ARTAN ENERJİ FİYATLARI HALKIN VE EKONOMİNİN DENGESİNİ BOZUYOR
Elektrik, gaz ve akaryakıt fiyatlarına devamlı zam yapılması genel enflasyon oranının yükselmesine de neden olmaktadır. Enerji fiyatlarına yapılan zamların mümkün olabildiğince halka yansıtılmaması gerekmektedir.
Özellikle, akaryakıt ürünlerinde fiyat belirlemesi yaparken, sadece Kıbrıslı Rumların Kuzey’ den onlara göre daha ucuz olduğu için,akaryakıt alımları baz alınmamalıdır. Bizdeki akaryakıt fiyatları, Güney Kıbrıs’ tan ucuzdur demek, iki ülke arasındaki satın alma gücü farkı düşünülmediği için havada kalmaktadır.
Yerli halkın ve yerli üreticilerin de alım güçleri ve bütçeleri düşünülerek akaryakıtta fiyat belirlenmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
Yaklaşık 3 haftadır, ülkemizde akaryakıt fiyatlarda bir değişiklik olmadı. Şu anda petrol fiyatı 90 dolar düzeyinde seyrediyor. Dolar kurunda da bir miktar yukarıya doğru çıkışlar oldu ama geçtiğimiz haftalarda kurda da düşüşler yaşandı.
Bu bağlamda, dolar kurunun dengeli olduğu, petrol fiyatlarının düşük seyrettiği günlerde akaryakıtta, bazı indirimler yapılabilirdi. Ancak, Hükümet, indirim yapmayıp, Fiyat istikrar Fonundaki vergi miktarını çoğaltma yönüne gitti.
Fiyat İstikrar Fonu’nun, özellikle akaryakıt fiyatlarını dengelemek için kullanılması gerektiğini hep söyledik. Yani, akaryakıtta fiyat artışı, mümkün olduğu sürece, pompa fiyatına yansıtılmamalıdır.
Zam yapılacağı dönemde, fiyat istikrar fonu kullanılarak, yapılacak zam, pompa fiyatına yansıtılmamalı, petrol fiyatlarında veya dolar kurunda düşüş olduğu dönemde de, akaryakıt fiyatlarında indirime gidilmelidir.
Geçtiğimiz haftalarda,akaryakıt fiyatlarında tüketicilerin leyhine bazı adımlar atmak mümkün olabilirdi. Ancak, indirim yapılmadı.Gelinen aşamada, benzinin litre fiyatındaki, fiyat istikrar fonundaki vergi rakamı 80 kuruşlardan, 500 kuruşlara kadar çıktı.
Yani fondaki vergi rakamı artırıldı. Şu anda da fondaki vergi rakamı çok iyi durumda. Unutmamamız lazım ki, yapılan akaryakıt zamları, enflasyonun da genel olarak yükselmesine neden oluyor.Bu bağlamda, akaryakıta yapılacak zamlar, fonun durumu uygun olduğu müddetçe, fiyat istikrar fonundan karşılanmalı, pompa fiyatına yansıtılmamalıdır.
Çünkü, elektrik ve akaryakıta yapılan zamlar, tüm sektörleri bire bir etkiliyor. Son 3 ayda toplamda yaklaşık yüzde 30’luk bir enflasyon artışı yaşadık. Ekim ayı enflasyonu ile birlikte,
bu oranın, daha yukarıya çıkma potansiyeli bulunmaktadır.
Bunun önemli nedenlerinden biri de, akaryakıt, elektrik ve gaz ürünlerine yapılan zamlardır. Bu zamlar, hem enflasyon oranlarını artırıyor, hemde enerji maddelerinin ana girdi maddesi olması sebebiyle, piyasada satılan tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarını artırıp, pahalılığı daha da tetikliyor.
Konuya, nasıl olsa Kıbrıslı Rumlar kuzeyden akaryakıt alıyor ve fiyat istikrar fonundaki vergi miktarı artıyor açısından bakmamak lazım. Yerli halkımızı ve yerli üreticilerimizi de düşünmemiz ve ona göre fiyatları belirlememiz gerekiyor.Bu ülkede akaryakıt fiyatlarını belirlerken, öncelikle kendi insanımızın satın alma gücünü düşünmemiz gerekiyor.
Öte yandan, elektrik fiyatlarına yapılan zamlar da ekonominin ana girdi maddesi olduğu için, maliyetleri artırmakta ve piyasada satılan tüm mal ve hizmetlere zam olarak yansımaktadır.Bundan ötürü, elektrik üretimi için akaryakıt kullandığımıza göre, akaryakıttaki zamlar, elektriğe de zincirleme etki yapmakta ve zam olarak karşımıza çıkmaktadır.
Elektrik zamlarının sektörlere ve halka olumsuz yansımaması için, KIBTEK’ in mali yapısını da koruyarak, fiyatları güncellemeli, ama, elektrik zamları, piyasaya yansıtılmadan, mümkün olduğu sürece, Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır.
2023 Yılı Devlet Bütçesi onaylandıktan sonra, enerji fiyatları, enflasyon ve dövizde yaşanan artışlardan dolayı elektrik, akaryakıt kalemleri ve daha birçok kalemde ayrılan kaynakların yetersiz kalması nedeniyle, ek bütçe ihtiyacı doğmuştur.
Hayat pahalılığı ödeneğinin de, 2023 yılı bütçesinde öngörülenin üstünde gerçekleşmesinin ve ek bütçeye ihtiyaç duyulmasının en önemli nedeni, başta elektrik, akaryakıt zamları ve bu zamlarla tetiklenen mal ve hizmet fiyatlarının ülkede aşırı pahalılık ve yüksek enflasyon yaratmasıdır.
Halbuki, elektrik ve akaryakıt zamları, halka ve piyasaya daha az yansıtılsa, enflasyonu fırlatmasa, devletin hayat pahalılığı ödeneğine ve bütçeye yükü daha az olacaktır.
Yüksek döviz, yüksek petrol fiyatları, okkalı zamlar ve yüksek enflasyon artışlarının olduğu bu yıl sonunda da, geçtiğimiz günlerde Meclis’ ten geçirilen ek bütçe ile birlikte, daha da yüksek bir bütçe açığı ile karşılaşmamız sürpriz olmayacaktır.