Avrupa Konseyi’nde, Kıbrıs’tan “kayıp” yakınlarının örnek diyalog modelini tanıttık…
Eski Sovyetler Birliği’nin çatışmalı ve tartışmalı topraklarından gelen insan hakları savunucularına, Kıbrıs’ta “kayıp” yakınlarının işbirliği modeli “Birlikte Başarabiliriz”i önerdik…
Eski Sovyetler Birliği’nin çatışmalı ve tartışmalı topraklarından gelen insan hakları savunucularına, Kıbrıs’ta “kayıp” yakınlarının ve savaş mağdurlarının iki toplumlu işbirliği modeli “Birlikte Başarabiliriz”i önerdik.
20-21 Haziran 2019 tarihlerinde Strazburg’ta Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği’nin organizasyonuyla katıldığımız yuvarlak masa toplantısında iki sunuş yaptık ve insan hakları savunucularına, iki toplumlu kayıp yakınları ve savaş mağdurlarının ortak örgütü BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ’de nasıl birlikte çalışmakta olduklarını, birlikte başka “kayıplar” hakkında bilgi toplamalarını, birlikte okullara, köylere ve kentlere ziyaretler yaparak gençlere tarih kitaplarında okutulmayan kendi öykülerini nasıl anlattıklarını fotoğraflarla aktardık.
Muratağa-Atlılar-Sandallar, Galatya, Palekitre, Dohni gibi katliamlarda ve ayrıca Kitrea (Değirmenlik), Trikomo (Yeni İskele), Bilelle (Pileri), Masari (Şahinler), Kaymaklı (Omorfita) gibi yerlerde öldürülmüş olan yakınlarının acılarını taşıyan, buna karşın Kıbrıs’ta her iki toplumun acılarını öğrenip bunları başkalarına da aktaran, acılarını paylaşan ve bir adım ileriye çıkarak barış için uğraş veren “kayıp” yakınlarının öykülerini fotoğraflarıyla aktardık.
Petros Suppuris, Hüseyin Rüstem Akansoy, Hristina Pavlu Solomi Patça, Mihalis Yangu Savva, Katerina Antona, Sevilay Berk ve Maria Yeorgiadu, Yusuf Çaylar, Panayotis Efstatiu ve Leyla Kıralp gibi “kayıp” yakınları ve savaş mağdurlarının “Birlikte Başarabiliriz” örgütünde iki toplumlu bir işbirliği modeli geliştirmiş olduklarını, bunun geçmişte çatışmalar yaşanmış olan başka bölgelere de örnek olabileceğini fotoğraflarla aktardık.
Bu konuda hazırlamış olduğumuz ve ayrıntılı biçimde gerek YENİDÜZEN ve POLİTİS gazetelerindeki araştırmacı gazeteciliğimiz, oluşturduğumuz “Telefon İhbar Hattı”nın işleyişi, Kayıplar Komitesi’ne gönüllü ve insani biçimde her iki toplumdan okurlarımızın yardımlarını anlattığımız geniş bir yazıda, “Birlikte Başarabiliriz” örgütünün ortak faaliyetlerini çok ayrıntılı biçimde aktardığımız yazımız da, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği tarafından çoğaltılarak, iki günlük yuvarlak masa toplantılarında, diğer katılımcılara sunuldu. Bu konuda dağıtmış olduğumuz metni, YENİDÜZEN’de bu sayfalarda 20 ve 21 Haziran 2019 tarihlerinde yayınlamıştık.
Avrupa Konseyi’nin yuvarlak masa toplantıları Strazburg’ta Avrupa Gençlik Merkezi tesislerinde gerçekleştirildi ve Abhazya, Donetsk bölgesi, Lugansk bölgesi, Dağlık Karabağ, Güney Osetya ve Transnistriya, Ermenistan, Azerbaycan, Kıbrıs, Gürcistan, Moldova, Rusya ve Ukrayna’dan insan hakları savunucularının yanısıra Uluslar arası İnsan Hakları Federasyonu’ndan da bir temsilci, iki gün boyunca gerek bu ülkelerdeki medyadaki durum, gerekse “kayıplar” ve diğer konularda çeşitli tartışmalar yürüttü. Kıbrıs’tan YENİDÜZEN ve POLİTİS’ten araştırmacı gazeteci ve iki toplumlu kayıp yakınları ve savaş mağdurlarının ortak örgütü BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ’in bir aktivisti olarak biz, Unite Cyprus Now örgütünden Kemal Baykallı ile Andromahi Sofokleus ve Kıbrıslırum Kayıp Yakınları Örgütü’nden Yorgos Ekonomidis bu toplantılara katıldık.
