AR-GE’li Siyaset, AR-GE’siz siyaset, ARsız Siyaset…
Derin ekonomik bunalımlar, Kuzey Kıbrıs’ta yaşamı zorlaştırıyor. Hükümeti ve muhalefeti ile birlikte toplam siyaset bunalımdan çıkış yolunu bulmak ve uygulamak zorundadır.
İşin kolayına kaçıp, ”Ekonomik sorunların çözümü Federal Kıbrıs’ta” demek, Kuzey Kıbrıs’taki yaşamı çözüme kadar ekonomik bunalım içine hapsetmek demektir. Mevcut koşullarda dahi halkı rahatlatabilecek önlemler vardır, uygulanmalıdır. Siyasetin ödevi bu… Ve bütün ödevlerde olduğu gibi, konu üzerinde çalışmak, incelemeler ve araştırmalar yapmak, sentezlerden çözümler üretip ödevi bitirmek gerek… Bunları da sadece hükümetin yapmasını beklemek de siyasetin ödevini ihmal etmesi anlamına gelecek; siyasi partiler de ödevlidir. Kurumlaşmış siyasi partilerde bu ödevi parti meclisinin, kurultay sonrası oluşturduğu komiteleri yapar; onlar siyasi partilerin, ülkeye ve dünyaya 360 derece ile bakan ve programlı çalışan AR-GE unsurudur. Onların tamamladığı ödeve siyasi ayar vermek de parti yönetim organlarının işi… Parti muhalefette ise, bunlar üzerinden muhalefet yapar, hükümette ise bunlar ekseninde icraat yapar.
Eğer siyasi partilerin AR-GE’si çalışmaz veya çalıştırılmazsa, muhalefetteki partiler kuru-sıkı eleştiri yapar, hükümetteki partiler de bürokratlar marifetiyle boşluğu doldurmaya çalışır. Bürokratlar AR-GE yapar mı?! Kimse alınmasın, pek de yapmaz; bilgisine güvenerek raporlama yapar… Şimdiki birçok bürokratın kapasitesi ile ilgili yorumu zaten Yüksek Mahkeme Başkanı geçenlerde yaptı, başka söze hacet yok… Siyasi formasyonu kim verir?! Kimse alınmasın, siyasi formasyon vermek de ekip işidir; panik ortamında da ekip çalışması için zaman olmuyor genellikle… Ama kurumlaşmış siyasi partide komiteler zaten önceden çalışmıştır, araştırmalarını ve geliştirmelerini yapmıştır; son gelişmeler üzerinden rötuşlar yapmak zaman almadığı gibi, ihtiyaç duyulan fikri üretimi de olgunlaştırıp sunabilir… Bütün mesele AR-GE’siz siyaset yapmamakta, siyasette AR-GE’siz kalmamakta… Hele ki devrimci ideolojisi olan siyasi partiler AR-GE’siz hiç kalmamalı…
Kıbrıs Türk siyasetinin AR-GE’siz halleri nedeniyle, hükümetler ve dolayısıyla da halk Türkiye’nin kendince hazırladığı mali ve ekonomik protokollere mahkum kalır. ‘Dayatma paket’ denilen protokoller aslında Kıbrıs Türk tarafının, AR-GE’sizliğinin sonucu olarak proje ve program eksikliğinden dolayı, Türkiye’nin hazırladığına biat etme halleridir… Karşı projeniz yoksa sunulan projeyi tutarlı eleştirecek bir AR-GE yapılanmanız da yoksa Türkiye’nin kendi programında ısrarı karşısında yeniksiniz… Eğri oturup, doğru konuşulmalı… Bilgi güçtür, AR-GE bilgi bankasıdır; AR-GE’siz siyaset zavallıdır…
Zavallı, zavallı olduğunu kabul edip de zavallılıktan kurtulmaya çalışmadıkça, ARsız siyaset egemen olur… ARsız siyasetin en önemli özelliği de ‘popülizm’ dedikleri ama gerçekte ‘Halk dalkavukluğu’ olan tavırlardır… Hükümette veya muhalefette, geniş halk kitlelerinin geneli için değil de siyasete göre ‘karar önderi’ olan kişilerin ve örgütlerin desteğini almak amacıyla onlara istediklerini vermek… Siyasi parti muhalefette ise, ‘sınır gökyüzüdür’ anlayışıyla onlara sınırsız vaat dağıtmak, söz vermek; hükümette ise, kamunun olanaklarından onları tek taraflı yararlandırmak… AR-GE’siz siyasettenden dolayı Türkiye’ye rehin kalmak ama içinden çıkamadığı durumda da kusurlu taraf olarak Türkiye’yi işaret etmek… Muhalefette iken eleştirdiklerini hükümette iken yapmak, hükümette iken yaptıklarını muhalefette iken eleştirmek... Ağzı laf yapanları yanına alırken esas ihtiyacının aklı iş yapanlar olduğunu umursamamak; nasıl olsa laf kalabalığı ile her derdi atlatır sanmak… Çanta taşıyıcıları, dosya hazırlayıcılara tercih etmek; açıkçası ‘dosya hazırlayıcılar’dan siyaseten korkmak… Ve tıkandığı noktada da, çanta taşıyıcıları gene görmezden gelerek, dosya hazırlama kapasitesi olanları hedefe koymak ve koydurtmak; komplo teorileri ile durumu kurtarmaya çalışmak… Konusu ile ilgili bilgi birikimi ve deneyimi olan kişilerden oluşan ekiple değil de ‘bilmeden fikir sahibi olanlar’ ile çalışma arkadaşı olmak…
Kuzey Kıbrıs’ta sorun stokunu azaltmak, siyasetin niteliğinin yükselmesi ve halkın siyasete güveninin artması ile olasıdır… Halk, siyasi partilerin gösterdiği adaylardan seçmek zorunda kalıyor ama halk ‘Halk dalkavukluğu’na prim vermezse, siyasi partiler içinde de ‘Üye dalkavuğu’ prim alamayacak… ARsız siyasetin sonu ve AR-GE’li siyasetin yaşam bulması bu noktadan itibaren başlar…
Sorunların anası Kıbrıs sorunudur ama siyaset yapma tarzındaki sorun Kıbrıs sorunu değildir; AR-GE’siz siyaset sadece Kuzey Kıbrıs’ta olan bir şey değildir; Kıbrıs sorunu çözülünce ortadan kalkacak da değildir. Bugün yaşanan ekonomik bunalımdan çıkışın tek yolu ‘Federal Kıbrıs’ temelinde çözüm değil, AR-GE’li siyasettir. Kıbrıslı Türkler Türkiye karşısında ezik be bükük ise, sorunlar karşısında da yenik ise, AR-GE’siz siyasetten dolayıdır; çare üretemediğinden dolayıdır.
Bütün mesele halkın AR-GE’li ve ARsız siyaset arasında doğru seçim yapması ile ilgilidir. Fark da aslında çok basittir: AR-GE’li siyasetin temeli bilgidir, ARsız siyasetin temeli de hırs…