Aşşa, Atalassa, Akdeniz ve Lefkoşa eski Hapishane arkasında olası gömü yerleri aranıyor…
ABD Büyükelçiliği’nin Kayıplar Komitesi çalışmalarına katkı maksadıyla her yıl ABD’den bilim insanlarından oluşan bir ekip getirterek yaklaşık bir hafta boyunca olası gömü yerlerinin radarlarla taranmasını sağladığı çalışmalardan dördüncüsü bu hafta gerçekleşti.
ABD Wisconsin-Eau Claire Üniversitesi Profesörü Harry M. Jol, ekibiyle birlikte radarlarıyla Kıbrıs’ta dört olası gömü yerini tarıyor ve ekibin yarın çalışmalarını tamamlaması bekleniyor.
2021’den itibaren her yıl Kıbrıs’a gelen Profesör Harry M. Jol ve asistanları kısa süre kalarak önceden komitenin belirlediği bölgeleri tarayıp raporlarını sunup adadan ayrılıyorlar. Ekip, bu yıl da Aşşa (Paşaköy), Akdeniz (Aya İrini), Lefkoşa eski hapishane arkası ve Atalassa bölgesinde radarlarla tarama yaparken, biz de dün Aşşa’daki (Paşaköy) çalışmaları yerinde inceledik, buradaki bilim insanlarıyla görüştük… Ekibin bugün de Atalassa bölgesinde bir olası gömü yerinde bir tarama yapması bekleniyor…
KAZILAR KOORDİNATÖRLÜĞÜ NE DİYOR?
Bizi Aşşa’daki çalışma alanında karşılayan Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatör Yardımcısı Arkeolog Çınar Karal, bu konuda şöyle diyor:
“4-8 Kasım 2024 tarihleri arasında, Kayıp Şahıslar Komitesi'nin arazi ve araştırma birimi ile Kanada’dan gelen jeofizik uzmanları, Lefkoşa (Hapishane arkası), Akdeniz, Paşaköy ve Atalassa bölgelerinde kayıp şahısların bulunmasına yönelik jeofizik çalışmalar gerçekleştirecektir. Bu çalışmalar, 2021 yılından bu yana, son üç yıldır Kayıp Şahıslar Komitesi’nin kayıp kişileri arama ve bulma sürecine teknolojik destek sağlamakta ve süreci hızlandırmayı amaçlamaktadır. Kanadalı jeofizik uzmanlarının desteğiyle gerçekleştirilecek GPR (Yer Radarı) ve ERT (Elektriksel Rezistivite Tomografisi) analizleri, Komite tarafından kayıplarla ilgili bilgi edinilmiş geniş alanlarda kazı süresini kısaltmak ve hedeflenmiş kazı alanları belirlemek amacıyla kullanılan yöntemlerdir. Bu analizler, toprak altındaki anomalileri belirleyerek hedeflenen ve araştırma bilgileri doğrultusunda belirlenen kazılacak olası gömü yerine daha hızlı ulaşmayı mümkün kılarken, kayıp kişilerin bulunmasına yönelik doğrudan bir sonuç sağlamamış olsa da, kazı süreçlerini daha verimli hale getirmek için uygulanmaktadır. Çalışmalar, ABD’nin Kayıp Şahıslar Komitesi’ne sağladığı insani yardım kapsamında, bağış niteliğinde, herhangi bir ücret talep edilmeksizin yürütülmektedir.”
KAYIPLAR KOMİTESİ’NE HİZMET OLARAK BAĞIŞ…
Bir gazeteci olarak anlatılanlardan anladığımız kadarıyla yeraltını gösteren radar (GPR) ve Elektrikli Direnç Tomografisi (ERT) aletleriyle yeraltında yapılan taramalar, taranan bölgede düzensizlikler olup olmadığının anlaşılmasını sağlıyor. Kayıplar Komitesi’nin bu çalışmalar için cebinden herhangi bir masraf çıkmıyor çünkü anladığımız kadarıyla ABD hükümeti, Kayıplar Komitesi’ne katkısını bu şekilde yapıyor. Yani ABD, Kayıplar Komitesi’ne başka ülkelerin yaptığı gibi para bağışı yapmak yerine, senede bir kez bir haftalığına bu ekibi Kıbrıs’a getirerek tüm masraflarını kendi karşılıyor, bu da komiteye önemli bir katkı oluyor… Böylece ABD’nin Kayıplar Komitesi’ne hizmet olarak bağışı, olası gömü yerlerinin ücretsiz olarak taranmasını sağlıyor.