ÖNERDİĞİMİZ DİYALOG VE İŞBİRLİĞİ MODELİ, BEĞENİ KAZANDI…
Toplantıların ilk gününde, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği “medya” tartışılırken bizden Kıbrıs’ın kuzeyinde medyaya ilişkin bir sunuş yapmamızı rica etti ve biz de 1958’den 1996’ya kadar öldürülen beş Kıbrıslıtürk gazetecinin (Fazıl Önder, Derviş Ali Kavazoğlu, Ayhan Hikmet, Ahmet Muzaffer Gürkan, Kutlu Adalı) ve medyaya yönelik nefret kampanyaları ve saldırıları örnekleriyle aktardık. Fotoğraflarla yaptığımız sunuşumuzda, Afrika gazetesine yönelik saldırılar, aşırı sağcı gazetelerin gazetecilere, sivil toplum örgütü liderlerine, siyasi liderlere yönelik karalama kampanyalarından örnekleri gösterdik. Toplantının ilk gününde Unite Cyprus Now’dan Kemal Baykallı da, iki toplumlu örnek bir işbirliği modeli olarak aktivist grup Unite Cyprus Now’ın faaliyetlerinden bir video göstererek, sorulan soruları yanıtladı.
Toplantıların ikinci gününde ise gerek “kayıplar”la ilgili yürüttüğümüz çalışmalar, gerekse iki toplumlu örnek bir işbirliği modeli olan “Birlikte Başarabiliriz”in çalışmalarını yine fotoğraflarla anlattık ve bu, katılımcılar arasında büyük ilgi çekti. Pek çok katılımcı, Kıbrıs’tan bu örnek diyalog ve işbirliği modelini daha yakından öğrenmek istediklerini belirttiler. Biz de Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği’ne bu konuda Kıbrıs’ta bir atölye çalışması düzenlemesini, buna evsahipliği yapabileceğimizi, böylece Kıbrıs’a davet edilecek insan hakları savunucularına, iki toplumdan “kayıp” yakınlarının birlikte nasıl çalışmakta olduklarını bizzat aktarabileceklerini söyledik. Bu önerimiz de büyük kabul gördü ve kayda geçerek, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği’nin bu konuda bir “follow up toplantısını Kıbrıs’ta düzenlemesi” için katılımcıların isteği belirtildi.
EKONOMİDİS’İN İDDİALARI VE YANITIMIZ…
Kıbrıslırum kayıp yakınları örgütünü temsilen toplantıda bulunan Yorgos Ekonomidis ise kendi derneklerinin faaliyetlerini aktardıktan sonra özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “kayıplar”a ilişkin Türkiye’ye yönelik almış olduğu kararları sıraladı ve Türkiye’nin bu konuda işbirliğine yanaşmadığını söyledi. Ekonomidis, Kayıplar Komitesi’nin kendi partnerleri olduğunu, Kayıplar Komitesi’nin kendilerine Kıbrıslıtürk Kayıp Yakınları Komitesi’yle (Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği’ni kastediyor) işbirliği yapmasını söylediğini ancak onlarla işbirliği yapmalarının mümkün olmadığını, bu derneği kendilerinin toplantıya davet ettiğini ancak derneğin bu ve başka toplantılara katılmadığını söyledi. Ekonomidis, bir soru üzerine “Kıbrıslıtürkler’le samimi bir işbirliğinin mümkün olmadığını, Kıbrıslıtürkler’in Türkiye’den korkmaları nedeniyle bunun mümkün olmadığını” ileri sürdü. Geçmişte suç işleyerek bazı Kıbrıslıtürkler’i öldürmüş olan bazı Kıbrıslırumlar’ın da mahkemeye bu yüzden verilemediğini iddia eden Ekonomidis, “Çünkü Kıbrıslıtürkler gelip tanıklık etmiyorlar, Türkiye’den korktukları için tanıklık etmiyorlar, bu yüzden o Kıbrıslırumlar yargılanamıyor” iddiasında bulundu.
Bunun üzerine Ekonomidis’in ortaya koyduğu iddialara yanıt verdik ve Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar’ın samimi işbirliğinin mümkün olduğunu, “BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ” örgütünden yakınlarını kaybetmiş “kayıp” yakınlarının kanıtlamış olduğunu hatırlattık. Kıbrıs’ın kuzeyinde “Kıbrıslıtürk İnsan Hakları Komitesi”nin bulunmadığını, Ekonomidis’in “Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği”ni kastettiğini ancak bu örgütün doğrudan “kayıplar”dan maada, “şehitler”le ilgili olduğunu da aydınlığa kavuşturduk ve iki toplumlu BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ örgütünün örnek ve samimi bir işbirliği modeli olduğunu ifade ettik.
Ekonomidis’in 1963’te bazı Kıbrıslıtürkler’i öldürmüş olanların yargılanmayışının gerekçesi olarak Kıbrıslıtürkler’in tanıklık etmediği yönündeki iddiasını da yanıtladık ve 1963-64 yıllarında pek çok Kıbrıslıtürk’ün “kayıp” edilmesine bazı Kıbrıslırum polislerin bulaşmış olduğunu, bu konuda geçen yıl POLITIS gazetesinde Mihalis Theodoru arkadaşımızın çok geniş bir yazı dizisi yayımlayarak Kıbrıslırum polisi ve suça bulaşmış diğer Kıbrıslırumlar’la ilgili belgeler yayımlamış olduğunu hatırlattık, “Kıbrıslıtürkler gelip tanıklık etmez diye yargılanamazlar” şeklindeki iddianın, geçersiz bir iddia olduğunu aktardık.
Toplantıya katılan insan hakları savunucularına, “Bütün bir topluma karşı genellemeler yapmak, ırkçılığa varan nitelemelerde bulunmak doğru bir tavır değildir, özellikle insan haklarıyla ilgili aktivistlersek, böylesi nitelemelerden kaçınmalıyız. Ekonomidis’in genellemeler yaparak Kıbrıslıtürkler’i bütün bir toplum olarak suçlayıcı ifadeleri bizi üzmüştür, bunlar kabul edilmez ifadelerdir. İnsan hakları savuncuları olarak, suç işleyen taraf hangi taraf olursa olsun, bunu gizlememeliyiz. İster kendi tarafımız, ister başka taraf olsun… Başkalarını suçlamak çok kolaydır, önemli olan kendi tarafımızın işlemiş olduğu suçları da görebilmek ve gösterebilmektir. Samimi işbirliğine gelince, size tanıtmış olduğum, fotoğraflarını gösterip öykülerini aktarmış olduğum iki toplumdan “kayıp” yakınları ve savaş mağdurları, sıradan insanlar değildir. Kimisinin ailesinden 30 kişi, kimisinin ailesinden 4-5 kişi öldürüldü ve bu korkunç trajediye rağmen, iki toplumlu işbirliği, karşılıklı anlayış ve bir diyalog modeli geliştirdiler ve bunu gönüllü ve insani bir görev olarak yapıyorlar. Samimi bir işbirliğinin mümkün olduğunu ispatlıyorlar” dedik.
Ekonomidis’e verdiğimiz yanıtlar esnasında, kendisi salonda bulunmuyordu çünkü Strazburg’daki Kıbrıs Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nden bir görevli kendisini ziyarete gelmişti. Ancak toplantıya katılan diğer insan hakları savunucuları da, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği yetkilileri de bu yanıtlarımızı dinlemiş oldular.
“FOLLOW UP” (DEVAM) TOPLANTISI İÇİN UĞRAŞ VERECEĞİZ…
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği’nin yuvarlak masa toplantılarında önermiş olduğumuz Kıbrıs’ta da bir “follow-up” (devam) toplantısı için uğraş vermeye devam edeceğiz.