1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Asıl sorun vatandaşın geliri!”
“Asıl sorun vatandaşın geliri!”

“Asıl sorun vatandaşın geliri!”

Kredilerde, enflasyona göre değişen faiz oranları bir yılda neredeyse ikiye katlandı. Geliri taksit oranlarını karşılamayan vatandaş, bankalardan kredi alamaz duruma geldi.

A+A-

YENİDÜZEN-ÖZEL

Ekonomik darboğaza giren veya yeni bir girişim yapmak isteyen vatandaş, yüksek faiz oranlarından dolayı bankadan kredi alamaz duruma geldi. Özellikle konut veya taşıt kredisi gibi uzun vadeli krediler, yüksek faiz oranlarından dolayı cazibesini yitirdi. Kısa vadeli krediler ise ‘lüks için tercihleri’ rafa kaldırdı. Elinde birikimi olan vatandaş, parasını kullanmaya yönelirken, birikimi olmayanlar adım atamaz duruma geldi.

Kredi almayı düşünenler bu durumu birçok kez gözden geçirirken, benzer titizlik bankaların da gündeminde.

İhtiyaç kredilerindeki faiz oranlarının, geçtiğimiz yıla kıyasla %1,80 civarından %3,40’lara yükseldiği ifade edilirken, benzer durumun konut kredilerinde de yaşandığı belirtildi.

Hem bireysel ihtiyaçlar için hem de ticari ihtiyaçlar için bankaların finansman sağlamaya devam ettiğini anlatan bankacılar ise, krediye erişimde bir engel olmadığını, faiz oranlarının yakın geçmişe kıyasla çok yüksek olduğu için vatandaşın temkinli davrandığını anlattı.

Bu durumu YENİDÜZEN’e değerlendiren bankacılar ve ekonomistler, asıl sorunu, vatandaşın artan faizler nedeniyle yükselen taksitleri ödeyebilecek gelirinin olmayışına bağladı.

Faiz oranlarındaki bu artışın ne zaman duracağına ilişkin tahmin yürütmenin mümkün olmadığını anlatan bankacılar, enflasyonun artmasıyla bu yükselişin devam edeceği öngörüsünü paylaştı. Kredi faizlerinin yılsonuna göre artmış olmasının, özellikle bireysel kredilere olan talepleri düşürdüğünü ifade eden Önal, ticari taraftaki kredilendirme taleplerinin ve işlemlerinin oldukça hareketli olduğunu da belirtti.

Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal:

“Asıl sorun taksitleri ödemeye yetecek gelirin olup olmaması”

Hem bireysel ihtiyaçlar için hem de ticari ihtiyaçlar için bankaların finansman sağlamaya devam ettiğini anlatan Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal, “Krediye erişimde bir engel yok. Asıl sorun artan faizler nedeniyle artan taksitleri ödemeye yetecek gelirin olup olmaması” dedi.

Kredi faizlerinin yılsonuna göre artmış olmasının, özellikle bireysel kredilere olan talepleri düşürdüğünü ifade eden Önal, kişilerin, aynı kredi tutarı için daha fazla taksit ödemek durumunda olduğunu anlattı.

Özellikle ticari taraftaki kredilendirme taleplerinin ve işlemlerinin oldukça hareketli olduğunu söyleyen Önal, kredi faizleri ve taleplerini şöyle yorumladı:

“Başta faiz olmak üzere fiyatlama, kredi vadesi, teminat yapısı gibi kredi kullandırım koşulları günün koşullarına göre değişebiliyor. Kredi faizleri yılsonuna göre, kredi türü ve vadelerine göre Türk Lirası’nda 8-15 puan, Yabancı Para’da ise 1-3 puan arasında yükselmiş durumda. Faiz oranlarının artışı, bireysel taraftaki talepleri engelleyici bir unsur. Aynı kredi tutarı için daha fazla taksit ödemek durumundasınız. Fiyatlamayı belirleyen ağırlıklı kaynak maliyetlerimiz. Özet olarak, krediye erişimde bir engel yok. Artan faizler nedeniyle artan taksitleri ödemeye yetecek gelirin olup olmaması asıl sorun.”

ALBANK Genel Müdürü Dr. Ahmet M. Karavelioğlu:

“Faiz oranları çok yükseldi, 10 yıllık krediler, kullanılamayacak duruma geliyor”

Faiz oranlarının geçen yıl ile karşılaştırıldığı zaman çok yüksek bulunduğunu anlatan ALBANK Genel Müdürü Dr. Ahmet M. Karavelioğlu, %1,80 civarında olan  ihtiyaç kredilerinin %3,40’lara yükseldiğini, konut kredilerinin de benzer ölçüde yükseldiğini ifade etti.

Günümüzde kısa vadeli, düşük miktarlı kredilerin tercih edildiğini belirten Karavelioğlu, “10 yıllık krediler, kullanılamayacak duruma geliyor. Uzun vadeli kredilere girmeyi hem bankalar hem de vatandaş tercih etmiyor.” dedi.

Faiz oranlarındaki bu artışın ne zaman duracağına ilişkin tahmin yürütmenin mümkün olmadığını anlatan Karavelioğlu, “Bu Türkiye’deki enflasyon programına bağlı ama orada da böyle bir program yok. Enflasyon arttıkça bu yükseliş devam edecek.” dedi.

Devletin sübvansiyeli kredilere teşvik vermesinin bu soruna biraz da olsa geçici çözüm olabileceğine değinen Karavelioğlu, taşıt kredileri veya konut kredilerine talep olmadığını, bireysel kredilerde durgunluk olduğunu, buna karşın ticari kredilerde canlılık yaşandığını ifade etti.

Bu durumun vatandaşa yanısımasını sorduğumuz Karavelioğlu, “Paran yoksa tatil yapmayacaksın, vatandaş birikmişini kullanacak, durumunu ona göre ayarlayacak” örenğiyle yanıt verdi.

Enflasyonun gelir adaletini bozan bir mekanizma olduğuna da değinen Karavelioğlu, “dar gelirli, sabit gelirli kesim desteklenmeli. Gelir artışı yükselmeli. Sabit gelirli insanların ücretleri enflayonun yüksek olduğu dönemlerde daha sık ayarlanmalı.” ifadelerini kullandı.

Karavelioğlu, yabancı para biriminde böyle bir sorun yaşanmadığını, buna karşın yasa gereği sadece döviz geliri olanların bu kredilerden faydalanabileceğini anlattı.

Ekonomist Prof. Dr. Erdal Güryay:

“Parası olan harcıyor, parası olmayan yeni bir girişim yapamıyor”

Belirsizlik ortamında faizlerin nereye evrileceğinin bilinmemesi nedeniyle banakaların kredi verme konusunda daha titiz davranmaya başladığını anlatan Ekonomist Prof. Dr. Erdal Güryay, bu titizlik veya bilinmezliğin özel sektörde bazı kesimleri etkilediğini anlattı. Ülkedeki kredi mikatının azalmadığına dair Merkez Bankası verilerini işaret eden Güryay, bu durumun bireysel olarak vatandaşın ev kredisi, araç kredisi gibi alanlardak kullanmak istediği kredilere olumsuz yansıdığını dile getirdi.

Güryay, “Parası olan insanlar harcamaya yönelirken, parası olmayan ise bir yeni girişim yapamıyor. Kredi almayı düşünen birçok kez sorguluyor, verecek olan da sorguluyor.” şeklinde konuştu.

Bu haber toplam 1740 defa okunmuştur
Etiketler : , ,