1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Atalassa bombarımanında öldürülenlerin kalıntıları, yeni genel hastane yakınında da bulunmaya başlandı…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Atalassa bombarımanında öldürülenlerin kalıntıları, yeni genel hastane yakınında da bulunmaya başlandı…

A+A-

20 Temmuz 1974’te Türk savaş uçaklarının Atalassa Psikiyatri Hastanesi bombardımanında ölen ve bombaların açmış olduğu bir kratere gömülmüş olan toplam 31 kişiden geride kalanların bir kısmının, yeni genel hastane yakınında da bulunmaya başlandığı öğrenildi.

Kıbrıs Haber Ajansı’nın haberine göre, bombardımanda öldürülen 10 kişinin kalıntıları, Atalassa Psikiyatri Hastanesi avlusunda gömülmüş olarak bulunmuştu ancak dün Kıbrıs Cumhuriyeti İnsani İşler Komiseri Fotis Fotiu, bölgeyi basınla birlikte ziyaret ederek genişletilen kazılarda bazı kalıntıların yeni genel hastane yakınında bulunmaya başlandığını öğrendi.

Bombardımanda öldürülen ve bombaların açtığı çukura gömülen 31 hastadan 28’i Kıbrıslırum, üçü ise Kıbrıslıtürk’tü.

Bu üç Kıbrıslıtürk’ün kimler olduğu hakkında araştırma yapmış ve ikisinin ailesini bularak sayfalarımızda onlar hakkında bilgi vermiştik, röportajlar yayımlamış ve bu iki ailenin Genetik Enstitüsü’nde DNA örneği vermelerine yardımcı olmuştuk. Bombardımanda ölen üçüncü Kıbrıslıtürk’ün ailesiyle ilgili henüz herhangi bir bulgu elde edemedik.

Atalassa bombardımanında hastanede bulunan Matyatlı Çakır Ali, Evdimli Osman Mustafa ve Lefkoşalı Mehmet Reşat, bombardımanda ölmüşlerdi… Çakır Ali ile Osman Mustafa’nın ailelerini bulduk ancak Mehmet Reşat’ın ailesine henüz ulaşamadık…

Fotis Fotiu Kıbrıslırum basınına yaptığı açıklamada başlangıçta bu kazının kolay olacağını düşündüklerini ancak zorlukları şimdi görmekte olduklarını ifade etti. Atalassa’daki kazıdan sorumlu Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı İnsani İşler Departmanı Müdürü Ksenofon Kallis ise “Zorluklar vardır ancak bizim açımızdan deneyimlerimiz, bilgi birikimimiz ve bilim de vardır. Özellikle bu kazılarda yer alan Kıbrıslı bilim insanlarına ve bize yardımcı olan Kamu Hizmetleri Departmanı ile Lefkoşa Mezarlığı personel ve yöneticilerine teşekkür ederim. Çabalarımıza devam edeceğiz ve bu sürecin sonunda umarız ki toplumumuzu rahatsız eden bir diğer yarayı daha kapatacağız” dedi.

Kıbrıs Haber Ajansı’na göre kazı alanında napalm bomba parçaları, giysiler, ayakkabılar, battaniyeler, taraklar, röntgenler, ilaç şişeleri, bir iğne ve diğer tıbbi malzeme de bulundu.

(KHA haberinden özetle Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ – 25.1.2018)

 


 

BASINDAN GÜNCEL…

 

Slovakya Büyükelçiliği’nin “kayıplar”la ilgili etkinliğinde konuşan Kayıplar Komitesi Üçüncü Üyesi Paul Henri Arni, ölmeden önce yaşlı tanıkların konuşması gerektiğine dikkati çekti:

“95 yaşındaki Kıbrıslıtürk kadın, 36 Kıbrıslırum’un Trahona’da gömülü olduğu yeri gösterdi ve birkaç ay sonra öldü…”

 

 Arni “Siyasi liderler olarak insanların zihinleri üzerinde büyük etkiye sahipsiniz. Önemli bilgilere sahip insanları bunları vermeye ikna etmelisiniz. Hatta konuşmaları için baskı yapmalısınız. Kayıplar Komitesi’ne bilgi verecekleri için kimsenin onları tehdit etmediğini anlamaları gerekir. İki toplumundan da ailelerin acısına son vermek için bu önemli bilgilere ihtiyaçları olduğunu anlamaları gerekir…”

 

Kayıplar Komitesi üçüncü üyesi Paul-Henri Arni, “95 yaşındaki Kıbrıslıtürk bir kadının Kayıplar Komitesi’ne 36 “kayıp” Kıbrıslırum’un gömülü olduğu toplu mezar konusunda bilgi verdikten birkaç ay sonra öldüğünü” açıklayarak kayıpların gömülü olduğunu bilen yaşlıların bilgi vermeleri hatta bu bilgileri vermeleri için baskı yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Kıbrıs’taki Slovakya Büyükelçiliği’nin Ledra Palas’ta düzenlediği iki toplumlu etkinlikte konuşan Arni, yaşlı kadının bahsettiği olayın hangisi olduğuna değinmedi. Kıbrıs Haber Ajansı’na ulaşan bilgilere göre bunlar, Trahona’da Kıbrıslırum “kayıplar”ın gömülü olduğu iki toplu mezardır. Söz konusu alanı Kayıplar Komitesi’ne 95 yaşındaki bir Kıbrıslıtürk kadın göstermişti.

Etkinlikte, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum parti lideri, üyeleri, her iki toplumdan dini liderler veya temsilcileri, yabancı ülke elçileri ve diğer resmi kişiler huzurunda konuşan Kayıplar Komitesi’nin üç üyesi de 2006’dan beri Komite tarafından uygulanan Kazı, Kimlik Belirleme ve Kayıp şahısların kalıntılarının İadesi Programının önemine ve gerek siyasi gerekse ekonomik açıdan desteklenmesine vurgu yaptılar. 

Etkinlikte de belirtildiği gibi Kayıplar Komitesi 2002 kişiden sadece yaklaşık 900 kişinin kalıntılarına ve kimliğine ulaşabildi.

Arni konuşmasında "Kayıplar Komitesi, 2015’de yaşlı bir kadının tanıklığına dayanarak 36 kişinin kemiklerine ulaşabildi" dedi ve yaşlı kadının tüm korkularına rağmen konuşmaya karar verdiğini çünkü şimdi konuşmazsa yakında öleceğini ve bu önemli bilgileri birlikte götüreceğini hissettiğini söyledi.

“Gerçekten de yaşlı kadın 36 kayıp şahsın kalıntıları bulunduktan birkaç ay sonra hayata veda etti. Hala bulunmayan ve “kayıp” şahısların nerede gömülü olduğunu bilen pek çok insan öldü. Hayatta bulunan tanıkların çoğu çok yaşlı. İzlerinin kaybolmasından 55 ve 44 yıl sonra sevdiklerini arayan ailelerin iyiliği için Kayıplar Komitesi’ne konuşmaları yönünde onlara baskı yapacak zaman kalmadı”. 

İki toplum liderinin ve dini liderlerin video aracılığıyla tanıklara çağrıda bulunduklarını belirten Arni “Siyasi liderler olarak insanların zihinleri üzerinde büyük etkiye sahipsiniz. Önemli bilgilere sahip insanları, bunları vermeye ikna etmelisiniz. Hatta konuşmaları için baskı yapmalısınız. Kayıplar Komitesi’ne bilgi verecekleri için kimsenin onları tehdit etmediğini anlamaları gerekir. İki toplumundan da ailelerin acısına son vermek için bu önemli bilgilere ihtiyaçları olduğunu anlamaları gerekir”.

  “Tedavisi olmayan en kötü savaş yarasının, yıldan yıla kötüleşen yaranın bir aile üyesinin yemeğe gelmemesi, ortadan yok olması olduğunu” belirten Arni, Kayıplar Komitesi tarafından yapılan çalışmaların ne kadar zor, maliyetli ve zaman alıcı olsa de çok önemli olduğunu vurguladı. 

Etkinlikte bulunan Elçilere de seslenen Arni, Kayıplar Komitesi’nin en büyük finansmanı olan AB’den ve bu sürece yardım etmek isteyen ülkelerden sürekli ekonomik desteğe ihtiyacı olduğunu duyurdu.

  Kayıplar Komitesi’nin arşiv araştırmaları çabaları ve yeni teknoloji kullanımı aracılığıyla yeni üç yıllık stratejisini uyguladığını ve bunun da bütçede %20’lik bir artış anlamına geldiğini açıkladı.

Kayıplar Komitesi’ne bağışta bulunanlara çalışmaları desteklemeye devam etme çağrısında bulunan Arni, bunu yaparak “kayıp” ailelerine ve iki toplum arasında güven oluşturulmasına yardımcı olduklarını ve bu şekilde kalıcı bir dostluğa zemin oluşturduklarını vurguladı.

Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üyesi Nestoras Nestoros Komite üyesi olmaktan onur duyduğunu ve buna bağlı kalmanın çok önemli olduğunu söyledi. “Benim için bu çok net. Her iki toplumdan da aileler ve istedikleri için çalışıyorum. Ve istedikleri tek şey bir cevaptır: Sevdiklerine ne oldu? Ve onlar bu cevabı vermeliyiz. Onlara genel değil net bir cevap vermeliyiz”.

