Ersin Kaşif

Caz dinlemek, caz sevmek ve caz müziğinin büyüsüne inanmak ne güzeldir. Bir de caz’ın iyisini, gerçek bir cazcı’dan dinlemek, sormayın gitsin. Caz sanatçıları özellikle enstrumanlarıyla meşhurdurlar. Caz piyanisti dersiniz mesela. Caz şarkıcısı dersiniz. Louis Amstrong, Miles Davis, Billie Holiday, Ray Charles, Charlie Parker, Ella Fitzgerald, Duke Ellington, John Coltrane, Frank Sinatra, B.B.King, Nina Simone, Art Blakey, Dizzy Gillespie, Nat King Cole, James Brown, Herbie Hancock, Chet Baker, Charles Mingus, Wynton Marsalis, Thelonious Monk, Bill Evans, Oscar Peterson dünyanın gelmiş geçmiş en iyi caz üstadlarıdır. Hem caz şarkıcısı, hem de caz müzisyeni olarak. Bir yaşam tarzı ve felsefenin müziğini temsil eden caz dinlemek inanılmazdır.  Çeyrek yüzyılı deviren İstanbul Caz Festivali, bu yıl da 26 Haziran – 17 Temmuz arasında caz ve dahasını izleyiciyle buluşturacak ya, günümüz caz’ının en iyilerini de dinleme fırsatı yeniden doğacak. Yeni nesil Caz şarkıcılarından Melody Gardot ve Benjamine Clementine ilginizi çekecek diye düşünüyorum.          

    Etkileyici vokaliyle Melody Gardot ve yeni nesil deha olarak kabul edilen Benjamine Clementine, 25. İstanbul Caz Festivali’nin konukları olacaklar. Festival biletleri 18 Nisan’dan itibaren satışa sunulmuş. http://caz.iksv.org/tr ‘dan ayrıntılı bilgileri almanız iyi olacak.

Melody Gardot için, müzik yapmak, boş bir tuvale renklerini savuran Jackson Pollock’un cesaretine sahip olmak demek. Yıllar önce başından geçen ağır trafik kazası sonrasında, kendi şarkılarını yazmaya başlayarak, bu şarkılarla hayata tutunan Melody Gardot, aynı zamanda müziğin iyileştirici gücüne de sonsuz inanıyor. Aşk, melankoli ve başkaldırının ses bulduğu müthiş baladlarıyla Benjamin Clementine, hem tutkulu bir vokal hem de şarkı sözü yazarı ve hatta şair olarak, ilk kez 2013’te Jools Holland’ın sahnesinde kendini dünyaya tanıttığından beri, dinleyicilerinin duygu haritalarında melodileriyle sağlam bir yer edinmeyi başaran, had safhada ilham verici bir sanatçı. Benjamin Clementine’in, edebiyatla müziğin tek vücut olup izleyiciyi büyülediği teatral sahnesini izleyebilmek muhteşem olmalı!