1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Asker ne istedi, sivil otorite ne talep etti?
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Asker ne istedi, sivil otorite ne talep etti?

A+A-

 

Lefkoşa Dereboyu trafiğine çözüm için Kanlı Dere yatağının askeri bölge içinde kalan yakası boyunca yol yapımı projesi konusunda süren krizde yeni gelişmeler var.
Tam, proje bitti, tükendi, rafa kalktı derken ümit verici gelişmelerin olduğu haberini aldım.
Yakında bu konuda detaylı bilgiler aktaracağım.

Şimdilik olayın ‘geçmişini’ irdelemeye devam ediyoruz. Konunun bir diğer muhatabı hiç kuşkusuz Kutlay Erk…
Zira söz konusu proje ilk olarak Kutlay Erk'in döneminde gündeme geldi.
Erk'in askeri makamlarla yaptığı görüşmelerin olumlu sonuçlanması konunun projelendirme aşamasına gelmesine yol açmıştı.
‘Projelendirme’ 2006 seçimlerinden bir süre önce yapılmıştı.
Askeri yetkililer, bu konunun seçimlerde gündem olmasını arzu etmedikleri için, projenin uygulama ihalesinin seçimden sonra yapılmasını istemiş; bu talep Kutlay Erk tarafından da 'makul' görülmüştü.
Ve ne yazık ki projenin uygulanması konusu seçim nedeniyle de ertelenmek zorunda kalıyordu.
Kutlay Erk'in seçimi kazanamaması üzerine başlayan Cemal Bulutoğluları döneminde ise proje uygulanmadı, ilerletilmedi.
Bulutoğluları döneminde çok ağır, çok kötü şartlar yaşadı Lefkoşa…
Hal böyle olunca da zaten icraatta sorunu olan belediye yönetimi konunun üzerine gidemedi, zaten niyet de yoktu!
Lefkoşa Dereboyu trafiğine çözüm için Kanlı Dere yatağının askeri bölge içinde kalan yakası boyunca yol yapımı konusu da bu kötü dönemle uzun süren bir bekleme sürecine girmiş oldu.
Ta ki Kadri Fellahoğlu'nun 1 yıllık belediye başkanlığı dönemine kadar…
Ve konu bugün yine gündemde…
Ancak belediye yönetimi sorunu çözmekte yetersiz kalıyor.
Neyse, başında da söylediğim gibi konunun ilk muhatabı Kutlay Erk ile konuştum.
Erk, hem askeri makamlarla kendi dönemindeki görüşmeleri anlattı, hem de yeni döneme dair önemli saptamalar yaptı.
İşte Kutlay Erk'in anlattıkları:
                              
***

• Dereboyu trafiğine çözüm için Kanlı Dere yatağının askeri bölge içinde kalan yakası boyunca yol yapımı benim belediye başkanlığı döneminde çalıştığımız bir proje idi.
Askeri yetkililer bu konuda gerekli duyarlılığı göstermiş ve LTB’nin projeyi hazırlaması için gerekli olan teknik ön çalışmaların ve yerinde ölçümlerin yapılmasına izin vermişti.
Projelendirme 2006 seçimlerinden bir süre önce yapılmıştı.
Askeri yetkililer, bu konunun seçimlerde gündem olmasını arzu etmedikleri için, projenin uygulama ihalesinin seçimden sonra yapılmasını istedi; tarafımızdan da makul görüldü.
Seçimlerden sonraki gelişmelerin ne olduğu üzerinde yorumda bulunmam doğru olmayacak.

• Ancak, biz projemizi, askeri bölge içinde dere yatağı boyunca mevcut olan asfalt yolun tek araç geçişine uygun olacak şekilde ıslahı üzerinde yaptık. Yolun hitamında askeri koğuş ve mühimmat deposu vardı, askeri yetkililer bunların yer değişimi için süre talep ediyordu, finansman talep etmesi benim için sürpriz bir haber olmuştur. Konumu gereği asker bu konulardaki bilgileri kamuoyu ile paylaşamadığı için, LTB Başkanı’nın verdiği bilgiye dayanarak yorumda bulunabiliyoruz.

• Kendi dönemimde, Bandabuliya Toptancı Hali (hemen arkası askeri bölgedir) restorasyonunda askeri bölge içinden de çalışma yapılabilmesinde, askeri bölge içinde kalan Hamitköy – Küçükkaymaklı ara yolunun sivil trafiğe açılmasında, Köşklüçiftlik'te Muharrem Apartmanı yakınlarında bulunan ve artık işlevselliğini yitirmiş ama anıt gibi bir manevi değer atfedilerek muhafaza edilen üzeri milliyetçi motiflerle donatılmış duvarların yıkılmasında ve Lokmacı Barikatı’ndaki duvarların yıkılmasında askeri makamlarla gerekli çalışmalar yapılabilmiş ve olumlu sonuç alınmıştı. Askeri makamlar bizden sadece çalışılan alanın çevre ıslahının da yapılmasını talep etmiştir.      

