1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. Asgari Ücret’de işçi ve işveren uzlaşısı doğru adımdı
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

Asgari Ücret’de işçi ve işveren uzlaşısı doğru adımdı

A+A-

 

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılının ilk asgari  ücretini belirledi.Bu kapsamda asgari ücret; brüt 27 bin 587 TL, net olarak ise 24 bin TL olarak açıklandı.Kararın, oy birliğiyle alındığı belirtildi. Yeni asgari ücret, 1 Ocak 2024 itibariyle geçerli olacak.

KKTC’de asgari ücret, 1 Temmuz 2023 tarihinden beri, aylık brüt 18 bin 103 TL ve net 15 bin 750 TL olarak uygulanıyordu.

6 aylık enflasyon yüzde 50.31 olmasına karşın, asgari ücretlilere yüzde 52.38’lik bir artış verildi.6 aylık enflasyondan, yaklaşık yüzde 2 fazla artış yapılmış oldu.

Geçtiğimiz günlerde, Bakanlar Kurulu'nda  asgari ücretin 4 ayda bir, yılda 3 kez belirlenmesiyle ilgili karar alınmıştı.Bu bağlamda, Komisyonda, 4 ayda bir toplantı yapılmasına da karar verildi.

Yeni asgari ücret rakamının anlamlı olması için, alım gücünün korunması gerekmektedir.Önümüzdeki dönemde asgari ücret belirlenirken, aynı tartışmaların yaşanmaması için piyasadaki zamların önüne geçilmesi şarttır.

Asgari ücretin, işveren, işçi ve devlet tarafından konsensus ile belirlenmesi değerlidir.Toplumsal uzlaşı ve çalışma barışı adına atılan önemli bir adımdır.

Asgari ücret tespit komisyonu kavga etme ve birbirini suçlama, toplumu germe yeri değildir.Ayrışma ve kısır çekişmeler yerine asgari müştereklerde buluşma masasıdır.

Öte yandan, Hükümet, Haziran ayında sona erecek işverene sosyal güvenlik prim desteği uygulamasına, yıl sonuna kadar devam etmelidir.

2023 Yılı enflasyonu, yüzde 83.63’e ulaşmıştır. Yaşanan bu pahalılık, özellikle asgari ücretle çalışanlar ile sosyal yardım ve engelli maaşı alanlar ile  dar gelirlileri çok daha olumsuz etkilemektedir.

Özellikle, sosyal yardım ve engelli maaşı alanların maaşı az olduğu için, asgari ücrete yapılan  yüzde 52.3 zam veya yüzde 50.3 civarındaki 6 aylık hayat pahalılığı oranında, onların maaşlarına zam yapılması yeterli olmayacaktır.Bu maaşların, asgari ücret düzeyine getirilmesi veya başka bir hesaplama formülü ile belirlenmesi düşünülmelidir.

Son zamanlarda,  dövizde ve enerji fiyatlarında  yaşanan yükseliş, girdi maliyetlerini yükseltmiş, bu da, başta gıda olmak üzere, akaryakıt, elektrik ile tüm mal ve hizmetlere zam olarak yansımış ve  vatandaşların satın alma gücünü önemli oranda düşürmüştür.

Piyasa ucuzlamadığı sürece, yeni asgari ücret de, çalışanları çok fazla rahatlatmayacaktır. Asgari ücret artışı, maliyet olarak algılanıp,  piyasadaki mal ve hizmet fiyatlarını yükseltecekse, bir mana ifade etmeyecektir.

Yeni asgari ücretin hayata geçirilmesi ile, zor durumda olan asgari ücretliler ve dar gelirliler biraz olsun nefes alabileceklerken, zamlar devam ettiği taktirde, yine nefesleri kesilecektir.

Asgari ücret artışı, işverenlerin maliyetlerini artırıp, işçi çıkarmalara veya kayıt dışına yol açacaksa, kaş yapayım derken göz çıkarılacaktır. Bu bağlamda, devlet tarafından özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelere daha fazla işveren prim desteği sağlanmalıdır.

Asgari ücretteki erimeyi, Temmuz ayındaki asgari ücret belirlendiği zaman yaşamıştık. Temmuz ayında belirlenen asgari ücret, açlık sınırı ile başabaş noktadaydı.Geçen 5 ay içinde, Aralık sonu itibarıyle,  açlık sınırı, net asgari ücretten yaklaşık 3 bin TL fazla bir noktaya geldi. Bu da bize, satın alma gücündeki düşüşü açık olarak göstermektedir.  

Yeni zam dalgasının önlenmesi için, denetimler yapılmalı ve fırsatçılık yapanlar deşifre edilip, ceza verilmelidir.Zira, geçmiş yıllarda da asgari ücretin artması ile , piyasada okkalı zamlar görülmüştü.

Son bir yılda,  birçok ürün neredeyse iki kat zamlandı.Özellikle,  birçok gıda ürünü fiyatı, ilaç fiyatları ve eğitimdeki fiyatlar yüzde yüzden fazla arttı.

Piyasayı ucuzlatmak için, vergi ve fon indirimleri sadece birkaç üründe değil, özellikle tüm gıda,  ilaç, temizlik ve eğitim  ürünlerinde uygulanmalıdır.

Asgari ücretin artırılması önemlidir.Ancak,  hayatın ucuzlatılması ve halkın alım gücünün arttırılması, daha da önemlidir.Hükümet, bu yönde maalesef yeterli tedbirler almamaktadır.

Pahalılık ve fakirleşme hızla artarken,  ekonomide, eğitimde  ve sağlıkta  sorunlar varken, bunları çözmek için uğraşmak yerine, hükümet partilerinin kendi içlerindeki sorunlarla gündeme gelmeleri şaşırtıcıdır.

Son tahlilde, şunu da vurgulamak istiyorum. Hayat pahalılığı oranının, kamu çalışanları ve emeklilere uygulandığı  gibi, asgari ücrete de, otomatik olarak yansıtılması konusunda, yasal çalışma yapılması da düşünülmelidir.

Bu bağlamda, Asgari Ücret Yasası da, günün koşullarına göre güncellenmelidir. O zaman, Asgari ücret tespit komisyonunda yaşanan pazarlık ve gerginlikler de ortadan kalkmış olacaktır.

Bu yazı toplam 1880 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar