‘Askeri Bölge Külliyesi’
"Külliye" meselesi iyice bir başka boyuta doğru taşınıyor.
Peşin peşin söyleyeyim, irade kaçağı projeye belediye müdahalesini asla “yerel seçim yarışına dair görmüyorum. Yerel seçimleri salt yüksek siyaset ya da partici rekabet üzerinden okumak son derece sığdır.
Hele Lefkoşa, Girne, Mağusa gibi büyük şehirlerde...
Buralarda hizmet kalitesi konuşulmalıdır en önce... Altyapı... Kirlilik, kent peyzajındaki savrukluk, kuralsızlık ve başıboşluk... Yollardaki köhnelik, hizmetlerdeki hantallık, gıda güvenliği ve tarifsiz pislik…
İnsan kaynağının ve ödenen verginin hayat kalitemizi ne oranda iyileştirdiği tartışılmalıdır. Yeni projeler, dönüşümler, hayaller; tüm bu projeler için mali kaynağa nasıl erişileceği…
***
Hükümetten bir yetkili, Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı'ya "Külliye inşaatını mühürlersen burası yeniden askeri bölge olur" demiş.
Kim bu yetkili?
Çok daha açık olmak şart!
Düşünsenize “irade”nin düştüğü hali!
Türkiye Cumhurbaşkanı'nın KKTC Meclisi'nde açıkladığı ve mimarının el altından yurttaş yapıldığı "Külliye"yi şimdi de "asker" koruyor.
Kime karşı?
Kıbrıslı Türklere!
***
“Külliye” için yükselen seslerin sokakta çok bir karşılığı olduğunu da görmüyorum.
Nüfusun çoğunluğunun böylesi bir gerilimden haberi bile yok!
Gailesi de yok ayrıca…
Ne yazık ki “seçkin” bir zümrenin kavgasına sahne oluyor “irade” meselesi…
Gerisi ya “ekmek” derdinde…
Ya da “paylaşım…”
***
“Meselenin özü bize dayatılan yeni bir Kıbrıs politikasının en temel unsurudur” sözlerine katılıyorum Harmancı’nın…
Kıbrıs’ın kuzeyine yönelik tam bir “Türkiyeleştirme” siyaseti uygulanıyor…
Önemli, yaşamsal, kalıcı yatırımlar da var.
Ama bu yatırımlar içinde söz hakkınız, iradeniz, demokrasiniz yok.
Karar verici değilsiniz en önemlisi!
***
Hepsi bir yana…
Yerel yönetim ya da Meclis koltuklarında ilerici, yurtsever, demokrat insanlar oturuyorsa eğer farklarını ortaya koymalı… Bir tavır bir eylem bir duruşla olmalıdır bu… Söz yetmez…
Belediye başkanı mühürleyecek, milletvekili başkaldıracak, siyasi parti “İktidar olursak bu Külliye, başkentin en güzel sanat merkezi ve kent parkına dönüştürülecek” diyecek…
“Külliye’ye Hayır” diye pankart tutan aktivistlere destek verecek idealist bireyler… Taşeronlar iş yapmayacak gerekirse… Sivil toplum örgütleri yanında durmayacak projede rol alanların…
Kimse kendi durduğu yerde bedel ödemeyi göze almazsa eğer… Güya daha büyük hedefler işaret ederek sinikleşir, sessizleşir, uyumlaşırsak… Tam da sokağın diliyle ve Kıbrıs ağzıyla: Yeycekler bizi!
***
Yine ve özellikle altını çiziyorum, bu tartışmayı yerel seçim kampanyası ya da partici rekabetin unsuru yapmak aptallıktır. Lefkoşa’da kimse de “Külliye” meselesine bakarak belediye başkanı seçmeyecek zaten…
Yaşadığımız irade yıkımına, yurt kaybına, demokrasi utancına karşı keşke öyle bir duyarlılık olsa da sandıkta gösterse yüzünü…