Aygün Bahar ÖKMEN

31 yaşında ve bir çocuk annesi Gülçe Berksel Solyalı, avukatlık yaparken çikolata atölyesi açtı. İnsanları mutlu etmeyi sevdiğini dile getiren Solyalı, “İnsanların yaptığım çikolataları yerken yüzünde tebessüm oluşması beni mutlu ediyor” dedi.

Golche Chocolate&Dried Fruit sahibi Gülçe Berksel Solyalı bir avukatken çikolataya merak salışının ve Golche markasını oluşturmasının hikâyesini aktardı. “8 yıldır avukatım. Eşimle bir ofisimiz var. Birlikte mücadele ediyoruz. Bu nedenle de kendi alanımızda uzmanlaşma şansı bulduk” diyen Solyalı, “Ben 8 yıl boyunca tazminat davalarını yürüttüm. Özellikle trafik kazalarını… Bu davalar ruhen yıpratıcıdır” şeklinde konuştu. “Karşınıza ya çok yakını kaybeden bir kişi vardır ya da bir uzvunu yitirmiş biri ile muhatap olursunuz ve duygusal, sizi zedeleyen anlara tanıklık edeceğiniz bir sürece başlarsınız” dedi.

Solyalı, azminat davalarında bir canın ya da bir uzvun üzerinden başlayan pazarlığın ve davaların sonucunda kimsenin mutlu olmayışının kendisinde yarattığı etkiyi “Yıpratıcı. Ruhumun çekildiğini hissediyordum” şeklinde aktardı. Ciddi bir çikolata sever olduğunu dile getiren Solyalı, davalardan vakit kaldıkça katıldığı atölye ve eğitimler ile başlayan ve eşe dosta yapayım derken giriştiği çikolata işinin yavaş yavaş atölyeye dönüştüğünü aktardı.

“En güzel reklam insan”

Süreci “Aralık sonu karar verdim. Ocak başında burayı tuttum. Şubat’ta yerleştim derken pandemi başladı. Bir tane kız isteme için çikolata hazırladım ve salgın başladı. 2,5 ay kapattım” şeklinde özetleyen Solyalı, “Burayı açacağımda aklımda bu dükkân yoktu. Arkadaşlarımın bir kafe açma projesi vardı. Kafeyi açmaktan vazgeçtiler. Ben de madem siz kafeyi açmıyorsunuz ben atölyeye çevirsem orayı olur mu derken atölye buraya kuruldu” şeklinde konuştu.

Salgın sırasında atölyenin kapanması ile sosyal mecralardan Instagram üzerinden bir workshop yaptığını dile getiren Solyalı, “Bir sürü takipçim oldu. Eş dost paylaştı. En güzel reklam insan zaten. Yiyen ve beğenen insan en güzel reklamdır” dedi.

Mayıs ayında atölyeyi yeniden açtığını dile getiren Solyalı, “Anneler günü için ne yapsam diye düşünürken bir arkadaşım tasarım için bana yardımcı olabileceğini söyledi. Böylece bir kutu hazırladık. Çikolataları o kutu ile çıkarttık ve o zaman patladık. Bir sürü sipariş aldık” şeklinde konuştu.

Bu süreçte hem eşinin hem de tüm arkadaşlarının kendisine çok yardımcı olduğunu ifade eden Solyalı, “Böyle böyle yayılmaya başlamıştık ki yaz ayında Ağustos ve Eylül’de yeniden kapandık” dedi.

“Boyaya ve glikoza karşıyım”

Artizan çikolataya çokça talep olduğunu ifade eden Solyalı, “Bilinen bir şey ama adanın kuzeyinde yoktu” dedi. “Artizan çikolata dediğinizde bir artistlik vardır. Ya çikolatanın sunumunda ya da hazırlanışında…” şeklinde konuştu.

Doğal olduğu söylense de boyaya ve glikoza karşı olduğunu ifade eden Solyalı, “İnsanlara doğalım, el yapımı ürün satıyorum diyeceksem, sağlıklı ürün üretiyorum, bunu çocuklarınıza yedirebilirsiniz diyorsam, içerisinde hiçbir katkı maddesi bulunmamalı” dedi.

“Bu işin en keyifli kısmının insan kazanmak ve yeni tarifler oluşturmak”

Çikolatalarında taze meyve kullandığını dile getiren Solyalı, “Atölyeyi açtığımda kimse garipsemedi. Talep vardı ama arz yoktu. Ben de bunu sağladım” ifadelerini kullandı. “Her kesime hitap etmiyorum. Belli bir yaş, bir eğitim ve belli bir damak tadına hitap ediyorum. Çünkü çikolata zaten ham maddesi pahalı olan bir şey. El yapımı çikolata olunca otomatik olarak daha pahalı oluyor” dedi. “Bu kesim zaten ne istediğini biliyor. Kıbrıslı, bilmez denilebilecek bir durum değil” şeklinde konuştu.

Bu işin en keyifli kısmının insan kazanmak ve yeni tarifler oluşturmak olduğunu ifade eden Solyalı, “Ham madde Belçika’dan geliyor. Meyveler burada üretimi olan meyveler. Çikolataya kattığım bazı şeyler yerel ürünler. Örneğin Zivaniya’lı çikolatam var. Portakallı çikolata var, portakalları Güzelyurt’tan gelen” dedi.

“Gloria Jeans ile anlaştık. Şu anda ürünlerim orada da satılıyor”

Tarif çıkartmanın bir formülasyon olduğunu dile getiren Solyalı, “İnsanlar buraya geliyorsa, özel bir şey istiyordur. Ben de onlara bunu sunuyorum” şeklinde konuştu. Sipariş üzerine de çalıştığını ifade eden Solyalı, ürünleri deneterek müşterinin damak zevkini anladıktan sonra kişiye özel farklı ürünler ürettiğini dile getirdi.

Belli kafelere ürün vermenin de hayali olduğunu ifade eden Solyalı, “Gloria Jeans ile anlaştık. Şu anda ürünlerim orada da satılıyor. Vedat Akdeniz, misafirlerden biri olarak atölyeye geldi ve o şekilde tanıştık. Kendi kahve çekirdeklerinden çikolata üretmemi istedi. Böylece ortaya Chai Tea çikolata çıktı” şeklinde konuştu.

Yeni bir tarif denediğinde her müşteriye ikram ettiğini ve fikrini aldığını ifade eden Solyalı, “En çok tutan ürünleri geliştiriyor, devam ettiriyorum” dedi. Bir yandan avukatlığa da devam eden Solyalı, yaptığı şeylerden çok memnun olduğunu ifade etti.

“En büyük şansım eşim”

“Rozen Erdal, RMD, ile konuştuk. Kendisini tanımıyordum. Geldi, çikolatalarımı tattı. Seninle çalışmak istiyorum, gelen müşterilere seni sunmak istiyorum dedi” şeklinde konuşan Solyalı, şu anda bir yandan annelik, bir yandan avukatlık bir yandan da artizan çikolata yapıyor. Solyalı eşinin kendisine bu konuda çok yardımcı olduğunu dile getirdi. “En büyük şansım eşim” dedi.

Yaptığı çikolataların çeşitlerinden bahseden Solyalı, klasik çikolata yapmayı tercih etmediğini ifade etti. “Narlı çikolata, Pinky, Laila var beyaz çikolata ile yaptığım, Jack Daniels’lı çikolata, Zivaniya’lı, patlamış mısırlı, portakallı, petibörlü çikolata, brownie çikolata, chai tea çikolata, kurutulmuş meyveli çikolatalar, likörlü çikolatalar, chia tohumlu çubukların üzerine ruby çikolata… Pek çok çeşit ve tarifim var” dedi.

Müşterileri ‘müşteri’ olarak değil misafirleri olarak gördüğünü ifade eden Solyalı, “İnsanlarla olmaktan, insanların çikolatalarımı yerken mutlu olmalarından mutluluk duyuyorum” şeklinde konuştu.