aylık sigorta yapılıyor.
Ücret aynı ama “sorumluluk” değil!

1.2 milyon euro teminat var güneyde, kuzeyde 15 bin euro!
Yolcuya yok!


Üstelik işin aslı 365 gün 35 euro olan sigorta, aylık 25 euroya fatura ediliyor, Kıbrıslı Rumlara…

(Bir bilgi daha… Adanın kuzeyinde şu anda geçişlerde kendi kadrosu ile sigorta yapan 5-6 şirket var, geriye kalan 28 şirket haklarını yıllık 160 bin euro gibi kiralıyor.)
 

arac-sigorta.jpg



 

‘İki devlet’ temelinde


Öyle görünüyor ki yurdumuzda iki temel “yurttaşlık” olacak.
Birisi, Türkiye Cumhuriyeti…
Diğeri, Kıbrıs Cumhuriyeti…

Ankara’dan her gelen Bakan, özellikle de TC yurttaşları için yeni açılımlar, haklar, avantajlar açıklıyor.
“KKTC” adına konuşan bakanlar ise sürekli teşekkür ediyor, şükran sunuyor, bağlılık bildiriyor, kardeşlikten söz ediyor.

Öyle de kendi yurttaşları için ne olduğunu anlamıyor, anlatmıyor, bilmiyor, ilgilenmiyor.

Son örnek!

Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin geldi, bir protokol imzaladı, “bu protokol ile burada çalışan vatandaşlarının sağlık, çalışma yaşamı haklarından yararlanacağını” açıkladı.

Öyle anlaşılıyor ki protokol, adanın kuzeyinde yaşayan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına sağlık ve çalışma yaşamıyla ilgili bazı haklar kazandırdı.

Sağlıkta da böyle oldu eğitimde de!

“İki devletli siyaset” boşuna ilan edilmedi.
Adım adım ilerliyor, Türkiye Cumhuriyeti ile Kıbrıs Cumhuriyeti temeline oturtulan gelecek!

 



 

Kanalizasyondan gaz ve hep gaz!


Elektrik yok ya, gün gece…
Yakıt bitti, arıza oldu, Aksa sustu, teknecik tekledi derken…
Hep bir azap…

Limasol’da yeni bir arıtma tesisi geçtiğimiz hafta devreye girdi.
Tesis günlük 13 bin metreküp atık işleme kapasitesine sahip!
Ama en önemlisi şu, tesiste arıtılan kanalizasyon atıklarından, elektrik üretilmesi amacıyla biyogaz elde edilecek!

Bizim battığımız yerden yeni bir dünya kuruyor kimileri!

 


 

Bu yazı toplam 3362 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar