'Ast-üst ilişkisi BUNALTIYOR'
Uzman Psikolojik Danışman Ayhan Çakıcı Eş, son günlerde “neler oluyor” dedirten intihar ve uyuşturucu vakalarını YENİDÜZEN için yorumladı
Uzman Psikolojik Danışman Ayhan Çakıcı Eş, son günlerde “neler oluyor” dedirten intihar ve uyuşturucu vakalarını YENİDÜZEN için yorumladı. Eş, asker ve polisteki intiharların işlerin işleyiş şeklinden olduğunu düşündüğünü belirterek, ast-üst ilişkisinin bunaltıcı olabildiğini kaydetti
ASKER VE POLİSTE İNTİHARLAR
• “Özellikle polis ve asker intiharlarının, tamamen işlerindeki işleyiş şeklinden olduğunu düşünüyorum. Bana da danışan olarak gelen askerler, polisler var. Hepsinin de iş düzenindeki ast-üst ilişkisi bunaltıcı olabiliyor.”
• “Biraz da bu mesleklerde mantık yok, emir demiri kesiyor, hep emir, birilerine itaat etme söz konusudur”
• “Askerde Psikiyatri Eğitim Danışmanlık Merkezi devam ediyor ama maalesef askerler danışmaya çekiniyor, ordadaki psikoloğa güvenemiyor, söylediklerinin komutanlara iletileceğini düşünüyor”
GENÇLERİN DERDİ UYUŞTURUCU
• “Yaptığımız eski çalışmalarda sigara ve ot (hint keneviri) kullanımında yaşın 11’e kadar düştüğünü görmüştük. Şimdi yaptığımız araştırmalarda yaş yine aynı ama maddeler değişti. Mesela bonzai çok yaygın”
• “Bonzai gençler arasında gerçekten çok yaygın. Danışanlarımıza arkadaş gruplarından ayrılmalarını isteriz ama bağımlı bize ‘içmeyen yok, kiminle görüşeyim’ diyenler oluyor, bu da bizi üzüyor ve ürkütüyor”
Ödül Aşık ÜLKER
Uzman Psikolojik Danışman Ayhan Çakıcı Eş, asker ve polisteki intiharların işlerin işleyiş şeklinden olduğunu düşündüğünü belirterek, ast-üst ilişkisinin bunaltıcı olabildiğini kaydetti.
Eş, “Biraz da bu mesleklerde mantık yok, emir demiri kesiyor, hep emir, birilerine itaat etme söz konusudur. Hergün birilerine itaat etmek, hele mantığınıza uymayan birşeyse, kolay değildir” dedi.
GKK’da Psikiyatri Eğitim Danışmanlık Merkezi olduğunu ancak askerlerin “söylediklerinin komutanlara iletileceği” endişesiyle merkeze danışmaya çekindiklerini belirtti.
Eş, intiharların bulaşıcı hastalık gibi olduğunu, bir intiharın diğerini tetikleyebildiğini de söyledi.
Madde kullanımının da çok yaygın olduğunu, özellikle bonzai kullanımında artış olduğunu anlatan Ayhan Çakıcı Eş, “Danışanlarımıza arkadaş gruplarından ayrılmalarını isteriz ama bağımlı bize ‘içmeyen yok, kiminle görüşeyim’ diyenler oluyor, bu da bizi üzüyor ve ürkütüyor” diye konuştu.
Eş, ailelerden çocuklarının uyuşturucu kullandığını fark ettikleri zaman çocuklarına öfke ya da panikle yaklaşmamalarını isteyerek, ailelerin çocuklarına “Biz senin yanındayız” mesajı vermelerinin önemine vurgu yaptı.
“İntihar bulaşıcı bir hastalık gibidir”
• Soru: İntiharlar neden dönem dönem artıyor veya ardarda gelmesi tesadüf mü?
• Eş: Aslında bulaşıcı bir hastalık gibidir. Bir intihar aslında diğerine kapı açıyor. Mevsimsel özellikli intiharlar da oluyor. aslında bu mevsimlerde intiharları çok beklemeyiz çünkü hava çok güzel, daha çok dışarıda geziliyor ama bizim ülkemizde de sıcak çok etkili. Sıcak sıkıntıyı artıyor, sabrı azaltıyor, motivasyonu düşürüyor.
• Soru: Askerde ve poliste de intiharlar dikkat çekiyor. Son dönemde askerliğini yapan iki genç intihar etti. 90lı yılların sonunda askerde Psikiyatr Mehmet Çakıcı’nın önderliğinde Psikiyatri Eğitim Danışmanlık Merkezi kurulmuştu ve intiharların önlenmesinde önemli rol oynamıştı. Polislerin intihar ettiği zaman zaman görülüyor. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
• Eş: Aslında intiharlar birbirini tetikliyor, bir nevi moda gibi. Sebeplere baktığımızda, özellikle polis ve asker intiharlarının, tamamen işlerindeki işleyiş şeklinden olduğunu düşünüyorum. Bana da danışan olarak gelen askerler, polisler var. Hepsinin de iş düzenindeki ast-üst ilişkisi bunaltıcı olabiliyor. Biraz da bu mesleklerde mantık yok, emir demiri kesiyor, hep emir, birilerine itaat etme söz konusudur. Hergün birilerine itaat etmek, hele mantığınıza uymayan birşeyse, kolay değildir. Özellikle poliste sürekli sorunu olan insanlarla muhatap oluyorlar. Orada sabrı korumaları çok kolay birşey değil. Zaman içinde yıpranma oluyor.
• Soru: Askerde ve poliste nasıl bir mekanizma kurulmalı?
• Eş: Bu sadece asker ve polis değil, her iş yeri için geçerli, psikologlar, psikolojik danışmanlar, terapistler olmalı. Çoğu ülkede böyledir, şirketlerin psikologları vardır.
Polise işe girerken, gençler askere giderken psikolojilerinin ne kadar uygun olduğuna bakmıyoruz. Polis olurken boyuna, kilosuna bakılıyor ama psikolojik olarak uygun olup olmadığı sorgulanmıyor. Bence bu tür testler de yapılmalı. En azından sonrasında belki hizmetiçi eğitimler verilebilir.
Askerde Psikiyatri Eğitim Danışmanlık Merkezi devam ediyor ama maalesef askerler danışmaya çekiniyor, ordadaki psikoloğa güvenemiyor, söylediklerinin komutanlara iletileceğini düşünüyor. Söylediklerinin komutana iletildiğini iddia edenler de var. Durum böyle olunca dışarıda bir uzmana gitmeyi tercih ediyorlar. Dolayısıyla askerin içindeki merkez düzenli çalışamıyor.
Her meslekte olabileceği gibi bazı askerlerde ve polislerde akıl hastalıkları da olabiliyor. Ancak asker veya polis gibi riskleri yüksek olan bazı mesleklerde bu tür rahatsızlıklar daha kolay tetiklenebiliyor.
“Bonzai çok yaygın”
• Soru: Yapılan araştırmalar uyuşturucu kullanımında artış olduğunu ve kullanma yaşının düştüğünü ortaya koyuyor...
• Eş: Yaptığımız eski çalışmalarda sigara ve ot kullanımında yaşın 11’e kadar düştüğünü görmüştük. Şimdi yaptığımız araştırmalarda yaş yine aynı ama maddeler değişti. Mesela bonzai çok yaygın. Bonzai çok tehlikeli, bonzaiden ölümler arttı. İçeriği değiştiği için ölümlerin arttığını düşünüyorum. Bonzai gençler arasında gerçekten çok yaygın. Danışanlarımıza arkadaş gruplarından ayrılmalarını isteriz ama bağımlı bize “içmeyen yok, kiminle görüşeyim” diyenler oluyor, bu da bizi üzüyor ve ürkütüyor.
“Maddeye merakla başlanıyor”
• Soru: Uyuşturucudaki artışı neye bağlıyorsunuz?
• Eş: Bu da moda gibi birşey. dönem dönem extacy hapları yaygın olarak kullanıldı, şimdi bonzai çok yaygın.
Madde kullanımındaki artışı toplumsal değişime, aile ilişkilerindeki değişime de bağlayabiliriz. Bütün araştırmalarda maddeyi kullanma konusunda merak ilk sırada çıktı. Bizde de merakla başlanıyor ama devam edilmesindeki sebeplerden biri toplumsal çevre. Çevrede bu kadar çok içen varken, siz kendinizi ne kadar izole edebilirsiniz. Uyuşturucuda ayrı bir alt kültür var, şifreli konuşmaları var, bazen kendilerine has giyim tarzları olabiliyor. Grıup içinde fazla içmek bir övünme payı gibi görülüyor.
Çevre, aile önemli. Kıbrıs halkı çocuğu yakalandığı zaman destek oluyor, çocuğunu terk etmiyor. Bu iyi birşey çünkü tedavi sürecinde ailelerin desteğine çok ihtiyaç var. Aile desteği olmadığında sıkıntıları artırıyor. Uyuşturucu kullanımı bu kadar yaygın olmasına rağmen, toplum bağımlıları dışlıyor. Hapse girip çıktıktan sonra veya maddeyi bıraktıktan sonra bile toplum bağımlıları dışlıyor. İyileştikten sonra iş bulmakta zorlanıyor. Denetimli Serbestlik Yasası çok önemli, mutlaka geçirilmeli.
Tedavi ve rehabilitasyon merkezi...
• Soru: Tedavi ve rehabilitasyon merkezi de yok. Bir merkez açılması konusunda bir çalışma yapıldığı açıklanmıştı ama henüz böyle bir merkez açılmadı. Bu konuda bilginiz var mı?
• Eş: Bu konuda çalışmalar olduğunu ben de duydum ama henüz birşey yok.
• Soru: Bağımlıların Barış, Ruh ve Sinir Hastanesi’nde tedavi edilmesi ne kadar uygun?
• Eş: Uygun değil ve bu benim görüşüm de değil, madde bağımlılığı ayrı bir alan. Bağımlılar hastanede sadece ilaç verilip gönderildiklerinden de yakınıyorlar, dolayısıyla gerçek bir tedavi olmadığını da düşünüyorum.
Islahevi...
• Soru: Suç oranlarında ve suç çeşitliliğindeki artışı nasıl değerlendiriyorsunuz?
• Eş: O demografik yapımızdaki değişimle ilgili. Büyük bir değişim var. Kendi çocukluğuma baktığımda kapı açık uyurduk, şimdi öyle birşey söz konusu değil. o dönemde hapishane bile yoktu, şimdi mevcut hapishane doldu. Beni en çok rahatsız eden bir ıslahevinin olmaması. 18 yaş altındaki bağımlılar hapse atılıyor, yetişkinlerle kalıyor ve çıkınca başka şeyler öğrenmiş olarak çıkıyor.
“Bağımlılığı tedavi etmek çok zor”
• Soru: Peki ya önleme programları?
• Eş: Uyuşturucu bağımlılığını tedavi etmek çok zordur. Çok zor olduğu için önlemek çok önemlidir. Bağımlı olduktan sonra tedavi etmeye çalışmak yerine, bu bağımlılığı önleyelim.
Önleme programları da kademelidir. Özellikle ilk aşama olan birincil önleme programları çok önemlidir. Çünkü bu aşamada daha henüz hiç madde denememiş kişilere ulaşmaya çalışıyorsunuz ve bu grupta çocuklar ve gençler oluyor. Birincil önleme programlarında özellikle okullarda çocuklara ders olarak destek sağlanabilir. Stresle nasıl başa çıkabilecekleri ya da nasıl hayır diyebilecekleri, kararlarını nasıl verecekleri gibi birçok becerilerini geliştirmeye yönelik bir taban oluşturulmalıdır. Yine ikincil önleme dediğimiz programlar vardır, burada da maddeyi deneyen ya da bağımlı olan kişilerin tedavisi ve takrar hayata rehabilite edilebilmesi için alınan önlemlerdir. Bu da tedavi merkezi ya da yasalar, terapi kısmını oluşturmaktadır. Kişilere bu aşamada maddeleri bırakma yönünde destek sağlanmalıdır. Üçüncül dediğimiz aşamada ise artık bağımlılık hastalığı çok ilerlemiş olan kişilere yardım edilen aşamadır. Burada da madde bağlılığı hastalığının dışında bulaşıcı hastalıklardan koruma hedef alınmaktadır.
Aileler neye dikkat etmeli?
• Soru: Aileler çocuklarında ne tür farklar görürlerse bu onlar için uyuşturucu konusunda bir sinyal olmalı. Aileler bu sorunu nasıl fark edebilirler?
• Eş: Çocuğunuz ortamını aniden değiştirir ve farklı arkadaşlarla görüşmeye başlarsa, yeni bir konuşma tarzı ürettiyse, aniden normalde uyumadığı bir saatte uyumaya başladıysa, uykusuzluk çekiyorsa, gözleri kızarıyorsa, normalden daha fazla harçlık talep etmeye başladıysa, evden aniden birşeyler kayboluyorsa, çalınıyorsa, üzerine sinmiş kokular varsa, ders başarısında düşüş varsa, anne-baba ile ilişkileri kötüye gidiyorsa, odasında daha çok vakit geçiriyorsa, ani terlemeler oluyorsa, bunlar aile için bir işaret olabilir.
• Soru: Böyle bir durumda aileler nereye başvurabilir?
• Eş: Diyelim ki anne baba böyle bir şey farketti. Anne baba bunu fark ettiğinde profesyonel yardım almalarını mutlaka öneririm. Çocuk bir iki kere denediğinde anne babanın fark etme şansı çok azdır. Anne-baba fark ettiyse daha sık kullanıma geçtiği dönemdir. Çocuk anne-baba fark ettiğinde “bir kere kullandım” diyebilir. Profesyonel yardım derken bir psikiyatr, bir klinik psikologla görüşmelerini öneririm. Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’ne başvurabilirler. Aileler çocuklarına öfke ya da panikle yaklaşmasınlar. “Biz senin yanındayız” mesajını versinler.