Kayıplar Komitesi tarafından çözülmesi gereken teknik konulara değinen Nestoras “burada olan ya da olmayan bazı kişiler tarafından çözülebilecek politik konular da var. Önemli olan bu sorunları çözecek bir yol bulunması” dedi ve Kayıplar Komitesi tarafından yapılan çalışmaların toplum, gelecek ve genç nesiller için çok önemli olduğunun altını çizdi.

Kayıplar Komitesi tarafından yapılan çalışmaların güzel sözlerle değil pratik olarak desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak “pratik çözümler ve iki taraftan da birlikte çalışabileceğini düşünen insanlar arıyoruz  ve çalışmalarımız aracılığıyla bu mesajı gönderdiğimize inanıyoruz” dedi ve Komite üyeleri arasında çok iyi bir işbirliği olduğuna dikkat çekti. 

Desteklerinden dolayı Slovakya Büyükelçiliği’ne, AB’ne, UNDP’ye ve BM’e ve arşivlerin yönetiminde Kayıplar Komitesi’ne  verdikleri teknik ve ekonomik desteği için ABD’ye teşekkür eden Nestoras, Kayıplar Komitesi’ni ilgilendiren konuları görüşmek amacıyla çok yakında Amerikalı Büyükelçi ile Kıbrıs’ta bir görüşme yapacaklarını duyurdu.

Kayıplar Komitesi’nin Kıbrıslıtürk Üyesi Gülden Plümer Küçük 2018’in Kıbrıs için iyi bir yıl olmasını dileyerek Komite üyesi olmaktan gurur duyduğunu dile getirdi.

Kayıplar Komitesi’nin Kültürel Miras Komitesi gibi adada iki toplumlu düzeyde başarıyla çalışan Komitelerden bir tanesinin olduğunu belirten Bayan Plümer, Kayıplar Komitesi programının şu ana kadarki sonuçlarını çok başarılı olduğuna vurgu yaptı ve bu çabaları destekleyen dini liderler, siyasi partiler ve diğer herkese teşekkür etti ve siyasi destek olmadan hiçbir başarı olamayacağını söyledi, AB tarafından verilen ekonomik desteğe de değinerek bunun çok önemli olduğunu çünkü Program maliyetinin çok yüksek olduğunu kaydetti.

  Günlük bazda Kıbrıslırum tarafı ve genç insanlarla birlikte çalışarak farklı kültürlere saygı, birlikte çalışma gibi pek çok şey öğrendiklerini söyledi.

Bayan Küçük, “Bu uzlaşma her iki toplumun birbirini anlamasına yardımcı oluyor” dedi ve Kayıplar Komitesi çalışmalarının desteklenmesini istedi ve “kayıp” yakınlarının uzun yıllardır acı çektiğini ve “kayıpları”ndan geride kalanlara ulaştıklarında birazcık olsun memnuniyet duyduklarını söyledi.

Slovakya Kıbrıs Büyükelçisi Jean Skonda etkinliğe katılanları selamlayarak, Slovakya Büyükelçisi himayesinde gerçekleştirilen iki toplumdan siyasi partiler arasındaki diyaloğun önemi ve gerekliliğine vurgu yaptı.

   İki toplumlu faaliyetlerin güven ve karşılıklı anlayış havasının iyileştirilmesine yardımcı olabileceğini ve bunun da Kıbrıs sorununa adil, kalıcı ve yaşayabilir bir çözüm bulunması için gerekli koşulu oluşturduğunu söyledi.

Skonda ayrıca 2017’de siyasi partiler arasındaki iki toplumlu görüşmelere de atıfta bulunarak bu yılda yapılan iki toplumlu diyalogların Cenevre ve Cran Montana’daki umut verici barış tartışmalarından etkilendiğini belirtti.

  Siyasi parti temsilcilerinin Derinya ve Lefke bölgesinde inşa edilen yeni geçiş noktalarını ziyaretlerine ve Sivil toplum Örgütlerinin katkılarına ve karşılıklı saygıya da değinen Büyükelçi “kayıplar” konusunda çalışmaları nedeniyle gönüllülere saygısını sundu.

  Son olarak, Kıbrıslırumlar’a, Kıbrısltürkler’e, Kıbrıslıermeniler’e, Kıbrıslımaronitler’e ve Kıbrıslılatinler’e 2018 yılının barış, refah ve mutluluk getirmesini diledi.

(KIBRIS HABER AJANSI CNA – 24.1.2018)

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1738 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar