Av sezonunun bilançosu ağır
Taşkent Doğa Parkı yetkililerinin yapmış olduğu açıklamalara göre; Kuzey Kıbrıs'ta bu yıl 5 Kasım - 31 Aralık tarihleri arasındaki büyük av sezonunun ilk haftalarında en çok zararı, avlanılması yasak orta boy yırtıcı kuşların gördüğü belirtildi.
Taşkent Doğa Parkı Yaban Hayat Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi Vahşi Yaşam Biyoloğu Andrea Aydınel, av sezonun başladığı tarihten itibaren 4 adet avlanması yasak “gökçe tuygun” türü kuşun vurulduğunu söyledi.
Büyük Av Sezonu’nda şu ana kadar “hazin bir bilanço” ortaya çıktığını anlatan merkez yetkilileri, “5 Kasım - 31 Aralık tarihleri arasında 11 gün gerçekleşecek olan büyük av sezonunun ilk haftalarında en çok zararı, avlanılması yasak orta boy yırtıcı kuşların gördü” dedi.
Aydınel konuşmasında, "Bu kuşlardan bazılarına iki el ateş edildiğini gözlemledik. Bu da gösteriyor ki bilerek ve isteyerek avlanılması yasak olan kuşlar vurulmaya devam ediyor. Merkezi'mize ulaşan Gökçe Tuygun'lardan birini ölü olarak teslim aldık. Bir diğeri ise geldikten 10 dk sonra ne yazık ki hayatını kaybetti. Bunlara ek olarak diğer iki Gökçe Tuygun ise geçirmiş oldukları operasyonun ardından yoğun bakım sürecinde iken yaşamlarını yitirdiler. Ayrıca Gökçe Tuygun'ların dışında iki Atmaca da yine avlanılması yasak olmasına karşın av tüfeği ile vurularak hayatlarını kaybetti. Öte yandan Merkezi'mizde halihazırda aynı sebeplerden yaralanan bir de Saz Delicesi bulunmaktadır. Kanadından vurulmuş olan bu kuşun şu an bakımı ve tedavisi devam ediyor" dedi.
“Ölümlerin istatistiksel raporunu Avcılık Federasyonu'na sunacağız”
Büyük Av sezonu süresince avlanılması yasak olan hayvanlarla ilgili ölümlerin istatistiksel raporunu tutup, Avcılık Federasyonu'na ileteceklerini de belirten Aydınel, av esnasında ne kadar çok avlanılması yasak yırtıcı kuşun vurulduğuna dair dikkat çekeceklerini ve bu bağlamda Avcılık Federasyonu'na önlem alınmasıyla ilgili fikir beyanında bulunacaklarını dile getirdi. Yaban hayatı korumak için vermiş oldukları mücadeleye Federasyon yetkililerinden destek vermelerini talep edeceklerini ifade eden Aydınel, "hangi bölgelerde ekseriyetle yırtıcı kuşların vurulduğunu detaylı bir şekilde Avcılık Federasyonu'na aktaracağız. Sonrasında ise Federasyon'un o bölgelerde denetimlerini arttırmasını ümit ediyoruz. Ayrıca avcıların arasında da sorumluluk sahibi ve bu kuşların vurulmaması gerektiğini, doğaya ne kadar faydalı olduklarını bilen vatandaşlarımız var. Onlardan da bu hayati önem taşıyan hususta, Yaban Hayat Destek Hattı 1190'a yapacakları ihbar ve bilgilendirmeler suretiyle destek talep ediyoruz" dedi.
"Bu kuşları vurmanın ve avlamanın hiç bir mantıklı açıklaması yoktur"
Küçük bir azınlık olan bazı düşüncesiz ve sorumsuz avcıların doğayı katletmelerinin aynı zamanda bütün avcılık camiasının da zan altında kalmasına sebep olduğuna değinen Taşkent Doğa Parkı Direktörü Yaban Hayat Uzmanı Kemal Basat ise, "Bir şahinle bir kekliği ayırt edemeyecek kişinin avcılık lisansının olmaması gerekir. Nasıl ki trafikte yeşil ile kırmızı ışığı birbirinden ayırt edemeyen kişilerin trafiğe çıkmaması gerekiyorsa, av kuşuyla av kuşu olmayanları birbirinden ayırt edemeyenlerinde avcılık yapmaması gerekir. Böyle bir hususta yanlışlık yapabiliyorsan avcı olmamalısın. Bu sorumluk ve avcılık hakkı, bu ayrımı yapabilen kişilerde olmalıdır" dedi.
Vurulan bu hayvanların orta boy yırtıcı kuşlar olduğuna dikkat çeken Basat, avlanılması yasak olan bu kuşların insanlara hiç bir zararının olmadığına, aksine insanların rahatsız olduğu fare, sıçan gibi hayvanlarla beslenerek fayda sağladığına dikkat çekti. Bu kuşları vurmanın ve avlamanın hiç bir mantıklı açıklamasının olmadığına da değinen Basat, "bu sadece cahillik, düşüncesizlik ve ego tatminidir!", dedi.
"Merkeze teslim edilen hayvanlar buz dağının görünen yüzü"
Yaban Hayat Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi'ne teslim edilen hayvanların buz dağının görünen yüzü olduğuna dikkat çeken Basat, Merkez'e ulaştırılamayan, bulunamayan çok daha fazla hayvanın telef olduğunu düşündüklerini belirtti. Adada toplamda 12 bin adet kayıtlı avcı bulunduğunu ifade eden Basat, "bunların sadece %1'nin bile her av günü avlanılması yasak olan bir hayvanı vurması, gün başına 120, av sezonu için ise 1000'den fazla hayvanın telef olması anlamına gelir. Kıbrıs gibi küçük bir ülke böyle bir bilançoyu kaldıramaz", dedi.
Avcılık Federasyonu'nun elindeki imkanlarla kaçak avcılığı önlemeye çalışan tek kurum olduğuna da değinen Basat, bunun yeterli olmadığının bariz olduğunu, sorumlu avcıların, doğa severlerin ve özellikle devletin ilgili tüm birimlerinin doğa hayvanlarının korunması ve yaşatılması için destek olmaları gerektiğinin altını çizdi.