1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağlar

  3. ATIF KURAMI VE SİYASİ SÜREÇ...
Mehmet Çağlar

Mehmet Çağlar

ATIF KURAMI VE SİYASİ SÜREÇ...

A+A-

 

"Atıf kuramı", insanların, kendilerinin veya diğer kişilerin davranışlarını nasıl açıkladığını ifade etmektedir (George ve Jones, 2002; 130).

"Örneğin bir memurdan yardım istediğimizde, beklediğimiz davranışı göremezsek, onun kaba ve soğuk biri olduğunu düşünür;

O memurun her gününün sorunlu insanlarla geçtiği gerçeğini göz ardı ederiz.

Muhtemelen onu böyle davranmaya iten, kişiliği değil mesleğidir.

Hatalı atfetmeleri kendi davranışımızı değil, başkasınınkini açıklarken uygularız.

Bu olguya "oyuncu-gözlemci etkisi" denir.

Başka birini gözlerken, hareketlerini mizacına atfederiz.

Ama kendimizi incelerken, bunu durumun zorunluluğu olarak açıklarız"

( Ross, 1977 aktaran: Taylor, Peplau, Sears, 2000).

Annan Planı gibi bir siyasi süreç düşünün ...

Yapılan plan sonuçta reddediliyor ve Barış'ın kalemi kırılıyor!

Bunu topluma, kendinize ve yoldaşlarınıza nasıl açıklarsınız?

Bu sonucu doğuran performansın nedenini nelere atfederdiniz?

O gün Rumlar kötü günlerinde miydiler?!

Görmediniz, duymadınız, üç maymun hali mi?!..

Yoksa, yine mi aldatıldık?!

 

Atfetmeler böyle yapıldıkça, meydanların "kimlere" kalacağı açık değil midir?

 

Federal çözüm hakkında AKEL'in görüşleri belli:

Ortak Federal Devlet; iki toplumluluk,

iki bölgelilik, egemenlik, uluslararası kimlik, vatandaşlık, siyasi eşitlik ve benzeri olgu ve kavramlar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Federal Devlet'e dönüşümü başlıkları altında izah edilmiş...(https://www.akel.org.cy/tr/iki-bolgeli-iki-toplumlu-federasyon-cozumu-hakkinda-akelin-gorusleri/).

 

Peki bizim siyasi partilerimizin,

yazılı olarak;

iki kesimliliğin nasıl sağlanacağı,

dört özgürlüklerin nasıl düzenleneceği,

garantörlük hakları (öyle ki, Ada’da varılması olası çözümün adeta her iki toplum tarafından ters biçimde ön şartı haline geldi),

Rum kesiminin genel itirazları üzerine,

ya da örneğin AKEL'in vurguladığı çözüm perspektifiyle ilgili herhangi bir fikri yok mu?

 

Milletvekilleri ve partililer, yeni süreçle ilgili görüşlerini medya ve sosyal medya aracılığıyla mı paylaşmalı?

Bazılarının dediği gibi,

"Partimiz ne olursa olsun "Evet" demeyecektir. "Hayır" da demeyecektir..."

Son derece spekülatif bir yaklaşım!

Peki! Neye "evet" neye "hayır" diyecektir?

Ya da bir kısmının söylediği gibi,

"Çözümü hepimiz istiyoruz, ancak bir karış toprak veremeyiz",

ya da "bu şartlarda "evet" diyemeyiz" türünden yaklaşımlar da oldukça manipülâtif ve çözümü oluşturmaya katkı koymayan yaklaşımlar değil midir?

Esasen ortaya konması gereken, 11 Şubat belgesinin hayata geçirilmesi konusundaki somut öneriler ve adımlardır. Müzakere süreci olanca yoğunluğu ve kapsamlı içeriğiyle devam ediyor. Siyasal partilerin toplumla paylaşması gereken temel konular, Federal çözümden ne anladıkları ve 11 Şubat belgesinin ardından müzakere sürecinin gidişatı değil midir?

Bunlar yapılmayıp, resmi yazılı görüşler ortaya konmazsa siyasal partiler tarafından, o zaman şu sorulara yanıt verilmelidir:

Netleştirilmemiş olan nelerdir?

Asıl istenenler nedir?

 

Yakında toprak konuşulacak!

Rum basınından 5 değişik harita üzerinden çoğu uyduruk haberler geliyor...

Toprak üzerinden çeşitli dedikodular yayılmaya başladı...

Peki nedir bizim coğrafi federasyona dayalı toprak değerlendirmemiz? Siyasal partilerin duruşları nedir?

Mutabakat içerisinde söyleyecek hiç mi sözümüz yok ?!

"Pat!" diye, her şeyi halkın, toplumun onayına sunmak arzusu ve hedefinde miyiz?

Neden "çıt" yok?!

Bu yazı toplam 2200 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar