‘Anto; saklı şehrin laneti’
Namık Chavush, oğluna anlattığı fantastik hikâyeleri “neden kitap olmasın” diyerek bir yerde topladı
Namık Chavush konuşma diline özgü, abartısız ve akıcı bir dille yazıyor. Amatör olarak, içindeki yazma dürtüsü ile yola çıkıp, bunu profesyonel bir noktaya taşımayı başardığı için takdiri hak ediyor. Gençler için yazdığı fantastik hikâye, Anto Saklı Şehrin Laneti dünyanın pek çok farklı ülkesinden ilgi görüyor. İngilizce dilinde yayınlanan bu kitap Amazon sitesinde satılıyor. Dünyanın farklı noktalarındaki pek çok hayat, kitaplar sayesinde ortak bir paydada buluşuyor. Namık yeni kitabında ise Kıbrıs’ı bir yabancının gözüyle anlatıyor. Tüm olumsuzluklara rağmen çok güzel bir adada yaşadığımızı dünyaya duyurmak istediğini söylüyor.
“BURADA YAŞAMAYI SEVİYORUM”
“Annem ve babam küçük yaşta İngiltere’ye yerleşti, orada evlendiler. Ben de 1980 yılında Londra, Lambeth’de doğdum. Üniversite eğitimimi Canterbury Üniversitesi’nde radyoloji üzerine yaptım. 2006 yılına kadar orada yaşadım, çalıştım. Ailemin adaya dönme kararı almasının ardından ben de buraya yerleştim. İlk başta radyoloji uzmanı olarak burada iki özel hastanede çalıştım. Şu anda aile şirketimizde çalışıyorum. Mesleğimi yapmıyorum, böylece kitap yazmaya daha fazla zaman ayırıyorum. Kıbrıs’ta yaşamayı seviyorum. Tüm ailem burada yaşıyor. Elbette İngiltere’deki düzen burada yok, orası daha sistemli, sonuçta bir Avrupa ülkesi. Yine de Kıbrıs çok güzel… Havası, doğası, insanları çok özgün…”
Namık sanatın her alanına ilgi duyan bir isim… Yaptığı resimleri, açtığı sergileri ve üç müzik albümüyle bir sanatseverden çok daha fazlası…
“Çok küçük yaştan beri her çocuk gibi ben de resim yapmayı seviyordum. Zamanla bunu geliştirdim. Yağlı boya pek çok çalışma yaptım, Kıbrıs’ta üç sergi açtım. Doğayı, gerçekte olduğu gibi bütün ayrıntılarına bağlı kalarak anlatmayı değil, ondan edindiğim izlenimi, bende uyandırdığı duyguları anlatmaya çalıştım. Renkleri kullanmayı, ışığın yönünü gösteren çalışmalar yapmayı severdim. Bunun yanında İngiltere’de, İngilizce dilinde üç müzik CD’si çıkardım. Kendi bestelerim ve sözlerimden oluşuyordu. Zaten 6 yaşından bu yana piyano çalıyordum. Albümlerimden birinde olan Summer Time Reggy şarkım dinleyiciler tarafından çok ilgi gördü. Hatta bu şarkıya Kıbrıs’ta Eralp Adanır bir de klip çekti. Müzik piyasası çok zor bir piyasadır. Bu işten kazanç elde etmek kolay değildir, bu anlamda benimki biraz amatör bir çabaydı.”
“KİTABI İNGİLİZCE YAZDIM ÇÜNKÜ BENİM ANA DİLİM İNGİLİZCE”
Tüm sanat dallarının ardından edebiyata yönelen Namık Chavush, kitap yazmaya dek uzan süreci bizimle paylaştı.
“Her zaman yazı, hayatımda yer aldı. Şarkı sözleri, küçük hikâyeler hep yazardım. Ancak oğlum bir yaşına gelince benden her gece bir hikâye anlatmamı istemeye başladı. Ben de hayal gücümü kullanarak ona hikâyeler oluşturmaya başladım. Hikâyeleri zihnimde yazarken, neden bunların bazılarını yazmayım diye düşünmeye başladım. Böylece ‘Anto; Saklı Şehrin Laneti’ hikâyesi oluşmaya başladı. Tabii kitabı İngilizce dilinde yazdım. Çünkü benim ama dilim İngilizce… Kitap yer altındaki gizli bir şehrin hikâyesini anlatıyor.”
“ANTO, BİLİNMEYEN BİR YERALTI ŞEHRİNİN HİKÂYESİNİ ANLATIYOR”
Tamamen fantastik bir hikâye Namık’ın hikâyesi. Son zamanların en popüler konularından, özellikle gençlerin ilgi alanına giren konulardan…
“Bir gün bahçede otururken duvar üzerinde yürüyen küçük bir karınca gördüm. Karınca nasıl yer altında yaşayabilir diye düşünmeye başladım. Karıncalar gibi yeraltında yaşayan, küçük insanlar olabileceğini bundan habersiz yaşadığımızı hayal ettim. Bunlar binek hayvanı olarak karıncaları kullanan küçük insanlardı. Böylece yavaş yavaş hikâyem oluşmaya başladı. Böylece yazmaya başladım. Durmadan, kendiliğinden hiç takılmadan yazdım. Anto bilinmeyen bir yer altı şehri. Bir melek tarafından korunuyor. Hikâye Tarmus isimli şehrin koruyucu askeri etrafında şekilleniyor. Şehri sadece Tarmus koruyabiliyor, çünkü sadece ona özgü bazı güçler var. Kitap esas olarak böyle bir olay örgüsü anlatıyor.”
