Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Arkın!

A+A-

Çocukların koştuğu /
bir avludur kalbin (Ülkü Tamer) 

Şimdi bir kişi daha eksildi, çocukluğumuzun tozundan, toprağından…
Arkın!
O da hiç hesapsız bıraktı bizi, gitti.

Bizim mahallenin ilk acısı - ve en acısı - Celal’di.
16 ya da 17 yaşındaydı sanırım, trafik kazasında yitirmiştik; akşam üzeri “yarın sabah buluşuruz” demiştik oysa…
Gün, karanlık doğmuştu.

Hep beraber, yürüyerek okula gittiğimiz zamanlardı, bir dolu çocuk…

Celal’in ölümü hepimizi sarsmıştı, üstesinden gelememiştik kolay kolay…

Bir insanın yitip gitmesi, çocuk yüreklerimizin kaldıramayacağı ağır bir yüktü.

Uykusuz gecelerimizi ve korkularımızı birbirimizden gizledik yıllarca, yüzleşemedik gerçekle…

***
Arkın, bizim mahallenin tontonuydu.

O kocaman yanakları, gülümsediği zaman al al olurdu, gözleri gökyüzü gibi uçsuz bakardı.

Eve girmezdik gün batmadan, sokaklar ortak avlumuzdu.

Arkın’ı çok yormazdık, gözetirdik, korurduk.
Doğuştan delikti kalbi...
O delikten hep iyilik sızardı.

Hepimizin en zekisiydi, en akıllısı…
Büyüğümüzdü ve her daim yol gösterenimiz olurdu...

Tek evladıydı ailesinin ve mahallenin, tek çocuklu, tek evinden, ağır adımlarla koşardı sokağa…

Olcay teyze, üzerine titrerdi oğlunun ve o çığlık gibi yükselen tiz sesiyle bizi çok güldürürdü.

***
Omaç abinin oğluydu Arkın.
Hep yanındaydı babası, hep gururlu…
Ah onu da zamansız yitirdik, umarım - belki bir teselli- kavuşmuşlardır şimdi…

Omaç Başat pek çok spor federasyonunun kurucusuydu, başkanıydı, hakemdi, spikerdi.

Gün geldi, beni de gazeteciliğe başlatan isim oldu.
Arkın’la birlikte…

O yıllarda Arkın, Öğretmen Koleji’nde öğrenciydi henüz ve okul sonrası, KIBRIS gazetesinde iş arkadaşım olmuştu, mahalleyle birlikte….

Spor Servisi’nde istatistikler Arkın’dan sorulurdu.

Yıllar sonra çok iyi bir öğretmen oldu elbette…
Öğrencileri çok sevdi Arkın’ı…
Yüreği iyilik bilirdi yalnızca…
Çocukların üzerine titrerdi.
Nasıl sevilmezdi.

***
Süleyman abiyi anlatmıştım, geçen hafta…
Balıkçı!
Hani karşı komşumuzdu ya...
Denize bıraktık ruhunu…
Arkın’ların evi de Süleyman abilerin tam karşısında...

Kenan’ın Şerife’nin, Güllü’nün, Dervişe ve Cemo’nun orada… Arzu’yla biz bir alt mahalleden… Serhan abi mahallenin en büyüğü… Serhan Kombos… Bir üst mahalleden de Celal ve Ferhan… Elçin de katıldı sonraki yıllarda… Kayhan, Ceyda, Mustafa henüz ufak… İyiydik be… Çok iyiydik…

***

Doğuş Derya aradı geçenlerde…
Arkın, dayısının oğlu…
Biliyorum, çocukluk arkadaşın, bunu söylemek istemezdim, beyin kanaması geçirdi, çok iyi değil durumu, bilmek istersin diye düşündüm…”

Şimdi yine bir alaca karanlık saatinde, anneler çocuklarını çağırıyor, evlerine…

Toz toprak ve ter birbirine karışıyor, her evden bağrışmalar yükseliyor.

“Arkın” diyen çığlık duyuluyor karşı caddeden..
“Beklesin biraz” diyor, al al yanakları…
Gülümsüyor…
Hep de gülüyor Arkın…
Hep de gülüyor…
Kalbinden iyilik sızıyor terle beraber…
Hep de iyilik sızıyor…

img-2077.jpeg

Bu yazı toplam 1124 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar