Avrupa Birliği Sansüre Bulaştı?
Demokrasiyle birlikte medya özgürlüğü de dünyada zemin kaybediyor. Propaganda (soğuk) savaşlarının kurbanı basın özgürlüğü oluyor.
Çin, Rusya, Ukrayna, Türkiye, Brezilya ve daha birçok ülkede totaliterizmin güç kazandığını biliyoruz. Ancak asıl endişe verici olan köklü demokrasi geçmişine sahip ‘Batı’ dünyasındaki gelişmelerdir. Yabancı düşmanlığı, din ve ırk ayırımı Trump’ın başkan seçilmesiyle bir anlamda zirve yaptı.
AB’de neler oluyor?
21. Yüzyılın en büyük demokrasi ve barış projesi olarak da adlandırılan Avrupa Birliği’nden de kötü haberler geliyor. Polonya, Macaristan gibi kenar mahallelerde başlayan baskı ve sansür siyaseti, üye ülkelerin demokratik dinamiklerinden giderek uzaklaşan AB’nin üst organlarına da sıçradı. Avrupa Parlamentosunda 23 Kasım 2016’da kabul edilen kararda, “Rus propagandası yaptıkları gerekçesiyle Russia Today ve Sputnik başta olmak üzere bazı medya kuruluşlarına karşı konulması için politika geliştirilmesi…” çağrısı yapılıyor.
Karar “sansüre çağrı” olarak değerlendirdi ve sadece Rusya’dan değil, dünyanın birçok ülkesinden ve uluslararası gazeteci örgütlerinden tepki gördü. Bu karar Avrupa değerleriyle bağdaştırılmadı.
Batı propaganda oyunları bozuluyor
AB’deki propaganda kaygısı haklı; Russia Today(RT) ve Sputnik Rusya devletine bağlı dünyaya farklı dillerde yayın yapan kuruluşlar. Ancak Batı egemenlerini esas rahatsız eden Rus medyasının ne mal olduğu değil, kendi propagandlarına soktuğu çomak oldu.
RT ve Sputnik özellikle Suriye savaşında egemen Batı medyasının yalanlarını ortaya çıkarıyor. Rusya’nın Suriye müdahalesi bu nedenle Batı kamuoyundan büyük destek alıyor. Devlet güdümlü Rus medyasının Suriye savaşını, “özgür” Batı medyasından daha gerçekçi yansıtıyor olması bir ironi ve aslında Batı açısından “utanç” görüntüsüdür.
Totaliter Rusya nasıl Ortadoğu’da umut haline geldiyse, Rus medyası da benzer bir umudu temsil ediyor. Bu yüzden AP’nin sansür kararına en çok Arap ülkelerinden tepki geldi.
Türkiye medyasının tavrı
Türkiye Gazeteciler Sendikası ilk günden sansür kararını protesto etti. Bugünlerde “Batı karşıtı” olan konvansiyonel medyada çıkan haberlerde de karar “sansür” ve “utanç” ibareleriyle birlikte haberleştirildi.
Ancak ne kadar çelişkilidir ki egemen Türkiye medyasının Suriye haberciliği, Batı propaganda çizgisinde devam etti. Çok izlenen, çok okunan Türkiye medyası, savaşı Batı propagandasından süzülen ve masum çocuk, bombalanan hastahaneler, aç sivillerle süslenen, Suriye ile Rusya’yı itibarsızlaştırmayı hedefleyen haberlerle yansıtmaya devam ediyor. “Rusya ile ilişkilerimiz gelişiyor” gibi bir başlığın yanında “Ruslar Hastahane bombaladı” gibi Batı medyası uydurması bir haber görebiliriz.
Çünkü Türkiye medyası çok uzun yıllardır “Batı propaganda medyası”nın bir parçasıdır. Öyle görünüyor ki henüz ondan ayrılmış değil.
Tekrar esas meseleye dönecek olursak Batı, kendisini vareden ve dünyaya örnek olan değerlerini kendisi erozyona uğratmaya devam ediyor. Eski tanımlamayla basın bugünün diliyle medya özgürlüğü de bundan nasibini alıyor. Öte yandan Batı’ya alternatif olarak yükselen güçler, maalesef Batı’dan daha fazla özgürlükler sunmuyor. Rus medyasının Ortadoğu’da olumlu bir rol oynuyor oluşu bölgedeki rekabet ve konjonktürel koşullarla ilgilidir. Yoksa özgür bir medya modeli olarak algılanamaz.