• Konuyu askeri yetkililerle görüşerek çözmenin mümkün olduğuna inanıyorum, finansman darboğazında olan LTB’den 3 milyon TL kaynak yaratarak kendileri için harcama yapılmasında ısrarcı olmayacaklarına inanıyorum. Savunma birimlerine ait bütçede bununla ilgili kaynak konmamışsa, bu askeri yetkililer için bütçe tekniğinden kaynaklanan bir sorun yaratabilir. Bunu da aşmak için LTB Başkanı askeri yetkililerle projeyi teknik olarak çözebilmesi, savunma birimleri bütçesine girmesi gereken meblağı verebilmesi ve savunma birimlerinin bütçesine dahil edilmesi için gerekli girişimleri yapabilmesi gerekiyor inancındayım. AB mali kaynaklı projeler için de benzeri süreçler yaşanır; bütçede kaynaklandırılmamış projelere sonradan bütçeye girme ve dolayısıyla finansman desteği alma şansı yoktur.
Bence, LTB Başkanı bu konuyu askeri yetkililerle görüşüp çözebilir, projeyi rafa kaldırmak çözüm değildir.

------------------------------------------------------------

VİCDANİ RET... “İMKANSIZ” ?

Vicdani ret konusu bir ara çok gündeme gelmiş, çok tartışılıyordu…
Hatırlıyorum, askerliğin kısaltılması gündemi ile başlayan tartışmalar, Murat Kanatlı'nın seferberliği reddi ile başlayan yargı süreci ve olayın hapisle sonuçlanması ile alevlenen tartışmalarda konu enine boyuna ele alınmıştı.
Hatta o günlerde Anayasa değişikliği paketinin taslağına da girmesi ile vicdani ret elle tutulur hale gelmişti…
Üzerinden zaman geçince gündemden düşüverdi.
GKK Bütçesi'nin mecliste görüşülmesi ile yapılan açıklamalarla yeniden gündeme geldi konu…
DP-UG Genel Sekreteri Hasan Taçoy vicdani retti “imkansız” buyurdu yaptığı konuşmada!
Bu açıklama üzerine DP-UG lider Denktaş'ın bir açıklaması düştü sosyal medyaya, 2015 Temmuz'una ait: “... gerekli yasal düzenlemenin yapılmasına destek verilmelidir”
Biri başkan, biri genel sekreter…
İki farklı görüş…
Keşke vicdani ret konusu yeniden ele alınsa, keşke böylesi bir geniş tabanlı hükümet varken (anayasayı değiştirecek güçte) tüm dünyada bir insan hakkı olarak görülen bu uygulama bizde de yürürlüğe konsa…
İyi olmaz mı?
Olur!.. Hem de çok  güzel olur...

-----------------------------------------------

ORMAN, ODUN...

Malum kış mevsimi…
Birçok evde 'şömine' var.
Hal böyle olunca da ‘odun ihtiyacı’ öne çıkıyor.
Odun konusunda inanılmaz bir keşmekeş yaşanıyor memlekette.
Ormanlarımız adeta tecavüze uğruyor.
Eline baltayı alan kendini dağda buluyor!
Ne olacak bu işin sonu?
Orman Dairesi eskiden odun satardı, millet gider alırdı. Şimdi kim gitse aynı cevabı alıyor: “Odun yok”… İyi de ne var o zaman? Siz ne iş yapıyorsunuz?
Bu konuda bile keşmekeş var yahu!
Kaçak satıcılar her yeri mesken tutmuş, hiç kimse rahatsız değil mi bu durumdan?
Anlamadım gitti…
Hem ormanlara yazık, hem de bu işi düzene sokamayan daireye yazık.
Başka ne denir ki? Yazık!..

------------------------------------------------------

Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin EYLÜL 2015 tarihli toplumun “mutluluğunu” konu alan anketi ilginç sonuçlar ortaya koydu... Anket sonuçlarından: “Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında gerçekleştirilmiş olan HAZİRAN anketinin sonuçları tüm alanlarda toplumun verdiği tepkilerde bir İYİMSERLİK sergilemiştir. Buna karşılık EYLÜL anketi sonuçlarında toplumun mutluluk oranları yanında gelecekten beklentiler ve güven oranları da seçim öncesi dönemlere yakın oranlara geri dönüş yapmıştır”
Yani seçim sonuçları ile  “mutlu” olmuş, daha sonra ne olmuşsa yeniden mutsuzluğa kapılmışız!

-----------------------------------------------------

NE OLDU?

Geçitkale’de mezarlıktan çalınan ve bir dönem gündem olan “kafatası” olayı ne oldu? Birileri tutuklanmış, mezarlık açılmış kafatasının kayıp olduğu anlaşılmıştı. Soruşturma ne oldu? Duyan, bilen var mı?

Bu yazı toplam 3270 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar