1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Aşırı sağın yükselişi, endişe yaratıyor…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Aşırı sağın yükselişi, endişe yaratıyor…

A+A-

Avrupa Parlamentosu’nda AKEL AP Milletvekilleri’nin Avrupa Birleşik Solu - İskandinav Yeşil Solu’yla birlikte düzenlediği “Avrupa’da aşırı sağın yükselişi” konulu toplantıdaydık…

 

 

s1-034.jpg

Avrupa Parlamentosu’nda AKEL’in dahil olduğu sol grup olan Avrupa Birleşik Solu-İskandinav Yeşil Solu’yla birlikte AKEL AP Milletvekilleri’nin düzenlediği “Avrupa’da aşırı sağın yükselişi” konulu toplantıdaydık.

Belçika’nın başkenti Brüksel’de 7-10 Kasım 2018 tarihlerinde çeşitli sivil toplum örgütleri temsilcileriyle birlikte Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıslırumlar Avrupa Parlamentosu’nda yapılan toplantılara katıldılar, Avrupa’da aşırı sağın yükselişi hakkında düzenlenen Avrupa Parlamentosu’ndaki panelde Kıbrıs, Almanya, İtalya, Fransa ve Belçika’dan milletvekillerinin bu konuda anlattıklarını dinleme ve tartışmalara katılma fırsatı buldular.

56 kişilik grupta 14 de Kıbrıslıtürk bulunmaktaydı ve bunlar arasında KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, BASIN-SEN Başkanı Ali Kişmir, Birleşik Kıbrıs Partisi Temsilcisi Münür Özdiren, DEV-İŞ Kadın Bürosu’ndan Ferah Kaya, IŞIK KİTABEVİ sahibi Nahide Merlen, CTP Gençlik Örgütü’nden temsilciler, EDON’dan ve AKEL’den temsilciler ile “Birlikte Başarabiliriz” iki toplumlu kayıp yakınları ve savaş mağdurları örgütünden de temsilciler bulunmaktaydı…

8 Kasım 2018 günü Avrupa Parlamentosu’nda AP Parlamentosu İletişim ve Halkla İlişkiler Uzmanı George Stilyanu, bir sunuş yaparak Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum katılımcılara Avrupa Parlamentosu’nun işleyişi, AP’nin ve Avrupa Komisyonu’nun hangi konularda yetki ve görevleri olduğunu aktardı, Avrupa Birliği’yle ilgili olarak ayrıntılı bilgi sundu.

Burada biz de söz alarak Kıbrıslıtürkler’in Avrupa Birliği yurttaşı olduklarını, 2003’te sınırlar açıldıktan sonra, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir “iyi niyet göstergesi” olarak Kıbrıslıtürkler’e “sağlık kartı” sunduğunu, bunu bir “armağan” olarak sunmuş olduğunu ve böylece Kıbrıslıtürkler’in Kıbrıs’ın güneyindeki hastanelerden yararlanma olanağına kavuştuklarını hatırlattık. Ardından Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle bu sağlık kartlarının iptal edildiğine dikkat çekerek, bunun anlaşılabilir olduğunu belirttik.

Ancak yurtdışında okuyan Kıbrıslıtürk öğrencilerin bu durum nedeniyle mağduriyet yaşadıklarına dikkat çekerek bu konuda Kıbrıs’taki Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu temsilciliklerine yazdığımız mektuplara “Sözkonusu öğrencilerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nde vergi ödememelerinden dolayı kartlarının iptal edilmiş olduğu” yanıtını aldığımızı, bunun üzerine PEO, DEV-İŞ, KTÖS, KTOEÖS gibi sendikalarla temasa geçerek bu konuyu ele almaları için talepte bulunduğumuzu belirttik. Ancak sendikaların girişiminin de sonuç vermediğini ve bu durumda yurtdışında çeşitli ülkelerde okumakta olan Kıbrıslıtürk üniversite öğrencilerinin, kendi ceplerinden her ay 180 Euro gibi yüksek bir meblağda özel sağlık sigortası ödemesi yapmak zorunda bırakıldığını belirttik.

Konuşmamızda, Kıbrıslırum üniversite öğrencilerinin böyle bir mağduriyet yaşamadığına inandığımıza dikkat çekerek, bunun bir ayırımcılık olduğunu belirttik. Bunun nedeni, ister Kıbrıslıtürk, ister Kıbrıslırum olsunlar, zaten yurtdışında okuyan üniversite öğrencileri vergi ödemiyorlar… Öğrenci statüsü nedeniyle vergi ödemeyen öğrencilerden yalnızca Kıbrıslıtürkler’e bu gerekçeyle sağlık kartı verilmemesinin etnik temelde bir ayırımcılık olduğunu belirttik ve bu mağduriyetin belki Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi aracılığıyla giderilebileceğine dikkati çektik.

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de, bizim girişimlerimiz üzerine Kıbrıs Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’na o dönem bir mektup yazmış olduklarını ancak bu mektuba Sağlık Bakanlığı tarafından yanıt dahi verilmediğini hatırlattı.

Gündeme getirdiğimiz bu konu hakkında bize yanıt veren George Stilyanu, Kıbrıs’a döndüğümüz zaman Kıbrıslırum üniversite öğrencilerinin sağlık kartı olup olmadığını kontrol etmemizi istedi ve eğer Kıbrıslırum öğrencilerin sağlık kartı varsa, o zaman “Dilekçeler Komitesi”ne başvuru yapmamızı, bu konuda Avrupa Birliği Dilekçeler Komitesi’nde görev yapmakta olan AKEL Milletvekili Takis Hacıyeorgiu’nun da bize yardımcı olabileceğini anlattı. Bu konuda KTÖS ve BASIN-SEN, Dilekçeler Komisyonu nezdinde, Avrupa Parlamentosu Milletvekili Takis Hacıyeorgiu’nun yardımlarıyla girişim yapmaları kararlaştırıldı.

Daha sonra söz alan AKEL Milletvekili Takis Hacıyeorgiu, “Ben Dohni katliamını 20 yıl öncesine kadar gazeteci olmama rağmen bilmezdim ve bu katliamı Sevgül Uludağ’ın yazılarından öğrendim. Çünkü bu gerçekler bizden saklanıyordu. Yine Muratağa’da yaşanan tacizleri de daha sonra, yakın geçmişte öğrendim” dedi.

CTP Gençlik Örgütü’nden Avrupa Parlamentosu’ndaki bu etkinliğe katılanlar arasında Dohni katliamında öldürülen Kıbrıslıtürkler’in torunları da vardı ve Takis Hacıyeorgiu, onlarla tanışma ve sohbet etme imkanı buldu…

Sunumda ayrıca bir Kıbrıslırum katılımcı tarafından bir Kıbrıslıtürk’ün AP milletvekilliğine aday gösterilmesi gündeme geldi. Kıbrıslıtürkler’in sorunlarını ve isteklerini bizzat gündeme getirebilmesi için seçilmesine yardımcı olunması önerildi. Takis Hacıyeorgiu  “Bu düşünceye katılıyorum” dedi.

Takis Hacıyeorgiu’dan sonra söz alan AKEL’in Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri’nden Neoklis Silikyotis ise, Kıbrıslıtürkler’in çözüme daha çok ihtiyacı olduğunu çünkü sayılarının her geçen gün azaldığını söyledi. “Kıbrıslıtürkler’in Avrupa Parlamentosu’na girmesi iyi bir fikirdir çünkü o zaman seslerini daha iyi duyurabilirler” diye konuşan  Silikyotis, “AKEL olarak geçmişte çeşitli Kıbrıslıtürk siyasi parti liderlerini Avrupa Parlamentosu’na davet edip konuşmalarını sağladık. Kıbrıs’ta sadece Kıbrıslırum değil Kıbrıslıtürk toplumunun da var olduğunu da göstermek istedik” dedi.

 

s2-027.jpg

 

AŞIRI SAĞIN YÜKSELİŞİ ENDİŞE YARATIYOR…

Avrupa Parlamentosu’nda AKEL AP Milletvekilleri’nin Avrupa Birleşik Solu - İskandinav Yeşil Solu’yla birlikte düzenlediği “Avrupa’da aşırı sağın yükselişi” konulu toplantı ise öğleden sonra yapıldı ve bu panele de davetli olan Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar birlikte katıldılar ve gerek Belçika, Almanya, Fransa ve İtalya’dan, gerekse Kıbrıs’tan Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri’nin verdikleri bilgileri dinlediler, tartışmalara katkıda bulundular.

Toplantıyı AKEL AP Milletvekilleri Takis Hacıyeorgiu ile Neoklis Silikyotis yönetti.

AKEL Avrupa Parlamentosu Milletvekili Takis Hacıyeorgiu, Yunanistan’da “Altın Şafak” (“Hrisi Avgi”) adlı faşist örgütün nasıl yükselmiş olduğunu örnekler vererek anlattı ve Yunanistan’daki bu aşırı sağcı örgüt elemanlarının sermaye tarafından kullanıldığını, grevlerin kırılması için insanların dövdürüldüğünü, “vurucu kuvvet” olarak para karşılığı bu örgütten kişilerin kullanılmış olduğunu hatırlattı.

