Bir 'aptallık' silsilesi var ki, 'sınırsız'...
Milliyetçi hezeyanlara 'barikat' çekmemişler, onlar aradaki duvarları çoktan yıkmış!
Kafalar beton...
Bir onu yıkamamışlar!

*  *  *

Salamis'te Antigoni oyunu sahnelendi ya,  harikulade bir topluluğun huzurunda, evrensel bir büyüyle...
Güneyde kimileri ayağa kalktı!
Bu "kafalar"ı biliriz biz...
Çok da yakından tanırız...
Karabasan gibi çökerler, nerede bir aydınlık varsa, üzerine...
Sayıştay devreye girmiş de "soruşturma" başlatacak, Salamis’teki oyun için!
Neden?
Çünkü "arkeolojik" alan işgal altında!

*  *  *

Mesele 'etnik karşıtlık’ değildir...
Milliyetçi aptallıktır...
Kuzeyde ibadete yasaklama getiren de aynı tür örümceğin zehir kesesinden yayılan ağdır!
Biri “sahici” olmayan "egemenlik" saplantısı içindedir, öteki "gerçek üstü" bir sahiplik kompleksi!
İkisinin de başına “devlet” düşmüştür!
Birine “tek başına sahip olmak” ağır gelmiştir, ötekine “eğreti” hali!

*  *  *

Göz bebeklerine sokarcasına dağa taşa bayrak boyamak ve asmakla, her meselede sahteliği sorgulamak arasında ince bir çizgi dahi yoktur aslında...
Dünyasızlıktır ikisi de...
İnsan en fazla utancını bağırır genelde!

*  *  *

Barikatlar ilk açıldığı zaman ‘KC Kimlik Kartı’ kuyruğunda, en ateşli milliyetçileri görenler şaşırmıştı (!)
Oysa biliyorduk, örneğin, en fazla da onların çocukları kaytarırdı askerlikten...
Her törende, en önde onlar otururlardı yine, hamasi nutukları en fazla onlar yükseltirdi!
Muhtemelen güneyinde adanın farklı değildir durum...
Kim bilir, kuzeyde, rulet masalarının etrafında gezinen en fazla onlardır...

*  *  *

Böyle “mış” gibi akıyor buralarda hayat...
Gülüp geçsek mi, oturup ağlasak mı bilemiyoruz...
Yanıyoruz için için!