1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Atılan adım ve temenni
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Atılan adım ve temenni

A+A-

Birleşmiş Milletlerden taraflara çağrı geldi. “Masaya dönün.”

İyi de nasıl bir masa bu, ayrıntı yok. BM Genel Sekreteri’nin sözcülerinden biri “Kıbrıs sorununun çözümü için tekrar masaya dönün” demiş. BM’den bir yetkilinin Kıbrıs’a yapacağı ziyareti açıklarken böyle de bir çağrı yapan sözcü Farhan Haq, gelen haberlere göre ayrıntı vermedi.

Tabii Crans Montana’da çöken görüşmelerin ardından BM ilk kez böyle bir çağrı yapıyor… Bu çağrının nedeni de olsa olsa Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Rum tarafına “Guterres çerçevesini kabul edin, oradan görüşmeye devam edelim” çağrısıdır diye düşünüyorum.

Bir taraftan bir çağrı gelmişse, yani en son bırakılan yerden bir devam niyeti varsa BM de bu fırsatı değerlendirmek istemiştir.

Fırsat bu fırsat… Bir tarafın istekliliğine, diğer tarafın da karşılık vermesini sağlamak için BM’nin yapacak işleri olması lazım.

Kıbrıs’ın güneyinde her ne kadar “biz de hazırız” gibi yanıtlar gelse de yine de sözcüklerin arasında bir yerlerden kaçmak gibi ayrıntılar yakalanabiliyor.

Akıncı bu adımı atıp, bu çağrıyı yaparken umarım ki gerekli yerlerle istişare etmiştir ki atılan adım havada kalmaz. Bu adımın yere basması gerekir ki, niyet ortaya konabilsin, karşı tarafı zorlayıcı olsun.

Eğer kısa bir zamanda karşı taraftan resmi yanıt alınmaz veya BM tarafından bence bu çerçevede yapılması gereken baskının yapılmadığı görülürse bir çağrı daha yapılmasında bir sakınca yok.

Bir çağrı daha… Olmazsa bir daha…

***

Crans Montana’da yine umutlar yükselmişken aniden “görüşmeler çöktü” açıklamasının gelmesinin bir kez daha hayal kırıklığı yaşattığı, omuzların düşmesini sağladığı anların bir kez yaşanmaması için çok daha ikna edici bir şekilde hazırlanmak gerekir.

Yazarımız Akademisyen Niyazi Kızılyürek’in dün Yenidüzen’de yazıp belirttiği noktada, karşı tarafın esnekliğini artırmak ve çözüm noktasında kilit gibi duran konuyu aşabilmek için bazı girişimler yapılmalı. Kızılyürek’in üstünü çizdiği konuyu hatırlayalım;

“Anastasiadis’in etkin katılımı Garantiler ve Güvenlik başlığına endekslediği bilinen bir gerçektir. Öyle anlaşılıyor ki, 1960 Garanti Antlaşmasına son vermeden Kıbrıslı Türkler devletin ortağı olamayacak. Ne hazindir ki, o Garanti Antlaşması ki, 1960’ta esas itibarıyla Enosisin yolunu kesmek ve Kıbrıs Türk toplumunun statüsünü garanti etmek için imzalanmıştı, günümüzde ise Kıbrıslı Türkleri statüsüzlüğe mahkûm ediyor.”

Geldiğimiz noktada 1960 tarihli Garanti Antlaşması’nın 58 yıl sonra da aynı geçerliliği koruduğunu söylemek çok doğru olmaz. Eğer bir sonuca ulaşmanın önündeki engel o kalmışsa o engeli aşabilmek için gerekli çaba ortaya konmalıdır diye düşünüyorum.

Yukarıda ‘Akıncı bu adımı atarken umarım gerekli yerlerle istişare etmiştir ki atılan adım havada kalmaz’ derken bu önemli konunun bir şekilde konuşulmuş olmasını umarak temennide bulundum aslında…


Alsancak Doğal Parkı

as-002.jpg

Yerel seçimler öncesinde Belediye’lerin yaptıklarını öne çıkarmak, anlatmak, resimlemek belki diğer belediyeler için ayırımcılık olarak görülebilir ama birşeyler de yapılmışsa o yapılanları ortaya koymak da gereklidir. Örneğin Dikmen ve Gönyeli’nin alt yapı ve peysaj çalışmalarını örnek olarak verebilirken Alsancak’ta da Yavuz Çıkarma Plajı karşısındaki Doğal Park çalışmasını övmek gerekir. Uzun yıllar önce yeşillendirilip, çam ağaçları dikilen ve yıllar geçtikten sonra boy atan, küçük bir orman halini alan bölgenin önünden her geçtiğimde “acaba ne zaman ağaçlar kesilip beton dikilecek, size bir cennet yarattık denecek” diye endişeleniyordum. Bu endişem bitti, korumaya alınan, yürüyüş yolu, çocuklar için oyun alanı ve bir kafesi ile hizmet vermeye başlayan alan, yürüyüşünüzü yaptıktan sonra kahvenizi veya sıkma portakal suyunuzu içebileceğiniz bir yer haline geldi. Bu gibi uğraşları yazmak, desteklemek bir gereklilik oluyor özellikle bizim meslekte… Geceleri de açık olacak alanda ışıklandırılmış yolda yürüyüş yapabilecekken, alanda bazı iyileştirmeler hâlâ sürüyor. Emeği geçenleri kutluyorum.


 

Kore… Kore…

Kore’de birşeyler oluyor… Kuzey Kore, 2015’te Güney Kore’den yarım saat geriye aldırdığı zaman dilimini şimdi eşitledi. Dünyanın uyguladığı ambargolar mı yoksa Kim Jong-un’un başına kaya mı düştü bilmiyorum ama bölünmüş Kore’nin iki tarafının da başlattıkları barış görüşmeleri izlenmeye değer.

 


 

Burası neresi!

 

Web sitelerinde ne haberler var diye geziyorum… Gazetelerden web sitelerine yansıyan haberler genelde… Uyuşturucu operasyonuyla başlıyor, işyerinde hırsızlıkla devam ediyor, yine uyuşturucu haberi var, bir uyuşturucu haberi daha, bir daha, ne yazık ki bir uyuşturucu haberi daha, üç kişiyi öldüren bir firarinin haberi, yine uyuşturucu haberi ve gidiyor… Nerede yaşadığımı anlamaya çalışıyorum!


 

İnsanları incelemek, kitapları incelemekten daha gereklidir.

La Rochefoucauld

Ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi vardır.

John Lyly

Bu yazı toplam 1538 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar