Deniz altından borularla su!
Mühendis değilim!
Eşek önünde ceket ilikleyen de değilim!
Düz insan aklım var!
Büyük bir proje!

-*-*-

Kimse karşı çıkmadı su projesine!
Ama kimse de “suyu nasıl tükettiğimizi” sorgulamadı!

-*-*-

Oysa ki suyumuzun Türkiye’ye muhtaç kalmasındaki sorumluluk Türkiye’nindi!
Birincisi, buraya nüfus yığdı!
İkincisi, burada hırsızlık olduğunu çok iyi bildiği ve hırsızlıkla suçlandığı Rumlara ait topraklara inşaat yapılmasına izin verdi!

-*-*-

Kıbrıslı Rumlar ne yaptı?
Onlar da bu Ada’nın yarısını yönetiyor!
Ve suyu çok iyi kullandılar!
“Efendim, coğrafi avantaj onlarda, Trodos Dağları’ndan akan suyu barajlarla kestiler” gibi hikayeler uydurabilir; “biz ambargolar altında ezildik, onlar uluslararası yardımlardan yararlandı” gibi, mutlak başarısızlığımızın itirafı abuklukları ortaya koyabilirsiniz!

-*-*-

Rumlar suyu yönetti!
Çok iyi yönetti!
Biz ise su konusunda, Türkiye’ye; son günlerde yaşanan sıkıntılardan anladığım kadarıyla da “elektrikle” alakalı da aynı ülkeye muhtaç duruma düştük!

-*-*-

Başbakan Ünal Üstel’in, “Güzelyurt Sulama Projesi tünel çalışmaları tamamlandı, TC’Dden yeni başkan yardımcısı gelecek ve açılışını yapacak” dediği gün; Su Dairesi, “aman su sıkıntısı” uyarısını çekti!
Neden?
Elektrik kesintileri nedeniyle Geçitköy’de sıkıntı var!

-*-*-

Şimdi ne deniyor?
Dört seneye kadar elektrik gelecek!
Nasıl?
Kabloyla, Türkiye’den!
Yine denizin altından!

-*-*-

Ama bu kez, su olayında olmayan; “uluslararası hukukla alakalı sıkıntı da var”…
Kaldı ki bu dört sene ne yapacağız?
Hava her ısındığında ya da soğuduğunda elektriksiz mi kalacağız?

-*-*-

KKTC’nin bir başarı öyküsü olduğu yalanını dinlemeye devam mı edeceğiz?
Aynı anda da Rum tarafı dediğiniz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden, 15 aldığımız elektriği, 3’e mi satacağız?
Halkı soyup soğana çevirip, AKSA’ya ve Rum tarafına para mı ödemek zorunda kalacağız?

-*-*-

Siz gerçekten, hala, KKTC’nin bir başarı öyküsü olduğuna inanıyorsanız, ben de diyorum ki, lütfen bir psikiyatriste görünün çünkü kesinlikle sıkıntılısınız!

-*-*-

Propaganda şudur:
KKTC’ye Türkiye’den su götürdük!
KKTC’ye dört yıl sonra elektrik de götüreceğiz!
Asrın projeleri!

-*-*-

Gerçek ise şöyledir:
KKTC, asrın fiyaskosudur, rezaletidir!

-*-*-

Siz hele bir Ercan’ın elektrik kablolarını bağlayın!
O apayrı bir rezalet!
Yok üç faz kablo vardı da, biri koptuydu da, ikisini fark etmediydiler da, jeneratörler manual çalıştırıldıydı da!
Layl lay lom!
Mutlak başarısızlık!
Kesin fiyasko!

-*-*-

İstifa eden mi?
Yokhtir!
Ama yine de buna da şükür!
“Ercan’ın elektriğini Rum – Yunan ikilisi kesiyor” da diyebilirlerdi!

Milliyetçilik dersi verenlere bakın!

Niyazi Kızılyürek’e saldırdılar…
Nedenini yazmıştım; Niyazi hocanın yazdıklarının doğru olduğundan emindirler ve çok korkuyorlar!

-*-*-

Niyazi Kızılyürek’e saldıran iki kişiden biri 1963 – 1974’ü yaşamamış, Rumlardan çalınan mallara çökmüş bir Türkiyeli, öteki ise Türk Bayrağı yakacak seviyede geçmişi olan, eski solcu…

-*-*-

Ve Niyazi hocanın dayısı aradı…
Kızgındı ama dalga da geçti!

-*-*-

“Bize milliyetçilik dersi verenlere bak Serhat” dedi…

-*-*-

1960’larda Bodamya’dan Lurucina’ya, 1974 sonrasında ise oradan genellikle Akçay’a göç eden bir ailedir Kızılyürek’in ailesi…
Gerektiğinde, ki o yıllarda gerekiyordu, en ön saflarda mücadelenin içinde olan bir ailedir…

-*-*-

Ve Kızılyürek’in dayısı dedi ki; “bize milliyetçilik dersi vermeye kalkanlar gayet iyi biliyorlar ki, Niyazi Kızılyürek’in tek derdi, çok daha yaşanır, çok daha güzel bir yurttur! Korkuları da budur zaten…”

Şeriatçı mısınız, satıldınız mı, yoksa korkak mısınız?

Türkiye’den hadsiz birkaç yobaz, Kıbrıs Türk toplumunun laik düşünce yapısına ve yaşam tarzına ağır hakarette bulundu!

-*-*-

Eşek önünde ceket ilikleyip hatıra fotoğrafı çeken, Nasreddin Hoca Şenlikleri’ne “resmi ziyaret” gerçekleştirip halkın parasını çar çur eden, her konuda mesaj yayınlayan, köpek çiftleşmelerini dahi görüntüleyip paylaşan, meteoroloji uyarısında bile bulunan Ersin Tatar, bu konuda “gık” demedi!

-*-*-

Atatürkçü geçine, yıllarca bunun propagandası ile endam eyleyen bir yığın “Kemalist”, oturdukları koltuklarda küçüldükçe küçüldüler ve bu ahlaksız saldırıya ses veremediler!

-*-*-

Peki neden?
Kim bilir belki de geçmişte Türk Bayrağı yakacak kadar ileride olup, şimdilerde AKSA’nın gazetesinde yazan akıl hocaları gibi; onlar da görüşlerini değiştirmişlerdir.
Artık laik – çağdaş – Kemalist Kıbrıslı Türk olmak yerine; bağnaz, yobaz, Atatürk düşmanı şeriat sevdalılarıdırlar!

-*-*-

Değilse satıldılar!

-*-*-

O da değilse; bunlar hep korkak!
Yazıklar olsun!

Ercan’dan bir görüntü… Vatandaş sosyal medyada çatır çatır bu ve benzer resimleri paylaşıyor… Bu görüntülere turizm dilinde, “turist çeken” denir her halde… Siz ne yapın biliyor musunuz? En iyi yaptığınız işi! Ne midir en iyi yaptığınız iş? Apostolos Andreas’a mescit açmak mesele! Hem ortalık karışır biraz değil mi?