TARANACAK YERLERİ KOMİTE BELİRLİYOR…
ABD’den gelen ekibin nereleri tarayacağına Kayıplar Komitesi kendisi karar veriyor. Yeni teknolojileri böylece ücretsiz olarak kullanarak kazılacak yerlerin daraltılmasını sağlayan Kayıplar Komitesi, taranan bölgelerde toprağın altında düzensizlikler olup olmadığını bilerek oralara kazıya gidebiliyor böylece… Çünkü bugüne kadar toprağın altında iskelet olup olmadığını gösteren bir alet henüz icat edilmemiş – GPR ve ERT aracılığıyla toprağın altında düzensizlikler (örneğin bir çöp çukuru veya toprakla oynanmış bir bölge) olup olmadığı görülebiliyor…
Görgü tanıklarının vefat etmeleriyle birlikte kazılacak alanlarla ilgili çok ayrıntılı bilgi sahibi olunmayan yerlerde, kazılması tasarlanan çok geniş arazilerde, bu şekilde yapılan taramalar, böylece kazılacak olan alanın daraltılmasına neden olabiliyor. Bu şekilde de, gereksiz kazı masraflarından kaçınılabiliniyor, zaman tasarrufu yapılabiliniyor çok geniş alanların kazılacağı durumlarda…
AŞŞA’DAKİ OLASI GÖMÜ YERİ…
29 Aralık 2021’de yani bundan üç sene evvel Kıbrıs’a ziyaretleri esnasında Değirmenlik-Güngör (Kitrea-Kutsovendi) arasında bir taş ocağı civarında Amerikalı/Kanadalı bu bilim insanlarının çalışmalarını izleme fırsatı elde etmiştim. Dün de (6 Kasım 2024) Aşşa’daki (Paşaköy) Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum mezarlıkları arasındaki geniş bir alanda, onların yeraltını gösteren radar ve elektrikli direnç tomografisiyle bölgeyi olası bir gömü yeri için taramalarını izlemeye gittim. Bu alanda bir noktada 2008 yılında Kayıplar Komitesi tarafından yürütülen kazılarda altı Kıbrıslırum’dan geride kalanlar bulunmuş, bunlar DNA testleriyle kimliklendirilerek defnedilmek üzere ailelerine geri verilmiş. Bulunan altı Kıbrıslırum’dan dördü “known dead” yani “ölü olduğu bilinen”, ikisi ise “kayıp şahıs” imişler. Ancak 1974’te bir kamyonla bu bölgeye savaşta ölen bazı Kıbrıslırumlar’ın getirilerek gömüldüğü yönünde çeşitli bilgiler mevcut olduğu için bu geniş araziyi Kayıplar Komitesi kazmak niyetinde. Bu yüzden yeraltı radarı ve elektrikli direnç tomografisiyle taramalar, buraya başka “kayıplar”ın gömülüp gömülmediği yönünde değerli veriler sağlayabilecek…
Aslında bu bölgeye uzun yıllar önce rahmetlik Ksenofon Kallis ve Kayıplar Komitesi’nin diğer yetkilileriyle ve Aşşa’nın o günlerdeki muhtarı Bay George’la birlikte gelmiştik. Kallis, mezarlığın bitişiğinde bulunan ve çok eski bir kilise olan Panaya Theodokos Kilisesi’nin bir köşesine de bazı “kayıplar”ın gömülmüş olduğuna inanmaktaydı – bu bölgede daha sonra kazı yapılmış ancak kilise avlusunda bulunan insan kalıntılarının normal biçimde defnedilmiş olanlar olduğu anlaşılmıştı hatırladığım kadarıyla… Kilisenin durumu vahimdi – aslında kilise çukur bir alanda olduğu için, yağmurlar başladığında sular altında kalıyordu… 2019 yılında kilise restore edilmiş ancak kilisenin her kış mevsiminde sular altında kalmasını önleyecek herhangi bir yöntem henüz bulunamamış gibi duruyor. Kilisenin bitişiğindeki Kıbrıslırum mezarlığında mezarların üstünde orada kimin yattığını gösteren bütün haçlar kırılıp oraya buraya savrulmuş, mezarlığın durumu da vahim… Bu konuda da, diğer yerlerde olduğu gibi, herhangi bir iyileştirme çabası görülmüyor…
BUGÜN DE ATALASSA TARANACAK…
Aşşa’da (Paşaköy) Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum mezarlıkları arasındaki geniş arazide Profesör Harry Jol ve ekibi hazırlıklarını yapıyorlar. Ekipte ayrıca Kanada’nın Alberta bölgesinden BGC Engineering şirketinden jeofizikçi Victoria Rabczak ve aynı şirketten yine bir jeofizikçi Bay Eric ile ABD’den Wisconsin-Eau Claire Üniversitesi profesörü Harry Jol’un asistanı Tristen bulunuyor. Ekipteki jeofizikçi Victoria, şirketinin Litvanya ve Polonya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma bazı toplu mezarların aranmasında bu yeni teknolojinin kullanılmış olduğunu anlatıyor. Kanada’da da Kanada yerlilerinin çocuklarının ailelerinden alınarak yatılı okullara konduğu yıllarda bu okullara ait arazilere çeşitli biçimlerde hayatını kaybeden yerli çocukların gömüldüğü toplu mezarların aranmasında da bu yeni teknoloji kullanılıyormuş.
Onlara Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Araştırmalar Koordinatörü Yağmur Erbolay, Kıbrıslırum Üye Ofisi Araştırmalar Koordinatörü Angeliki Anthusi, Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Yardımcısı Arkeolog Çınar Karal, araştırma görevlileri Thomas Andriku, Hristoforos Hristoforu, Kayıplar Komitesi için GNSS sistemiyle haritalandırma yapan arkeolog Göktuğ Mohaç, Kayıplar Komitesi’nin harita ve veri tabanını yaratıp güncelleyen Marios Makridis eşlik ediyor. Eşlik etmekle kalmıyorlar, bizzat yardım ediyorlar… Taranacak bölgede ölçüm yapılmasına, şeritler çekilmesine, elektrikli direnç tomografisine yönelik toprağa belli aralıklarla elektriği iletmek üzere bükük çivilerin çakılmasına, radarın kullanılmasına bizzat yardım ediyorlar. Onların bu yardımları olmasa, ABD/Kanada’dan gelen ekibin beş günde tüm işi tamamlamaları mümkün değil zaten…
Ekip ilk gün, Lefkoşa’da eski hapishanenin arkasını taramış, sonraki gün Akdeniz (Ayirini) sahilinde çalışmış. Dün Paşaköy’de (Aşşa), bugün ise (Perşembe) Atalassa bölgesinde tarama yapacaklar. Eski hapishanenin arkasında geçmiş yıllarda iki büyük toplu mezar bulunmuştu, bir toplu mezar daha aranıyor… Akdeniz’de deniz sahiline yakın kumluk bir alanda iki “kayıp” Kıbrıslıtürk için geçmiş yıllarda kazı yürütülmüştü, bu iki Kıbrıslıtürk, Erdoğan Mustafa ile Fikret Mehmet Kalyoncu’nun denize yakın bir noktada öldürülüp gömüldükleri ve “kayıp” edildileri biliniyordu ancak herhangi bir ize rastlanmamıştı. Geçmiş yıllarda kazı yapılan ve bizim de o günlerde ziyaret etmiş olduğumuz bu alanın bitişiğindeki kumluk arazi taranmış radarlarla… Atalassa bölgesinde de yine geçmişte yol kenarında yapılan bir kazıda 1963-64’te “kayıp” edilmiş bazı Kıbrıslıtürkler’in gömü yeri aranmış ancak bu konuda bol bilgi olduğu halde gömü yeri bulunamamıştı. Bu bölgeyi biz de pek çok kereler ziyaret etmiş, bazı görgü tanıkları götürmüştük… Bugün Atalassa bölgesinde kazı yapılmış olan yol kenarındaki yerin devamındaki araziler radarlarla taranacak. Ekibin Cuma günü komiteye bulguları hakkında rapor sunmaları ve adadan ayrılmaları bekleniyor.
ÜÇ ÜYE ZİYARET EDİYOR…
Biz bu çalışma alanına Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Asistanı Arkeolog Demet Karşılı’yla birlikte geldik… Az sonra Kayıplar Komitesi’nin üç üyesi, Kıbrıslıtürk Üye Hakkı Müftüzade, Kıbrıslırum Üye Leonidas Pandelidis ve Üçüncü Üye Pierre Gentile de geliyor. Pierre Gentile, geçen sene emekliye ayrılan Paul-Henri Arni’nin yerine yakın geçmişte Kayıplar Komitesi’ne atanmış, ona da komitenin sekreteri Bruce Koepke eşlik ediyor… Pierre Gentile’le tanışıp ayaküstü sohbet etme imkanı buluyoruz… Önümüzdeki günlerde onunla daha ayrıntılı biçimde konuşacağız…
Kayıplar Komitesi’ne bu çalışmaları yerinde görmemize olanak sağladığı için yürekten teşekkür ediyoruz…
ABD ve Kanada'dan gelen ekibe, Kayıplar Komitesi araştırma bölümü yetkilileri de yardım ediyor...
Paşaköy'de iki mezarlık arasındaki bu geniş arazi, bilim insanları tarafından radarla dün tarandı...