1. HABERLER

  2. KÜLTÜR & SANAT

  3. Ara bölgede anlamlı sergi
Ara bölgede anlamlı sergi

Ara bölgede anlamlı sergi

‘Gerçeğin Rengi’ açıldı

A+A-

Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum ile Suriye ve İtalyan kökenli Kıbrıslı ressamların ‘kayıplar’ ve ‘toplu mezarlar’la ilgili resimlerinden oluşan ‘Gerçeğin Rengi’ adlı sergi dün akşam ara bölgede bulunan Goethe Enstitüsü’nde açıldı.
Sergide, Adi Atassi, Aydan Lisaniler, Hrista Antoniu, Deniz Tevfik, Eda Gökçe, Ferah Kaya, Gaia Zaccagni, Mehtap Önem, Nilgün Güney, Simoni Symeonidu, Sofia Hacıbaba ve Zalihe Şakir’in çalışmaları yer aldı.
“İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve Katliam ile Savaş Kurbanları İnsiyatifi - Birlikte Başarabiliriz Örgütü” ile Nilgün Güney Atölyesi’nin bir araya getirdiği ressamların sekiz aylık atölye çalışmalarından oluşan serginin açılışında, Goethe Enstitüsü Direktörü Bjorn Luley; kayıplarla ilgili çok sayıda çalışması olan gazeteci Sevgül Uludağ; ressam Nilgün Güney; Kıbrıslı Türk kayıp yakını Şerif Birşen ve Kıbrıslı Rum kayıp yakını Panayota Pavlu konuşma yaptı.
“Gerçeğin Rengi” isimli sergi, Goethe Enstitüsü’nde 22 Mart’a kadar açık kalacak. Daha sonra sergi Kıbrıs’ın Kuzeyinde ve Güneyinde çeşitli şehirlerde sergilenecek.
Kayıpların genelde tek taraflı şekilde gündeme getirildiğini, her toplumun kendi kaybını mağdurlaştırdığını anlatan Uludağ, sergi çalışmasında amacın her iki toplumun mağduriyetini ortaya koymak olduğunu dile getirdi.
Kayıp yakınlarının toplumsal çatışmalarda en çok zarar görenler olduğunu kaydeden Uludağ, ressamların çalışmaya başlamadan önce her iki toplumdan kayıp yakınlarıyla buluşarak hikâyelerini dinlediklerini ve toplu mezarları ziyaret ettiklerini belirtti.  Uludağ, projenin hiçbir yerden finansal kaynak alınmadan tamamlandığını ifade ederek, ressamların gönüllü şekilde ve kendi masraflarını karşılayarak çalıştıklarını anlattı. Sergi salonu konusunda Goethe Enstitüsü’nden destek gördüklerini ifade eden Uludağ, resimlerin daha sonra tüm adada sergileneceği bilgisini verdi. Sergi çalışmalarını yürüten ressam Nilgün Güney de, daha önce kayıplarla ilgili bilgisi olsa da, olayın gerçek yüzüne proje sayesinde hakim olduğunu anlattı.  Kayıpların öykülerini dinleyip onların acılarını hissetmenin zor bir deneyim olduğunu ifade eden Güney, “Zordu, ama bu çalışmaları yaptığımız için çok mutluyum. Bu, bir Kıbrıslı olarak yapmam gereken bir şeydi” dedi. Kendi ailesindeki kayıplar yanında, tüm kayıpların bulunması temennisini dile getiren Birşen, suçlularla birlikte çok sayıda suçsuz insanın da zarar gördüğünü söyledi.
Kocasını ve oğlunu kaybeden Kıbrıslı Rum kayıp yakını Panayota Pavlu da, serginin ada barışına katkı koymasını diledi. tak

Bu haber toplam 2346 defa okunmuştur