Kıbrıs’tan bir takımın, “Şampiyonlar Ligi”nde ikinci tura yükselmesi, galiba yalnız bizim gazetenin ön sayfasına yansıdı...

Oysa... Çok önemli.

Dünyadan giderek uzaklaştığımız süreçte, adanın iki yarısında “uçurumun”  nasıl büyüdüğünü gösteriyor bu, her alanda...

Müzakereler için “bu iş artık bitsin” diyenlerin, Kıbrıslı Türk insanına önerdiği nedir peki?

Yalnızca “izlemek” mi?

Uzaktan!..

İçinde olmadan...

***

Spor Servisimiz,  bu köşenin okurlarının hatırlayacağı bir ihtimali taşıyor gündeme...

Türk Hava Yolları, dünyaca ünlü iki kulübün, hem Barcelona hem de Manchester United’in ulaşım sponsoru...

Dünyanın en büyük kulüpleri, Türk Hava Yolları ile uçuyor!..

Peki şimdi APOEL ile Real Madrid ya da Barcelona eşleşirse ne olacak?

Türk Hava Yolları, kaçınılmaz olarak Larnaka’ya uçacak!..

Muhtemelen, aynı dönemde, “KKTC”ye de birkaç amatör takım gönderilecek, bir iki üst düzey ziyaret yapılacak, “su geleceği” açıklanacak, bol bayraklı ve nutuklu bir törenle dikkat dağıtılacak.

***

Geçenlerde, Limasol’dan Alanya’ya giden geminin yüzlerce turist taşıdığını yazmıştık.

Aslında bu gelişmeler son derece doğal. Çünkü, Türkiye de Kıbrıs Cumhuriyeti de “tanınmış” devletler...

Tüm bunları sık sık dile getirmemin sebebi, “Kıbrıslı Türkler”in bu oyunun hiçbir yerinde olmadığını göstermek.

Eğer “çözüm” yoksa ve “barış”...

“Erimektir” kaderimiz...

Ve Türkiye’nin KKTC’yi tanıması da “temsili”dir sadece...

Dünyalı bir gelecekte, bu sorunu çözemezsek, yoktur yerimiz!..

‘Neyi eksik yaptık?’

“Yüzleşme” konferansından dün eksik bıraktığım notlarım vardı.

“Neydi eksik yaptığımız ki daha bir çözüme, barışa ulaşılamıyor?”  sorusuna yanıt aradı, Nazım Beratlı.

Sonra, kendi sorusunu yanıtladı…

Adada “çözümsüzlük” kültürü ortaktır!..

Oysa “çözüm” kültürü ortak değil!.

Yani “çözümsüzlük” hayali kuran egemenler, adanın güneyi ya da kuzeyi fark etmeden anlaşıyor.

Oysa “çözüm” isteyenler, bu sözcükten farklı anlamlar çıkarıyor.

Eğer “çözüm yanlıları” ortak bir kültür oluşturabilseydi, işte o “neyi eksik yaptık” sorusuna yanıt verirdik.

Eğer yüzleşmez ve birbirimizi tanımazsak, ortak barış kültürünü yaratmak da mümkün değildir.

Sarris’ten gelen para ‘Mustafa Çelik Spor Merkezi’ne bağışlansa...

Kıbrıslı Rum eski Bakan Sarris, mahkemeye gelmeyince, "teminat" olarak yatırdığı 120 bin TL de bizim hazineye kaldı.

Tabipler Odası, bu paranın "Çocuk Yuvası" ya da benzer hayır kurumlarına bağışlanmasını önerdi.

İyi ki de böylesi bir “bağışı” gündeme taşıdı.

K.T Ortopedik Özürlüler Derneği'nin yeni SPOR MERKEZİ için niye bağışlanmasın ki bu para?

Mustafa Çelik'in en büyük hayali olan merkezin tamamlanması için...

Boşa gitmesin, yani!..

“Kör yiyici” çoktur ne de olsa bizim ülkede...

Mustafa Çelik’in en büyük hayaliydi ve kalbinin durduğu dakikaya kadar da üzerinde çalıştığı bir proje..

120 bin TL projeyi bitirmese de, bir tutam ‘tuz’dur sonuçta...