Biz de bu konuda gerek EOKA-B, gerekse ELAM konusunda Kıbrıslırum toplumunun çoğunluğunda görülen “Onlar zaten azınlıktırlar, geçmişte hatalar yapıldı” şeklinde bir yaklaşım sergilendiğine dikkat çektik ve “Zaten bir avuçturlar, azınlıktırlar” yaklaşımının yanlış olduğunu, bunun sorumluluktan kaçmak olduğunu hatırlattık.

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil ise, Kıbrıslıtürk toplumunun içinde bulunduğu durumu aktararak, Türkiye’deki rejimin Kıbrıs’ın kuzeyinde yürüttüğü politikalar sonucunda Kıbrıslıtürkler’in azınlık konumuna düşürülmüş olduğuna dikkat çekti ve Kıbrıslıtürk toplumuna dini dayatmalar yapılmakta olduğunu örnekleriyle aktardı.

CTP Gençlik Örgütü adına konuşan Barış Öncel de aslında sorunun sol partilerin kendisinde olduğunu, alternatif yaratmakta ve aşırı sağla mücadelede yetersiz kaldıklarını örnekleriyle anlattı.

Avrupa Parlamentosu sol gruptan İtalyan Milletvekili Fabio Amato, “Ekonomik durumun kötüleştiği durumlarda, insanların ceplerinin boş olduğu durumlarda, aşırı sağcıların söylediklerini insanların duymaları daha kolaydır – bu ayrıca eğitim işidir de…” diye konuştu.

İnsanlığın Avrupa’da ne tür aşamalardan geçtiğini, ne çok kan aktığını eğitim aracılığıyla insanlara hatırlatmak gerektiğine dikkat çeken Mato, “Ancak öncelikle insanların karnı doymalıdır. Eğer karnınız açsa, o zaman milliyetçilik hastalığına yakalanabilirsiniz” dedi.

Avrupa Parlamentosu sol gruptan Fransız Milletvekili Charlotte ise Fransa’da insanların sınıf bilincinden yoksun olduklarını, faşizmin bin tane yüzü olduğunu ve bu yüzlerden hangisinin nasıl ortaya çıkabileceğinin kestirilemeyeceğini anlattı. Fransız milletvekili, Fransa’nın şimdiki Cumhurbaşkanı’nın en liberal cumhurbaşkanı olduğunu ancak Mareşal Petain gibi bir Nazi’yi meşrulaştırabildiğini, bunun da sınıf bilincinden yoksun olmaktan kaynaklandığını anlattı.

Almanya’dan Sol Parti’den Avrupa Parlamentosu milletvekili Hans Manuel Kopfe ise Almanya’da aşırı sağın yeni maskesinin “Alternative” adı altındaki aşırı sağ parti olduğunu belirtti. Dresden’de ortaya çıkan bu hareketin, iki Almanya birleştikten sonra Doğu Almanya’da insanlara iş imkanları sunulmakta zorluklar nedeniyle aniden yüzde 20 gibi yüksek oranda bir işsizlik sonucu insanların “Bizler geride bırakıldık” gibi bir duyguya kapıldıklarını, bunun da aşırı sağın işini kolaylaştırmış olduğunu anlattı. Alman milletvekili İspanya ve Portekiz’de görünürde aşırı sağ bulunmadığını, aşırı sağla mücadelede en iyi yöntemin önleyici tedbirler olduğunu, bunun için de henüz kreşten başlayarak insanların eğitilmesi gerektiğini belirtti.

Avrupa Parlamentosu’nda sol gruptan Belçika Milletvekili Mark ise, Belçika’nın kuzeyinde güçlü bir sağ, güneyinde ise zayıf bir sağ bulunduğunu aktardı. Belçika Milletvekili, ülkenin Flaman nüfusunun bulunduğu kuzey bölgesinde pek çok seminerler ve etkinlikler yaptıkları halde, aşırı sağcı görüşlerin devam ettiğini söyledi. Ülkenin güneyinde ise sol partinin yöntemini değiştirerek sosyal konut, Antwerp’te yeni iş olanakları gibi konularda güvenilir alternatifler için programlar geliştirdiklerini kaydetti ve böylece daha güçlü bir sol yaratabildiklerini aktardı. “Sosyal demokrasi halka ihanet etmekteydi. Bizden güçlü bir sol olmamız isteniyordu” diyen Belçika milletvekili, “Bernie Sanders, Trump’ı yenebilirdi ama Hillary Clinton yenemezdi. Biz bundan da dersimizi çıkardık. Esas olan şey, kendi güçlü alternatif programlarımızın olmasıdır… Halkın neo liberallerle aşırı sağ arasında bir seçim değil, alternatif bir solla bunlar arasında bir seçim yapabilme olanağına kavuşturulmasıdır” dedi.

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1620 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar