AP’de çocuğuna iş mi isteyecek?
‘Avrupa Parlamentosu’ seçimlerine katılmak mı doğru, katılmamak mı?
Henüz ‘net’ yanıtım yok, kendime.
***
Siyasi partilerimizin ‘ender’ uzlaşılarından biri!..
Bu da tuhafıma gitti ya!
***
Anlamaya çalışıyorum, ‘niçin yanlış?’
• ‘Siyasi eşitliği gözetmiyor.’
• ‘Kıbrıslı Türkleri toplumsal değil bireysel çözümlere yöneltiyor.’
• ‘Federal çözüm yerine bireysel haklar ve üniter devleti öne çıkarıyor.’
• ‘Avrupa Parlamentosu’ndaki iki sandalye hakkımızı göz ardı ediyor.’
***
Bu endişeler doğru ve haklı...
Ama kimi ‘yeni sorular’a da yanıt arıyor insan beyni...
• ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ pasaport ve kimliklerini aldığımız zaman ‘bireysel’ mi düşünüyoruz, ‘toplumsal’ mı?
• Kıbrıs’ın kuzeyinde son 40 senede ‘bireysel’ ihtiyaçlar üzerinden mi şekillendi siyaset ‘toplumsal’ mı?
• Mesela bir sporcumuzun ‘Türkiye Cumhuriyeti’ yurttaşı olarak ‘Avrupa’da yarışması neden heyecanla karşılanıyor da, kimse bunu “toplumsal hedefi ortadan kaldıran bireysel bir hak” olarak yorumlamıyor!..
***
Avrupa Parlamentosu seçimlerini “Avrupa Birliği” yurttaşlarının bir kaynaşması olarak görüyorum, ‘etnik’ ya da ‘ulus devlet’ kimliklerinden önce.
Yani, ‘Avrupa Birliği yurttaşı’ olarak ‘serbest dolaşım, ikamet, çalışma’ hakkını tepe tepe kullanan insanların, ‘seçme ve seçilme’ hakkını kullanmasını da ‘anlamak gerek’ diyorum.
Kıbrıs Türklerinin kimliğini, onurunu ve kişiliğini, çözüm ve federasyon hedefini ‘seçme’ ya da ‘seçilme’ hakkını kullanıyor diye ‘yitireceklerini’ de düşünmüyorum.
***
Ve asıl soru şu olmalı, diyorum:
“25 Mayıs’taki seçimlerin sonunda bir Kıbrıslı Türk, eğer Avrupa Parlamentosu’na seçilirse, orada hangi ‘toplum’un sesi olacak? Hangi toplumsal kaygılar, umutlar, isyanlar taşınacak Parlamento’ya!.. Eğer bir Kıbrıslı Türk, bu seçimi kazanırsa, Avrupa Parlamentosu’na ‘bireysel’ dertlerini mi taşıyacak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dertlerini mi, yoksa ‘Kıbrıslı Türkler’in mi?”
SEÇİM gününe kadar bu sorunun yanıtını arayacağım…