1. YAZARLAR

  2. Hasan Yıkıcı

  3. ARMA: Yeni bir 'koordinasyon' modeli
Hasan Yıkıcı

Hasan Yıkıcı

ARMA: Yeni bir 'koordinasyon' modeli

A+A-

AKP, Kıbrıslı Türkler’in 2016’daki “reddedişini” unutmadı. Fakat stratejisine sadık kalmaya da devam etti. Hem geliştirerek hem de “bu memleket bizim biz yöneteceğiz” diyenlere meydan okuyamaya devam ederek.

Öyle ki, AKP için kültürel/folklorik alanda inşa etmeye çalıştığı ‘Koordinasyon Ofisi’ girişimi “Reddediyoruz” direnişiyle hayata geçememiş olsa da, diğer alanlarda bu stratejiyi izlemeye devam etti, etmekte...

Mesela TİKA bunlardan biriydi. Yani, ‘Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA).’

TİKA’nın Lefkoşa ofisi geçtiğimiz yıl açıldı. Türkiye dışında, Kıbrıs’ın kuzeyi dahil dünyanın 62 noktasında ofisi var.

Tabii Kıbrıs’ın kuzeyinin diğerlerinden farkı ve belirleyici özellikleri var. Örneğin diğer ülkelerde Türkiye müdahalesiyle hükümetler bozulmuyor; 40 bine yakın Türkiye Cumhuriyeti askeri kamplarda beklemiyor, komutanları Türkiye tarafından atanmıyor, muhtemelen geçici bir hiç bir geçmeyen 10. maddeleri de yoktur, bulundukları ülkelerde TC elçilikleri o ülkenin politikasına veya sosyal dokusuna da karışmıyor. Bundan dolayıdır ki, 62 noktanın 61'i bir yana, sonuncusu bir yana…

TİKA, turizm ve kültür alanında Türkiye’nin, Kıbrıs’ın kuzeyine dair yaptığı bir entegrasyon hamlesiydi, bir nevi de “reddediyoruz hareketine”, “Ben buradayım işte” mesajı.

TİKA ile bir yandan Türkçü ve milliyetçi söylem güçlendirilirken diğer yandan da bu bağlamda bir turizm koordinasyonu hedefleniyor. Mesela TİKA'nın ilk yaptığı işlerden biri ülkücü hareketin manevi lideri Alparslan Türkeş'in evini tadil etmek ve bir müzeye dönüştürmek olmuştu.

***

TİKA kuşkusuz, ARMA'nın habercisiydi...

Yani geçtiğimiz hafta imzalanan yeni ekonomik protokol ile hayata geçecek olan model, ‘Altyapı Ve Reel Sektör İçin Mali İşbirliği Aracı’ (ARMA) modeli...

Yeni bir koordinasyon modeli... Kıbrıslı Türklere güvensizliğin bir göstergesi.

Daha çok iradesiz kılma ve yoksun bırakma üzerine kurulu bir model.

Yenidüzen sayfalarından arka arkaya yazdık. Yine de tekrar etmekte fayda var.

ARMA modeli ile birlikte, mali işbirliklerinin stratejik planlaması, programlamanın koordinasyonu, uygulamanın izlenmesi, mali işbirliğinin değerlendirilmesi tamamen T.C. Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü uhdesine verilmekte.

Yani oyun kuran da oyun bozan da, T.C. Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü!

Devamı var...

Mali yapıda Kıbrıs'ın kuzeyindeki teknik kişiler ve kurumlar tamamen zurnanın son deliği ‘statüsünde.'

Mali İşbirliğine ilişkin yapıda, Kıbrıs İşlerinden Sorumlu T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, TC Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü, T.C. Teknik Heyet, TC Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisinden sonra herhalde ayıp olmasın diye KKTC Teknik Heyeti de son sırada yer almakta.

“Stratejik planlama, programlamanın koordinasyonu, uygulamanın izlenmesi ve mali işbirliğinin değerlendirilmesi T.C. Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü uhdesinde”
“Hibe Protokolünün uygulanması ile ilgili olarak projelerin uygunluğu, etkinliği ve sürdürülebilirliğine yönelik ölçme ve değerlendirme yetkisi T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcılığı uhdesindedir”

Sadece bu iki cümle bile bir huzursuzluk sebebi olarak yüzümüze çarparken, neredeyse tüm muhalefet kesimlerinin bu ifadeleri normalleştirerek karşılaması gayet açıklanabilir...

Normalleştirme, kabul etme, 'kötü çocuk' olmama gayesi, makullük vs...

***

İşin özü asılda çok net...

Ortada bir irade gaspı veya devrinin olması için, bir iradenin olması lazım. Kendi kendini yöneteceği iddiasında, kendi kendine yeteceği ve kendi kendini var edebileceği iddiasında olan bir irade.

Böyle bir irade çoğu zaman hayal, çoğu zaman ise sadece ışıltısını yitirmiş bir slogandan ibaret oldu. Muhalefetiyle, iktidarı ile ortada bir irade varsa, koordinasyona tabii olmuş, onunla uyumlaşmış bir irade vardır.

Ki o da iradeden çok, irade görünümündeki bir teslimiyettir.

***

AKP'nin Kıbrıs'ın kuzeyi için son yıllarda hayata geçirdiği temel kavram 'koordinasyon.'

En temel anlamı ile koordinasyon birden çok şeyi eşgüdüm içerisinde düzenleme, organize etme ve hayata geçirmedir.

Bir çobanın koyunlarını tarlada otlatması ve sonra onları tekrar ahıra yerleştirmesi de; bir ülkenin, devletin, kurumların ve kalabalıkların yönetilmesi de koordinasyon meselesidir.

Koordinasyonun olmadığı yerde, kontrol kaybı yaşanır.

İşte AKP'nin koordinasyon açılımları da daha fazla ve nitelikli kontrol ihtiyacının, Kıbrıs'ın kuzeyindeki ister sol olsun ister sağ, siyasetçilere ve bürokratlara güvensizliğinin ve 'buralarda bizim sözümüz geçecek' ifadesinin hayat bulmuş halidir.

Peki neyin koordinasyonu? Tabiiki entegrasyonun. ARMA modeli aslında tamamen bir entegrasyon modeli. Sadece vali yok onun yerine koordinatör var.

AKP'nin yolladığı koordinatörler konuşacak,
Koordinatör söyleyecek,
Koordinatör buyuracak,
Koordinatör onaylayacak,
Koordinatör denetleyecek,
Koordinatör karar verecek...

***

AKP Kıbrıs'ın kuzeyinde hiç de hayali olmayan bir örgütlenme yapısı inşa ediyor. Meclis'inizin de, Cumhurbaşkanlığı'nızın da, hükümetlerinizin ve belediyelerinizin de üzerinde...

Elçilik, Kıbrıs İşlerinden Sorumlu T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, TC Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü, T.C. Teknik Heyetleri, TC Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi...
Sayıları git gide ardan gerici ve yobaz örgütlenmeler...
Ansızın karşımızda gördüğümüz fakat gizli kapaklı örgütlenen faşist gruplar...
ARMA'lar, TİKA'lar...
Koordinasyonlar, heyetler, koordinatörler... 

***
İşte bunlar hep entegrasyonun koordinasyonu...  

Bir süreden beridir başkanlık sistemi mi, yoksa parlamenter sistem mi tartışılıyor ya, çözümü belli aslında...

Oldu olacak AKP bir de 'genel koordinatör' atasın. Meclis de, cumhurbaşkanlığı da muhalefet de iktidar da o 'genel koordinatörün' oluşturacağı heyetlerde gözlemci statüsünde sekreterlik işleri yapsınlar. Aynen ARMA'da, Kıbrıslı Türk ‘yetkisizlerin’ yapacağı gibi...

***
2016 yılında 'Koordinasyon ofisi' renkli ve yaratıcı bir direniş ile reddedilmişti. Peki ya Kıbrıslı Türkler 2020 model koordinasyon ofislerini de aynı kararlılıkla reddedebilecekler mi, yoksa şeftali kebabı tarifiyle gün geçirmeye devam mı edecekler?

Bu yazı toplam 3435 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar