Askeri birliklerin yerleşim alanları…
Dün sosyal medyada bir tartışma vardı.
Daha doğrusu ortaya atılan bir görüşle ilgili benzer veya farklı görüşlerin o görüşün ardından paylaşılması gündeme geldi.
Neydi görüş?
İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer’in Girne ve Mağusa’da askeri birliklerin yerlerinin kaydırılarak buraların turizme açılması görüşü CTP Genel Sekreteri Tufan Erhürman tarafından sosyal medyaya taşındı ve kendi görüşünü de ortaya koydu;
“Bence çözüm ihtimalinde de, çözümsüzlük ihtimalinde de heyecan verici ve mutlaka dikkate alınması gereken bir öneri. Ama bu kez önceden ayrıntılı biçimde planlayarak. Büyük, kumarhaneli, her şey dahilli otellerle değil, çevresiyle, tarihiyle, müzeleriyle, küçük işletmeleriyle, yerli ürünleri ve üreticileriyle. Turizmden gelecek geliri gerçekten paylaşarak...” şeklinde Erhürman’ın görüşü vardı.
Benim de görüşüm o askeri birliklerin şimdi kaydırılması veya çözümden sonra askerin oralardan çekilmesi durumunda bile oraların hiçbir şekilde yerleşime, turizme veya en küçük bir betonlaşmanın olabileceği gelişmeye açılmaması… Sadece yeşil alan, yürüyüş yolları, banklar… Büyük metropollerde gördüğümüz devasa yeşil alanların küçücük benzerleri… Bunun için de şimdiden meclisin oturup bu konuda yasa mı, düzenleme mi adı ne olursa bir çalışma yapması ve şimdiden oraların öyle bir durumda mahvedilmesinin önüne geçilmesi gerekir.
Mağusa için de geçerli bu durum ve özellikle Girne’de son emirname değişikliği tartışmasının ardından da çok daha önemli bir konu haline geldi. Mağusa’da Salamis Yolu olarak adlandırılan yolun güneyi sahile doğru betonlaştı. Oradaki askeri birliklerin varlığı bu ilerlemeye istemeden! de olsa engel oldu.
Girne’de rant kavgası yüzünden her gün büyüyen binalar neredeyse artık hava akımının hareketlerini engelleyecek duruma geldi. Nefes alacak alanlar neredeyse yok. İşte nefes alınabilecek alanlar şimdi askeri birliklerin bulunduğu yerler kaldı. O yerler askerin orada olması nedeniyle yeşil kaldı, hatta böyle yerlerde eratın hareketini sağlamak için veya oradaki komutanın çevreci yaklaşımı! nedeniyle daha da yeşillendirildi.
Ben bu ülkede söz konusu bölgelerin turizme açılması düşüncesiyle yapılması muhtemel düzenlemelerin, planlamanın, yasal sınırlamalar getirilse de sürekli delineceğine, suiistimal edileceğine ve gün gele oralarda da bir tutam otun kalmayacağına inanıyorum.
Bilenler bilir. Örneğin şimdi Girne-Karaoğlanoğlu arasındaki askeri birliğin kaydırıldığını veya çekildiğini düşünelim; Aç kurtların o bölgeye nasıl üşüşeceğini düşündüğümde olası durumu hayal etmek bile istemiyorum.
O yüzden hemen böyle bir çalışma yapılmalı… Sadece söz konusu yerler için değil, Kıbrıs’ın kuzeyinde ne kadar askerin kontrolünde alan varsa herhangi bir kaydırılma veya çözüm sonrası oraların boşaltılması durumunda hiçbir şekilde ek betonlaşmaya fırsat verilmemeli.
Madem ki bu görüş ortaya atıldı ve madem ki tartışma açıldı, oraların yeşil alan kalması için bu fırsat kaçırılmamalı.