1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Artık önlem almak yetmiyor, mutfaktan kısacağız”
“Artık önlem almak yetmiyor, mutfaktan kısacağız”

“Artık önlem almak yetmiyor, mutfaktan kısacağız”

YENİDÜZEN, Türkiye’deki ‘sivil darbe’ ile birlikte Türk Lirası’nın döviz karşısındaki eriyişinin Kıbrıs’ın kuzeyine yönelik ekonomik etkilerini yurttaşa sordu.

A+A-

Ebru OSMAN

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Türk Lirası’nın döviz karşısında yaşadığı ani düşüş devam ediyor…

Bu durum, vatandaşların ekonomiye dair kaygılarını arttırırken, YENİDÜZEN Türk Lirasında yaşanan değer kaybına ilişkin yurttaşlara “Bu durum karşısında ne gibi önlemler almayı planlıyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Yurttaşlardan alınan ortak yanıt ise “kendimizi birçok alanda kısıtlamamız gerekiyor” oldu.

Artık daha tasarruflu yaşanılması gerektiğini ve zorunlu ihtiyaçlar dışındaki harcamaları ötelemek zorunda kalacağını vurgulayan bir vatandaş, “bu saatten sonra tüm birikimlerimizi ve mevduatlarımızı döviz kurlarında tutmaya gayret ediyoruz, çünkü Türk Lirası gün geçtikçe değer kaybediyor” ifadelerini kullandı.

Hayatın birçok alanında kendilerini kısıtlamak zorunda kalan vatandaşlar artık önceliklerini değiştirmek durumunda olduklarını söyledi. Bir yurttaş, çocuğunun eğitim masraflarını kısamadığı için mutfak alışverişlerinde kendini kısıtlayacağını belirtirken, bir diğer vatandaş ise, hobilerinden ve keyfinden artık ödün verme noktasına geldiğini ve bu durumun artık sosyal yaşamını olumsuz etkileyeceğini vurguladı.

Türk Lirası’nın her geçen gün değer kaybetmesiyle birlikte halkın psikolojisinin olumsuz etkilendiğine dikkat çeken bir vatandaş, “artık hayatı planlı bir şekilde değil, günü birlik bir şekilde yaşıyorum. En azından psikolojimizi olsun ‘kaybetmeyelim’ diye düşünüyorum” diyerek, ekonomik belirsizliğin insanlar üzerinde yarattığı strese değindi.


YURTTAŞ NE DEDİ? YURTTAŞ NE DEDİ? YURTTAŞ NE DEDİ?

Fatma Turgay: “Türkiye’ye bağlı olduğumuz için bu sorunları yaşıyoruz”

 “Bu saatten sonra dövizle yatırım yapmaktan kaçınmamız lazım, bir sene önce döviz stabildi, dolayısıyla bizler de buna güvenerek elimizde olan bir miktar parayı kızım adına bir yatırım için kullandık. Artık döviz stabil değil ve Türk Lirasıyla borcumuzu ödediğimiz için şaşırmış durumdayız artık, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Yatırım yaptığımız için pişman olduk bir 5 sene daha döviz bazında borcumuzu ödeyeceğiz, bu artışta nasıl yapacağız gerçekten bilmiyorum…

Ben emekliyim ancak neticede Türk Lirası kazanıyoruz. Nasıl bir önlem alacağız diye sorarsanız, hiçbir şey yapamayacağız gibi görünüyor, harcamalarımızı kısarak önlem alacağız artık, o da ekstralarımız, lüks tüketimimizden olacak maalesef.

Ülke olarak ekonomimiz dışa bağımlı, her şeyimiz döviz bazında olsa da, Türkiye’ye bağlı olduğumuz için bu sorunları yaşıyoruz...”

 

Mustafa Topsoy: “Bu saatten sonra tüm birikimlerimizi dövizde tutacağız”

“Artık tasarruflu yaşamayı veya daha verimli bir şekilde kaynaklarımızı kullanmaya çalışıyoruz. Elimizden gelen başka bir şey yok. Zorunlu ihtiyaçlarımız dışındaki harcamalarımızı ötelemek durumunda kalıyoruz. Bu saatten sonra tüm birikimlerimizi ve mevduatlarımızı döviz kurlarında tutmaya gayret ediyoruz, çünkü Türk Lirası gün geçtikçe değer kaybediyor.”

 

Ayşen Küçük: “Çocuğumun eğitim masraflarından kısamam, o yüzden mutfak alışverişinden kısmam lazım”

“Bu kurlar karşısında artık alacağım önlemler; eskiden iki ekmek alırken artık bir tane ekmek alacağım herhalde, bir de indirimli ürünler reyonlarından bakıp alacağım. Yani olabildiğince mutfaktan kısmaya çalışıyorum aslında. Çünkü kısamayacağım yerler var mesela çocuğumun eğitim masrafları var istesem de ondan kısamam, ama elektrik, telefon, su gibi kullanımlarımı biraz kısıtlayabilirim. Biraz da mutfaktan kısıtlayacağım. Onun dışında da ekstralarımız… mesela benzin, daha az dışarı çıkma ve etkinliklere katılma gibi… Yapabileceğimiz bir şey yok.”

 

Ayhan Özoğul: “Artık eti, ayda 1 yiyeceğim”

“Artık meyhanelere gitmeyeceğiz, ayda bir gidiyorduk artık ona da gitmeyeceğiz. Onun dışında domates, soğan, ekmek yemek zorunda kalacağız. Mecburen kendimizi her şeyden kısacağız, hobilerimden ve keyfimden ödün vereceğim kesin artık. Dövizin gün geçtikçe artması sosyal yaşamımı çok etkileyecek, artık bir yere gittiğim zaman benzini de düşüneceğim, giydiğim kıyafeti de, yediğim yemeği de düşünmek zorundayım. Örneğin et yiyeceksem ayda bir yiyeceğim veya yemeyeceğim, onun yerine artık başka alternatiflere bakmak zorunda kalacağım.”

 

Erol Daşer: “Artık hiçbir önlem alamıyoruz, önüne geçemiyoruz”

“Döviz kurları karşısında artık hiçbir önlem alamıyoruz, önüne de geçemeyecek noktaya geldik, maalesef her şeyi yaşayıp göreceğiz. Şu an da her şeyimizden kısıtladık, yemeğimizden tut, çocuklarımızın masraflarına kadar, her şeyden kısıtladık, mecburen geçinebilmemiz için bunu yapmamız gerekiyor. Örneğin; çocuklarımızın her istediğini alamıyoruz artık…”

 

Hüseyin Seven: “Artık hayatı planlı bir şekilde değil, günü birlik bir şekilde yaşıyorum”

“Garambole bir hayat yaşıyoruz şu an, geleceğe dair ne söylersem şimdi yalan olur, öyle bir durumda yaşıyoruz ki şu an psikolojimi o yöne doğru çevirmemeye çalışıyorum açıkçası. Çok fazla düşünmemeye çalışıyorum, artık hayatı planlı bir şekilde değil, günü birlik bir şekilde yaşayarak en azından psikolojimizi ‘kaybetmeyelim’ diye düşünüyorum. İki çocuk babası bir kişi olarak bundan sonra kendi kişisel hobilerimden vazgeçmek zorunda kalacağım veya lüks sayabileceğimiz bir şey kaldıysa, onlardan mahrum olacağız bu süreçte, düzeleceğine de çok inancım olmasa da... Bu şekilde önemler alarak hayatımıza bakacağız ne yazık ki yapabileceğimiz başka bir şey yok. ”

Bu haber toplam 721 defa okunmuştur