Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Özel Temsilcisi Doç. Dr. Kudret Özersay, Kıbrıs Türk tarafının önerileriyle al-veri zorladığına işaret ederek, “Ekim sonuna kadar al- ver yaparak yakınlaşma arayacağız. Aksi halde süreç sıkıntıya girebilir” dedi.

Petrol ve doğal gaz arama girişimlerine de değinen Özersay, Rum tarafını caydırma amacıyla Türkiye ile yapılan Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması’nın uluslararası hukuktaki paylaşım ilkelerine uygun olduğunu, benzeri anlaşmaların tüm dünyada yapıldığını belirtti.

Özersay, BRT’de katıldığı bir programda gündemdeki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“RUM TARAFINI CAYDIRMA HEDEFİYLE YAPILDI”

Özersay, petrol krizi nedeniyle sürecin olumsuz etkilendiğini ve sürecin en kritik aşamasında müzakerelere odaklanmak gerekirken Rum tarafının enerjisini petrol konusuna yönlendirdiğini söyledi.

Kıbrıs Türkü’nün hakkını doğal olarak arayacağını, bugün yapılanın da bu olduğunu kaydeden Özersay, “Türk tarafı neden Rum tarafının aramaya başlamasını bekledi?” yönündeki soruya şu yanıtı verdi:

 “Bu adımlar 2003’ten itibaren her yol denenerek engellenmeye çalışıldı. Bizim son noktaya kadar beklememiz, ‘Rum tarafı fiilen kazmaya başlarsa gerekli adımları atarız’ dememiz, iyi niyetle hareket etmek istememizdendir. Bizim için kıta sahanlığı antlaşması da, verdiğimiz ruhsatlar da Rum tarafını caydırmak ana hedefiyle yapılmıştır. Bu antlaşma önleyici tedbir niteliğindedir. Ancak ok yaydan çıktıysa ve Rum tarafı bu çalışmaları ertelemeyecekse bunu oturup izlemeye niyetimiz yoktur. Kıbrıs Türkü’nün hakkını korumak için biz de arama yapacağız. Bunu, karşı karşı olduğumuz bu sorun ilk konuşulmaya başlandığında söylemiştik; şimdi de yapıyoruz”

“GÜNEY SAHİLLERİNDE RUHSAT VEREBİLİRDİK”

Özel Temsilci Doç. Dr. Özersay, KKTC ile Türkiye arasında yapılan kıta sahanlığı sınırlandırma antlaşmasının iki ülke arasında bir çizgi şeklinde sınır belirlediğini, bu çizginin kuzeyinde kalan bölgelerin Türkiye’nin kıta sahanlığı, çizginin güneyi ile KKTC sahilleri arasında kalan bölgenin de KKTC’nin kıta sahanlığı olarak ortaya çıktığını söyledi.

Özersay, “Fakat bu antlaşmanın, Kıbrıs adasının güney sahilleri açığında hükümetimiz tarafından verilen ruhsatlarla bir ilgisi yoktur. Bu antlaşma yapılmamış olsaydı dahi KKTC hükümeti Güney Kıbrıs sahilleri açıklarında ruhsat verebilirdi. Zira o bölgelerde Kıbrıslı Türklerin 1960’tan kaynaklanan hakları nedeniyle hak sahibiyiz” dedi.

“AL-VERE ZORLAYACAĞIZ”

Liderlerin görüşmesine de değinen Özersay, “Al-vere zorlayacağız. Ekim sonuna kadar al- ver yaparak yakınlaşma arayacağız. Zaten Genel Sekreter’in taraflardan beklediği de bu. Aksi halde Ekim sonu süreç sıkıntıya girebilir” dedi.

Ekim sonuna kadar yeterli ilerleme sağlanması durumunda ise sürecin son aşamasına geçme ihtimalinin çok yüksek olduğunu vurglayan Özersay, “Bizim için son aşama garantör devletlerle Kıbrıs’taki iki tarafın katılacağı dörtü yahut beşli bir toplantıdır” şeklinde devam etti.

Özersay, “Rum tarafı yan çizebilir mi?” sorusuna, “Bekleyip görmek lazım. Umutlanmak için sebep var” yanıtını verdi.

DIŞİŞLERİ BAKANI’NIN AÇIKLAMALARI

Kudret Özersay, Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün açıklamalarıyla gündeme gelen “yetkili-yetkisiz” tartışmasının hatırlatılması üzerine ise, “Bu ülkenin ihtiyacı olan şey bu tür tartışmalar değildir. Hepimiz görevimize odaklanmalıyız. Ben bunu yapmaya devam edeceğim. Cumhurbaşkanımızın sözleri üzerine başka herhangi bir şey söylemek gerekmez diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.