“YENİ NESİL FANTASTİK HİKÂYELERİ DAHA ÇOK SEVİYOR”
İyiler ve kötüler üzerinden fantastik bir hikâye anlatan Namık, neden fantastik bir hikâye anlatmayı tercih ettiğini bizimle paylaşıyor.
“Kitap on beş yaş üzeri çocuklar ve yetişkinler için yazıldı. Sanıyorum o günlerde Harry Potter hikâyeleri, Yüzüklerin Efendisi kitaplarını yoğunlukla okuduğum için biraz da onun etkisi altında kalmıştım. Bir de oğlumda da gözlemlediğim yeni nesil, fantastik hikâyeleri çok seviyor. Çokça ilgi gösteriyor. Onlar farklı bir neslin çocukları, hayal dünyaları da bizlerden çok farklı. Kitabın editörlüğü Kıbrıs’ta yaşayan, İngilizce öğretmeni olan, gazetecilik mesleğiyle de uğraşan Marion E. Stuart tarafından yapıldı. Müzik CD’lerimi yayınladığım zamandan bu yana devam eden bir dostluğumuz da vardı. Ergen gençlerin okumasında hiçbir sıkıntı görülmedi. Ancak satışlara baktığımda kitabın daha çok 20 yaş üzerindeki okurlar tarafından tercih edildiğini gözlemliyorum. Avusturalya’dan bile kitap satın alındı.”
“AMAZON’DA eBOOK SEÇENEĞİ DE BULUNUYOR, DAHA FAZLA TERCİH EDİLİYOR”
Kitap istek doğrultusunda Amazon tarafından basılıyor, satışı gerçekleşiyor. İsteğe göre kitabın eBook seçeneği de mevcut. Namık Amazon’a başvuru sürecini anlatırken, yeni kitabın da müjdesini veriyor.
“Kitap İngilizce dilinde olduğu için satış için en uygun mecranın Amazon olabileceğini düşündüm. Başvuru yaptım. Amazon’a başvuru yaptığınız zaman kitabınız incelenir ve satışı uygun görülürse kısa süre içerisinde size dönüş yapılır. Amazon’nun elbette bir seçici kurulu var. Gönderilen her kitabı yayınlamıyorlar ama herkes elbette bu mecrada şansını deneyebilir. Benim kitabımı yayınlamayı uygun gördüler. Siparişe göre baskısını yapıp dünyanın her tarafına gönderiyorlar. Böylece satıldığı kadar kitap basılmış oluyor. Bu bir anlamda kâğıt israfını da engelleyen çok güzel bir yöntem bence. Ayrıca kitabın eBook seçeneği de var. Dünyada eBook’larda artık çok yaygın olarak kullanılıyor. İkinci hikâyeyi de yazdım, şu anda yine Marion E. Stuart tarafından yeni kitabın editörlüğü yapılıyor. Hazır olduğu zaman aynı şekilde Amazon’a başvuracağım. İkinci kitapta biraz daha farklı bir hikâye anlatıyorum. Hikâye yine aynı yeraltı şehrinde ancak biraz mitolojik bir boyut kazanarak arafa, öteki dünyaya da gönderme yapıyor.”
“YENİ KİTABIMDA BİR YABANCININ GÖZÜNDEN KIBRIS’I ANLATIYORUM”
Bundan sonraki planlarını sorduğumda Namık yeni bir kitabın müjdesini veriyor. Bu kez bir İngiliz’in gözünden Kıbrıs’ı anlatmaya hazırlanırken, komedi unsurları yanında adanın kültürel tarihi özelliklerini de öne çıkarmak, kitabı okuyan yabancılarla bu güzellikleri paylaşmak istediğini ekliyor.
“Anto serisini üç kitap olarak tasarladım. Seri tamamlandıktan sonra Türkçeye çevirisini de düşünüyorum. Bunun yanında başka bir kitap yazmaya başladım. Henüz yeni ama bu kez Kıbrıs’ta geçen bir hikâyeyi anlatıyorum. İngiltere’den Kıbrıs’a yaşamak için gelen bir futbolcunun hikâyesi olacak. Olayları bir günlük yazar gibi anlatıyorum. Bu İngiliz futbolcu hem adada yaşadıklarını anlatacak, içinde komedi unsurları da olacak hem de satır aralarında Kıbrıs’ın güzelliklerine, kültürüne, değerlerine, tarihine de yer verecek. Bir anlamda, bir yabancının gözünden Kıbrıs’ı anlatıyorum. Hikâyenin şimdi yarısına geldim. Bu kitabı yabancılara Kıbrıs’ı anlatmak için yazıyorum. Biraz da kendi tecrübelerimin etkisiyle olayları kaleme alıyorum. Sonuçta annem, babam Kıbrıslı olsa da ben de bir yabancı olarak bu adaya geldim. Kitapta daha çok burada yaşamanın olumlu yanlarını anlatıyorum. Kitaba ‘Cennette Oynamak’ ismini verdim. Çünkü her şeye rağmen adanın çok güzel olduğunu düşünüyorum ve güzelliklere hepimizin kendince sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. ”