“Artık her alanda kalite ve yüksek standardı gözetmek zorundayız.”
Northernland Yönetim Kurulu Başkanı Koral Bozkurt, geçmişten bugüne yatırımcılık öyküsünü ve hedeflerini anlattı
“Bu ülke kendi yatırımcısına, bu ülkenin yatırımcısı da gençliğe, spora, kültüre, çevreye ve hayata sahip çıkacak.”
“Biz hep işimizle yattık, işimizle kalktık. Kendimizi nasıl aşarız diye araştırdık, sorguladık, çalıştık. Hep daha iyisine ulaşmayı hedefledik.”
“Grand Sapphire Resort bu adada inşa edilecek olan en büyük proje olacak. 185 bin metrekare civarında bir projedir. 7 bin metrekare yüzme havuzunu içinde barındırır. Teknolojik açıdan da çok ciddi düşünülen ve planlanan bir projedir.“
“Bugün Mağusa’ya baktığımızda kira değeri en yüksek binaların bizim olması bizim için bir gurur. Bu da bize yaptığımız işin bittikten sonra bile değerli kaldığını gösteriyor.”
Ülkemizin önemli yatırım ve inşaat işletmelerinden NorthernLand Yönetim Kurulu Başkanı Koral Bozkurt, gelişim için her alanda kalite ve standardın gözetilmesi gerektiğini söyledi, “Bu ülke kendi yatırımcısına, bu ülkenin yatırımcısı da gençliğe, spora, kültüre, çevreye ve hayata sahip çıkacak.” şeklinde konuştu.
Dünyanın en ileri inşaat teknolojileri ile 185 bin metrekare üzerine inşa edilecek, içinde 7 bin metrekare yüzme havuzlarına sahip ülkenin en büyük projesi Grand Sapphire Resort Hotel’e imza atmaya hazırlanan Koral Bozkurt, “Grand Sapphire Resort Hotel’in çevresinde de araziler aldık, Grand Sapphire’i daha da geliştirmeyi planlıyoruz. 1600 konut ve bir 5 yıldızlı otel olarak kalmayacak, daha da büyüyecek” dedi.
Northernland Yönetim Kurulu Başkanı Koral Bozkurt, geçmişten bugüne yatırımcılık öyküsünü ve hedeflerini anlattı.
Kaç yaşında başladınız iş hayatına?
- Koral Bozkurt: 1999 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra askerlik yaptım. Görevimi tamamladıktan sonra 6 aylık bir İngiltere sürecim oldu. Kıbrıs’a geri dönüşüm İngiltere’ye tekrar dönmek içindi ama vize alamadığım için Kıbrıs’ta kaldım, özel bir şirkette 1 yıl çalıştım. Hem edindiğim deneyim, hem de girişimci bir ruhla 2003 aralık ayında kendi şirketimi kurdum. İlk etapta şirkette 3 kişiydik, İngiltere’den yanıma 2 yatırımcı ortak almıştım. Zaman içinde bütün hisseleri kendim satın aldım.
- İlk yatırımınız neydi?
- Koral Bozkurt: İlk yatırımım Kumyalı’da 23 adet villa inşa etmek oldu.
- İlk yatırımınız nasıl bir girişim oldu? Kredi mi aldınız?
- Hayır, kredi kullanmadık, ortaklarımın sağladığı mali finansman vardı. Tabii ki her işin başlangıcında zorluklar olur. İlk başlarda çok zorlanmadım desem yalan olur. O zamanlar Annan Planı sürecinin son dönemleriydi, Kıbrıs’ ta ciddi bir inşaat patlaması vardı ve taşeronlar belli bir yoğunluktaydı. Dolayısıyla işin her aşamasında zorluklar olan bir dönem idi. Ama fırsatlar da vardı.
- Kendi işini kurmak büyük bir risk değil miydi? Kamuda görev yapabilirdin ya da belki çok daha az risk üstlenerek hayatını kazanabilirdin.
- Mezuniyet sonrasında babama memur olmak istemediğimi söylemiştim, kendi işimi kurmak hep hayalimdi.
- Peki tek başına yaptığın ilk iş beklediğinden iyi mi kötü mü gitti?
- Kumyalı bizim için esasında zor bir lokasyondu. Beklediğimizden kötü gitmesine rağmen belli bir süreçte bunu başardık. Sonra Bahçeler’de bir arazi aldım, orada 55 adet villa projesi yaptık ve o proje çok başarılı ilerledi. Ondan sonra şirketin önü açıldı.
‘Hep yenilikçi olduk, kalitede ısrar ettik’
- Sana göre çıkış projen hangisi?
- Bana göre bizim çıkış projemiz Alasya Park’tır.
- Hangi yıl?
- 2008 yılı. Alasya Park’ın yerini alırken, o dönemde Mağusa’da bu denli büyük bir toplu konut projesi yoktu. Hatta o zamanlar tüm Mağusa’da binalar 4 kat inşa edilirken, daha büyük ve gösterişli bir site yapmak istedim, insanlar yükseklikten korkar mı korkmaz mı gibi endişelerim olmasına rağmen o projeyi satışa çıkardık. Çok kısa sürede satışlarını tamamlayıp, hedeflenen zamanda dairelerimizi teslim ettik.
- Mağusa kentine attığın ilk imza mıdır?
- Mağusa kentinde daha önce 2 küçük apartman olarak imzamız vardı. Ama büyük proje olarak evet Alasya Park, Mağusa kentine attığımız ilk imzadır. Bu proje çok başarılı bir satış süreci geçirdi. Onun arkasından Saklıkent ve diğer projeler adım adım geldi. Her proje bir diğerinden daha gösterişli oldu ve hep yenilikçi olduk, çağdaş mimari anlayışla ilerledik, kalitede ısrar ettik.
- Sektörde kaç yıl geride kaldı?
- 18 yıl oluyor.
- Takım çalışması başarının anahtarı mı?
- Çalışmak nedir veya çalışanın psikolojisi nedir ben çok iyi anladığımı düşünüyorum. Çünkü ben çalışırken mesela beni rencide eden noktaları ve çok iyi bildiğimden, takım arkadaşlarıma hep böylesi bir empati ile yaklaştım. Şirketimizde çalışan arkadaşlarda birbirini seven ve aidiyet duygusu yüksek bir takım oluşturuyor.
- İstikrarı önemsiyor musunuz?
- İstikrar sonuçta başarının sürdürülebilir olmasına yönelik bir süreçtir. Biz hep işimizle yattık, işimizle kalktık. Kendimizi nasıl aşarız diye araştırdık, sorguladık, çalıştık. Hep daha iyisine ulaşmayı hedefledik.
- Takım arkadaşlarınız ile istikrarlı bir uyumun olması ve yıllardır birlikte yürümenizin de başarınızda bir etkisi var mı?
- Kesinlikle. Futboldan örnek verecek olursak, en iyi oyuncuları bile toplasanız başarılı olmayabilir, önemli olan o uyumu sağlamaktır.
- İstikrar başarının temeli, yani istikrar üzerine mi inşa ediyorsun her şeyi?
- Bizim ilk işe başladığımız günden beri çalıştığımız taşeron arkadaşlarımız halen var. Bugün baktığımızda onlar da çok iyi noktalara geldi. Birbirimizi geliştirdik, emeğimizi paylaştık, güvendik. İstikrar kadar önemli bir diğer unsur da kalite ve dürüstlüktür.
‘Her zaman uzun vadeli planlar yaptık’
- Peki, dönüp bir geriye baktığınızda ne hissediyorsunuz? Dibi gördüğünüz zamanlar oldu mu? O dönemlerden nasıl çıktınız?
- Mutlaka, sonuçta iş hayatında zorluk yaşadığımız süreçler oldu. Ama nedir mesela ben prensip olarak çok uzun vadeli çalışan bir kişiyim. Mesela 3 yıllık bir projemiz olursa bizim 3 yıllık çalışma planımız hazırdır. Bunu her ay içinde güncelleriz, hangi noktadayız, finansal durumumuz nasıldır görürüz. Böylece çok sıkıntılı bir dönem olursa biz bunun 1 yıl önceden tedbirini aldığımız için çok ta sıkıntılı bir süreç yaşamadık.
- İşin bir de sosyal boyutu var, Mağusa Türk Gücü gibi tarihi bir değeri dipten zirveye taşıdın. Bu proje nasıl oluştu kafanda ve ne mecburiyetin vardı? Neden?
- Ben MTG’de ilk 2006 yılında yöneticilik yaptım. Biz Mağusa’nın sembollerinden olan bu kulübün sonuçta taraftarıyız. Benim siyaset hayalim hiç olmadı ama MTG başkanlığı hayalim hep oldu. MTG bizim için sadece bir spor kulübünü desteklemek değil bölge gençliğine bir yol çizmektir. Zaten MTG başarılı olurken alt yapısındaki 450 çocuk da spora bir aşk ve takıma bir aidiyet duygusu geliştirdi. Bizler alt yapıda her oyuncuya eğitim imkanı sunan, genç takıma gelen oyuncuya bir üniversite bursu veren tek kulübümüz adada. Buradaki amacımız kendi şehrimizde kendi gençliğimize sahip çıkmak. MTG markası Mağusa’nın DAÜ ile birlikte en önemli markasıdır.
- Şu anda devam eden bir Grand Sapphire Resort Hotel projesi var. Bu bir zirve projesi mi? Grand Sapphire Resort Hotel'i düşleyene kadar hangi aşamalardan geçtiniz?
- Grand Sapphire’e gelmeden önce baktığımızda Saklıkent gibi Kıbrıs’ın en çok sosyal yaşamı olan ve çocukların bizim çocukluğumuzdaki gibi büyüyebildiği bir site inşa ettik. Bu metrekare olarak Safir in de üzerinde olan bir projedir. Alasya Park’tan sonra bizim imzamızı attığımız, Northernland’ı Northernland yapan bir proje oldu.
- Bugüne kadar kaç konut yaptınız?
- 3000’e yakın konut inşa ettik. Grand Sapphire Resort Hotel’den önce bizim en önemli projemiz Northernland Premier oldu. Hatta biz dedik ki öyle bir proje yapalım, şirketimizin ismini verelim, belki de bu projenin aynısını bir daha yapamayız.
- Bugüne kadar 3000’e yakın konut sayısına ulaştınız. Bu aslında bir güven oluşturdu sizde. Her yeni projeye başladığınızda bu güveni nasıl hissedersiniz?
- Bugün baktığınızda Northernland Premier Mağusa’nın yeni dönem mimari anlayışından çok farklı bir projedir. İnsanlar bana bu binanın fotoğrafın çekip attığında çok gurur duyuyorum. Mağusa’ya gidilip görülmesi gereken yerlerden biri haline geldi. Mesela Alsancak’ta villa projesi yapıyoruz. Emlakçılara bizim projemizi satması için verdiğimizde “bunu Northernland yapacak” dendiğinde Girne deki müşterilerin bile “bunu Northernland yapacak madem alalım” demeleri bizim için önemli.
‘Amaç ülkeyi geliştirmek’
- Grand Sapphire Resort Hotel in daha büyüğünü yapmak gibi bir hedefiniz var mı?
- Herhalde hayatım boyunca kendimi aşmak için hedeflerim hep olacak. Mesela şu anda Northernland’ın 5 yıl sonraki projesini kafamda yaşamaya başladım. Yaşadığımız sürece ülkemize yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bir noktadan sonra olay zaten ticaretten çıkıyor. Ülkeni geliştirmek ve daha iyi bir noktaya getirmek bir amaç oluyor. Mesela bir emlağın değeri nasıl oluşur? Kira değeri ile beraber oluşur. Bugün Mağusa’ya baktığımızda kira değeri en yüksek binaların bizim olması bizim için bir gurur. Bu da bize yaptığımız işin bittikten sonra bile değerli kaldığını gösteriyor.
- Kaç çalışanınız var?
- Biz tabii sadece şirket çalışanları olarak değil, farklı şirketlerle iş yaptığımız için yarattığımız toplam fayda anlamında görüyoruz. 100’e yakın firma ile çalışıyoruz. 1600’e yakın tüm firma çalışanlarının bizimle birlikte sosyal sigorta ödediğini biliyoruz. Şu anda bu sayı daha da yüksek. İddialı bir proje yürüttüğümüzde 2000’e yakın insana istihdam sağladığımız oluyor. Şimdi böyle bir dönemdeyiz. Biz ilk kapanmadan sonra gece 12’lere kadar burada çalıştık. Elimizdeki kapitali dönüp inşaat sahalarına aktarmaya çalıştık ki altımızdaki tüm sektörler çalışsın.
- Hem turizm, hem de kiralık araba sektörüne adım attınız. Grand Sapphire Resort Hotel ile ülkenin en büyük otel işletmecilerinden biri olacaksınız aynı zamanda. Başka alanda yatırım planınız var mı?
- Şu an bizim için en konsantre olduğumuz nokta Grand Sapphire Resort ’u bitirip yaşatmak. Tabii Grand Sapphire Resort’un çevresinde de araziler aldık, Safir’i daha da geliştirmeyi planlıyoruz. Yani ileride Grand Sapphire Resort 1600 konut ve bir 5 yıldızlı otel olarak kalmayacak. Ayrıca dünya ile entegre olmuş, gelişen teknolojiye ayak uyduran bir şirketiz. 40’a yakın ülkede satış yapıyoruz.
- Sizin vizyonunuz, geleceğe bakışınız, yatırıma ve üretime yaklaşımınız nedir?
- Yatırıma, istikrara, üretime ve kendimize güvene ihtiyacımız var. Tüm toplumu yatırımcıyla barıştırmalıyız. Özellikle de siyaseti, sivil toplumu ve gençliği... Herkesi. Bu ülke kendi yatırımcısına, bu ülkenin yatırımcısı da gençliğe, spora, kültüre, çevreye ve hayata sahip çıkacak. Kalite standartları yüksek ve dünyayla yarışan eseler ortaya çıkartmak zorundayız. O nedenle dürüst ve kaliteyi önemseyen, kurumsal ve profesyonel iş yapan yatırımcıyı desteklemek önemlidir. Artık her alanda kalite ve yüksek standardı gözetmek zorundayız. İnşaatta da böyle olacak, turizmde de yüksek öğretimde de böyle olacak siyasette de! Yaşadığımız topraklara sımsıkı sarılmanın, aidiyetimizi yükseltmenin ve bu ülkeyi haysiyetle yönetmenin anahtarı kaliteli yatırım, nitelikli üretim ve temiz yönetimden geçiyor. Yeni ve yaratıcı girişimlere açık olmalıyız. Çok çalışmalıyız.