"Arkadaşlarımız Kıbrıs'a gitti, 'camiler basıldı' demişler, Ayılar basmadı ya?"
Türkiye'de “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Türkiye'den Kıbrıs’a gelen bazı tarikat üyelerinin bir camide toplantı düzenlediği yönündeki haberlere yanıt verdi
Türkiye'de “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Türkiye'den Kıbrıs’a gelen bazı tarikat üyelerinin bir camide toplantı düzenlediği yönündeki haberlere yanıt verdi, bazı kişilerin camilere geldiğini ama kendine bağlı kişiler olmadığını iddia etti…
Didem MENTEŞ
Türkiye'de “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Türkiye'den Kıbrıs’a gelen bazı tarikat üyelerinin bir camide toplantı düzenlediği yönündeki haberlere yanıt verdi, bazı kişilerin camilere geldiğini doğruladı.
Kıbrıs’taki camilerin tarikatlara teslim olduğuna yönelik bir gazetenin haberine atıfta bulunan Ünlü, camide toplantı gerçekleştirenlerin ‘kendi tarikatına’ bağlı kişiler olmadığını iddia etti.
Türkiye’de bir sohbeti esnasında Havadis Gazetesi'ni eleştiren Ünlü, “Allahın laneti müfterilerin üzerine olsun. Benim kurduğum, yönettiğim tarikatım, cemaatim yoktur” dedi.
Ahmet Mahmut Ünlü’nün konuşması ardından Din İşleri eski Başkanı Ahmet Yönlüer, bu kişilerin camilerden vaaz vermesinin çok tehlikeli olduğunu belirterek, uyarılarda bulundu.
KKTC Din İşleri Başkanı Talip Atalay ise camilerde geçici olarak vaaz etmek ya da namaz kıldırma talebinde bulunan kişi veya kişilerin KKTC dışından ise mesleki olarak din görevlisi, alan uzmanı veya İslam dini ile ilgili akademik görev yürüten kişilerden olmasına dikkat edildiğini aktardı.
Atalay: “Buna asla izin verilmez”
KKTC Din İşleri Başkanı Talip Atalay, Din İşleri Başkanlığı’nın hiçbir tarikat, cemaat ve grubun özel faaliyet alanı olamayacağını, buna asla izin verilmediğini belirterek, aynı zamanda dedikodu, spekülasyon ve dezenformasyon ile de hareket edilemeyeceğini açıkladı.
YENİDÜZEN’e konuşan Talip Atalay, camilerde geçici olarak vaaz etmek ya da namaz kıldırma talebinde bulunan kişi veya kişilerin KKTC dışından ise mesleki olarak din görevlisi, alan uzmanı veya İslam dini ile ilgili akademik görev yürüten kişilerden olmasına dikkat edildiğini aktardı.
Yönlüer: “Böyle sapık fikrin camilerimizde vücut bulması çok tehlikelidir”
YENİDÜZEN’e konuşan Din İşleri eski Başkanı Ahmet Yönlüer, Cübbeli Ahmet ve aynı tarikattan olanların Kıbrıs’a geldiğinin teyit edildiğinin videodan görüldüğünü, bu kişilerin Allah’tan değil ölülerden medet umduğunu bu belirterek, “böyle bir öğretinin, böyle sapık fikrin sahiplerini KKTC’de Din İşlerine bağlı camilerde vücut bulması çok tehlikedir” dedi.
KKTC Din İşleri eski Başkanı Yusuf Suiçmez ise yasal açıdan Din İşleri Başkanlığı’nın izni olmadan herhangi bir görevlinin vaaz vermesinin mümkün olmadığını, bunun yasada cezası olduğunu söyledi. Suiçmez, Din İşleri Başkanlığı’nda yasal mevzuatın açık olduğunu, dışarıdan birinin gelip vaaz vermesi veya namaz kılmasının söz konusu olmayacağını söyledi.
Cübbeli Ahmet: “Hocalar oraya bir şeyler anlatmaya gelmişler”
Türkiye'de Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nü konuşması şöyle:
"Geçen Cuma camilerde sohbet etmişler falan. Bizim sevdiğimiz kardeşlerimiz, arkadaşlarımız. Kimisi büyümüş kimisi küçülmüş. Kıbrıs’ın gazetesi manşet yapmış. Oranın, Sözcü gibi bir gazetesi varmış. İşte hocalar burayı bastı. Ayılar basmadı ya. Ayılar mı bastı, domuzlar mı bastı? Tövbe! Hocalar zaten camileri basmaz ki? Hocalar camilere gelir. Bir şeyler anlatmaya gelmişler. Mesele ne? Cübbeli tarikatının adamları diyor. Cübbeli ne zaman tarikat kurmuş da Cübbeli’nin haberi yok? Ne büyük iftira ediyorlar bana! Benim tarikatla ilgili bir vazifem yok. Hiç bu zamana kadar yapmadığım da bir vazife. Ben, Mahmut Efendi Hazretleri’nin talebesiyim. Gözümü açtım onu gördüm, gözümü kapatırım onunla inşallah. Ama o bana ilim okuttu, ilime teşvik etti. Tefsir, hadis, fıkra, tasavvuf… Bizim ömrümüz böyle geçti. Ondan sonra bana dedi sohbete çık. Ben Adapazarı’na Orhan Cami’sine 12 yaşımda geldim sohbete. 42 sene oldu. İlk sohbetlerimden biri Adapazarı’ndadır. O gün bugün millete bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Efendi Hazretleri bana dedi ki sen bir şeyler anlat. Benim vazifem bu. 30 senedir de tefsirle uğraşıyoruz. Ben, bana verilen işleri yapmaya çalışıyorum. Biz reddiyelerle nice milleti Şialıktan kurtardık! Benim tarikatla ilgili bir görevim, vazifem yoktur. Tarikat zikir yoludur. Kimse bana da iftira etmesin. Başka niyetlerim olduğunu millete uydurma, kandırma inandırmaya çalışmasın. Kimse de bunu yutmaz. Bunlar da bize iftira da etmişlerdir. Allahın laneti müfterilerin üzerine olsun. Benim kurduğum, yönettiğim tarikatım, cemaatim yoktur."
KKTC Din İşleri Başkanı Talip Atalay:
“Konuşma yapmak isteyenlere KKTC hassasiyetlerini gözetmeleri uyarısı yapılıyor”
KKTC Din İşleri Başkanı Talip Atalay, Din İşleri Başkanlığı’nın hiçbir tarikat, cemaat ve grubun özel faaliyet alanı olamayacağını, buna asla izin verilmediğini belirterek, aynı zamanda dedikodu, spekülasyon ve dezenformasyon ile de hareket edilemeyeceğini açıkladı. Atalay, camilerde geçici olarak vaaz etmek ya da namaz kıldırma talebinde bulunan kişi veya kişilerin KKTC dışından ise mesleki olarak din görevlisi, alan uzmanı veya İslam dini ile ilgili akademik görev yürüten kişilerden olmasına dikkat edildiğini aktardı. Atalay, ayrıca izin verilen kişi veya kişilere zaten temel İslam dini esasları çerçevesinde yapmaları istenen konuşmalarında KKTC hassasiyetlerini gözetmeleri uyarısının da mutlaka yapıldığını söyledi.
Atalay, Din İşleri Başkanlığı ülkenin dini kurumu olduğunu, İslam dininin temel esasları ve ilgili yasalara uyulduğu sürece, Başkanlığın, hiçbir insana ön yargılı, ayrımcı, tanımlayıcı ve dışlayıcı yaklaşıma da sahip olmadığını ve olamayacağını belirtti.
