ASGARİ ÜCRET ARTIŞININ ANALİZİ
Geçtiğimiz hafta, Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 2023 yılının ikinci asgari ücretini belirledi. Yeni asgari ücret net 15 bin 750 TL oldu. Brüt asgari ücret ise 18 bin 103 TL olarak açıklandı. 6 aylık enflasyon oranı olan yüzde 33.32 civarında bir artış, asgari ücrete de yapıldı.
Yeni asgari ücret, Temmuz sonu maaşlara yansıtılacaktır. Geçen asgari ücretle yenisi arasında net olarak 3,950 TL artış gerçekleşmiştir. Eski asgari ücret net 11,800 TL idi.Yapılan oylamada devlet ve işveren tarafı evet oyu verirken, işçi tarafı ise red oyu kullandı.
Ülkemizde aylık asgari ücret, şu anda yaklaşık net olarak 535 Euro civarında iken, Türkiye’de asgari ücret yaklaşık 387 euro, Güney Kıbrıs’ta ise yaklaşık 940 Euro düzeyindedir.
Ülkemizde, Son 22 yılı baz alırsak, örneğin 2001 yılında aylık 184 dolarla en düşük asgari ücreti görürken, 2008 yılında ise, aylık 911 dolarla son 22 yılın en yüksek rakamını görmüştük.
2009-2015 yılları arasında da, ülkemizde ortalama olarak ayda yaklaşık 700 dolar düzeyinde asgari ücret uygulanmıştır.Son 5 yılda ise, ortalama yaklaşık 500 dolar düzeyinde asgari ücret ortalaması olduğunu görüyoruz.
Öte yandan, özel sektör işletmeleri de, yanlarında çalışan sadece asgari ücretlilere değil, tüm çalışanlarına, pahalılığın arttığı bu dönemde, maaş artışı yapmalıdır.
Ülkemizde yaklaşık 135 bin kişi sosyal sigortalı olarak bulunmaktadır.Bu rakam içinde yaklaşık 55 bin kişi yatırımlarını asgari ücretten yapmaktadır. Geriye kalanlar ise, asgari ücretin üstünde yatırım yapmaktadır.
Yeni asgari ücretin artması ile, asgari ücretin biraz üstünde maaş alanlara yapılacak artışla birlikte, eğer vergi matrah dilimlerinde düzenleme yapılmazsa, bu durumda olan çalışanların üzerindeki vergi yükü daha da artacaktır.Hükümet, bu konuda tedbir almalıdır.
4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı da, günden güne yükselmekte ve asgari ücret sadece gıda harcamalarına bile yetmemekte, diğer harcamalara para kalmamaktadır.Bu durum, gerçekten çok üzücüdür.
Yeni asgari ücretin hayata geçirilmesi ile, zor durumda olan asgari ücretliler biraz olsun nefes alabileceklerdir.Ancak, zamlar devam ettiği taktirde, bu artış kısa sürede eriyip, gidecektir.
Geçinemeyen insanlarımız, ihtiyaçlarını, kredi kartı kullanımını artırarak, yani borçlanarak karşılamak zorunda kalmaktadırlar. Son 1 yıl içinde Kredi kartı borçları yaklaşık yüzde 85 ve kısa vadeli kredi borçları ise yaklaşık yüzde 42 oranında arttı.
Öte yandan, hayat pahalılığı oranının, kamu çalışanları ve emeklilere uygulandığı gibi, asgari ücrete de, otomatik olarak yansıtılması konusunda, yasal çalışma yapılması da düşünülmelidir.
Asgari ücret konusunda, her yıl ayni söylemlerle, tepki ve itirazlarla karşılaşmak istemiyorsak, taraflar bir araya gelip, yasal değişiklik konusunda uzlaşmaya çalışmalıdır.
Birçok küçük işletme ve esnaf, kira, elektrik, sosyal güvenlik yatırımlarını, sabit giderlerini ve mevcut çalışanlarını ödemekte oldukça zorlanıyorlar.Bu bağlamda, asgari ücret artışı yapacak durumda olmayan birçok işletme bulunmaktadır.
Asgari ücret artışı, işverenlerin maliyetlerini artırıp, işçi çıkarmalarına veya kayıt dışına yol açacaksa, bu sorunu önlemek gerekmektedir.
Bu çerçevede, devlet tarafından işletmelere işveren prim desteği verilmesi uygulamasına devam edilmeli ve özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelere daha fazla işveren prim desteği sağlanmalıdır.
Dövizde ve enerji fiyatlarında yaşanan yükseliş, girdi maliyetlerini yükseltmekte, tüm mal ve hizmetlere zam olarak yansımaktadır. Bu da, enflasyonu aşırı yükseltmekte, vatandaşların satın alma gücünü önemli oranda düşürmektedir.
Piyasa ucuzlamadığı sürece ve zamların devamı halinde, yeni asgari ücret de, çalışanları çok fazla rahatlatmayacaktır. Asgari ücretin yükseltilmesi kadar, hayatın ucuzlatılması ve halkın alım gücünün artırılması da önemlidir.
Pahalılık ve yoksullaşma hızla artarken, ekonomide, eğitimde ve sağlıkta sorunlar varken, bunları çözmek yerine, hükümet yetkililerinin suni gündemlerle uğraşması toplum içinde tepki ile karşılanmaktadır.
Asgari ücretin artması ile, tüm mal ve hizmetlerde yeni zam furyası olasılığı, halk arasında endişe ile beklenmektedir.Piyasayı ucuzlatmak için, Hükümet, vergi ve fon indirimlerini geniş kapsamlı uygulamalıdır.Bugüne kadar yeterli tedbirler alınmamıştır.
Ülkemizde yaşanan aşırı pahalılık, özellikle asgari ücretle çalışanlar ile sosyal yardım ve engelli maaşı alanları, çok daha fazla perişan etmektedir.