Din İşleri eski Başkanı Ahmet Yönlüer:
“Böyle sapık fikrin sahiplerinin KKTC camilerinde vücut bulması çok tehlikeli”
Din İşleri eski Başkanı Ahmet Yönlüer, bu işin tehlikeli olduğuna dikkat çekti. Yönlüler, şunları söyledi:
“Cübbeli Ahmet’i dinlediğiniz zaman Kıbrıs’a gidildiğin teyit ediyor. Yerel bir gazetede sürekli paylaşımlar çıktı ama bizim gibi insanlar, özellikle Din İşleri Başkanlığı görevinde bulunan biri olarak, bunları teyit etmeden konuşmamız doğru olmazdı. Bugün Cübbeli Ahmet ve aynı tarikattan olan insanların oraya gittiğini kendisi söylüyor. Adam kendisi itiraf ediyor, ispata gerek yok. Keşke böyle bir şey olmasıydı. Ben İslam dinini en büyük amacı Allah’a şirk koşmaktan alıkoymaktı. (Allah birdir, Allah üzerinde kurulu bir dindir İslam). Dolayısıyla şirk çok tehlikeli olaydır. Cübbeli Ahmet ve onun gibiler videolarını seyrettiğiniz zaman ölülerden medet umduğunu, ölmüş kişilerden yardım talebinde bulunduğu yani Allahtan isteyeceği şeyi, ölülerden istediği görülüyor. Sonuçta iftira atmıyoruz onun beyanatlarından söylüyoruz. Böyle bir öğretinin, böyle sapık fikrin sahiplerini KKTC’de Din İşlerine bağlı camilerde vücut bulması çok tehlikedir. Çünkü onu dinlemeye giden insanlar şirkin ne olduğunu anlamayabilir. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt etmeyebilir. Ben bu nedenle üzüntülüyüm. Bu tehlikeli bir boyuttur. Hiçbir şekilde zaman kaybedilmesinin engellenmesi lazımdır. Din İşleri Başkanlığı hemen genelge yayınlayıp cami hocalarına ve din görevlilerine bunlara izin verilmemesi konusunda uyarması gerekir. Uyarı neticesinde bunun cezası olması lazım. Ben üzülerek görüyorum ki Din İşleri Başkanlığı böyle bir şey olmamış gibi tavır sergiliyor. Böyle bir şey olmadı tekzip etti. Cübbeli Ahmet oraya gitmedi demedi, bunu tekzip etmedi. Cübbeli Ahmet kendisinin sadece tarikat kurmadığını tekzip etti. Mahmut Efendi’ye bağlı tarikatına bağlı bir kişiyim dedi, tekzip budur. Yoksa arkadaşlarım oraya gidip de camilerde konuşmadı demedi. Bunu karıştırmamak lazım. Ben uyarıyorum çok tehlikelidir. Bilinçsiz insanlar sokakta konuşabilirler ama bizzat camiler içerisinde gelip de insanların beyinlerini yıkamaları, zarar verecek, imanlarını zedeleyecek. Günün sonunda imandan yoksun ölmelerine sebep olacak bilgiler öğretiyorlar. Hepsini demiyorum ama Cübbeli Ahmet bizzat itiraf ettiği için söylüyorum. İslam dini ölülerden medet uman din değildir. Camiler Din İşleri Başkanlığı’na bağlıdır ve camilerde nelerin yapılacağına başkanlık karar verir. Herhangi birin KKTC camilerinde başkanlıktan izin almadan vaaz veremez”
Suiçmez: “Başkanlığın izni olmadan vaaz verilemez, bunun yasada cezası var”
KKTC Din İşleri eski Başkanı Yusuf Suiçmez, yasal açıdan Din İşleri Başkanlığı’nın izni olmadan herhangi bir görevlinin vaaz vermesinin mümkün olmadığını, bunun yasada cezası olduğunu söyledi. Suiçmez, Din İşleri Başkanlığı’nda yasal mevzuatın açık olduğunu, dışarıdan birinin gelip vaaz vermesi veya namaz kılmasının söz konusu olmayacağını söyledi. İnsanların farklı inançlar veya yaklaşımları olabileceğine dikkat çeken Suiçmez, Din İşleri Başkanlığı’nın mezhepler, tarikatlar belli algıların üzerinde bir misyon taşıdığını söyledi.”