1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. Avrupa Parlamentosu seçimleri analizi ve aşırı sağın yükselişi
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

Avrupa Parlamentosu seçimleri analizi ve aşırı sağın yükselişi

A+A-

Güney Kıbrıs'taki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde iki sandalye DİSİ, bir sandalye AKEL, bir sandalye bağımsız aday Fidias Panayiotou, bir sandalye DIKO ve bir sandalye ELAM tarafından kazanıldı.

Seçim sonuçlarına göre, DİSİ'nin oy oranı %24,7,  AKEL'in oy oranı %21,7,  Bağımsız aday Feidias Panayiotou ise %19,4 oy alarak üçüncü sırada yer aldı.

Ardından ELAM %11.2, DIKO %9.8,  EDEK % 4,7, Volt Kıbrıs %3,2, DIPA %2,7, Yeşiller Hareketi %1,1 ve diğerleri geliyor.

Seçime katılım oranının %50,5 olduğu ve 2019 Avrupa Parlamentosu seçimlerine göre, yüzde 5,51 puan artış gösterdiği belirtiliyor.

Kıbrıslı Türk seçmenlerin katılımına ilişkin olarak, 103.281 kayıtlı seçmenden 5.676'sının oy kullandığı açıklandı. 5 yıl önce de, 5 bin 604 seçmen oy kullanmıştı. Hemen hemen oy kullanan kişi sayısı birbirine yakın. Kıbrıslı Türk seçmenler, Kıbrıs’ın toplam seçmen sayısının yaklaşık yüzde 15’i kadardır.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde güneyde kurulan sandıklarda oy kullanan Kıbrıslı Türklerin oylarının büyük çoğunluğu AKEL ve Niyazi Kızılyürek’e giderken, hiçbir Kıbrıslı Türk aday sandıktan çıkamadı.

Niyazi Kızılyürek’in seçilememesinde, oy kullanan Kıbrıslı Türk seçmen sayısının artmaması yanında, geçen seferki seçimlere göre, AKEL seçmeninden daha düşük oranda oy alması da etkili olmuştur.

Seçimlerde en büyük sürprizi, 24 yaşındaki Fidias isimli bir genç yaparak, Avrupa Parlamentosuna seçildi. Siyasi partilere oy vermeyen pek çok insan, sosyal medya fenomeni olan ve  hiçbir siyasi yönü olmayan bu gence  yüzde 19,4 oy verdi.

Aslında kimse Fidias’ın bu kadar oy alacağını tahmin etmiyordu. Ama esas mesele, sosyal medya fenomenliğinin sadece Kıbrıs’a özgü değil, dünya genelinde bir popülerlik kazanmış olmasıdır.

Bu genç, özellikle 18-34 yaş arası genç kuşaktan çok büyük oranda oy almıştır. Bu da bize, genç Rum seçmenlerin, siyasetten uzaklaştığını, ilgilerinin azaldığını, apolitik tavır sergilediklerini göstermektedir. Siyasilere ders vermek isteyen büyük bir kitle, siyaset dışından bir gence yöneldi.

AKEL ve DİSİ’nin ardından en fazla oyu bu genç aldı. Ayrıca, faşist ve aşırı sağ görüşleri olan ELAM da seçimde 4. sırada oy alarak, Avrupa Parlamentosuna bir vekil gönderdi. Görüldüğü üzere, aşırı milliyetçilik ve aşırı sağ eğilimler Güney’de yükselmeye devam ediyor.

Öte yandan, yerel seçim sonuçlarında başarısız olan DİSİ, Avrupa Parlamentosu seçiminde 2 sandalye kazanarak ve birinci parti olarak teselli buldu.

AKEL ise, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde 1 vekil kaybederek yenilgi aldı ve yerel seçimlerde elde ettiği başarıya da pek sevinemedi.

DİKO’da,  AP seçimlerinde iyi gitmedi ve oy kaybı yaşayarak bir vekil kazanabildi. Yeşiller partisi ise, seçimlerde beklentilerin gerisinde oy aldı.

Seçimlerin en dikkat çekeni de, 2 toplumlu örgütlenen Volt partisinin aldığı yaklaşık yüzde 3,2 oydur. Yüzde 3,6 olan seçim barajına da çok yaklaşmış durumdadırlar. Muhtemelen, önümüzdeki seçimlerde Meclis’ e de girebilirler.

Öte yandan, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, Avrupa’nın genelinde aşırı sağın yükselişine yine tanık oluyoruz. Artan yabancı karşıtlığı, mülteciler ve ırkçılık gibi unsurlar, aşırı sağ partilerin ekmeğine yağ sürüyor.

Aşırı sağ partiler, örneğin Almanya’da ikinci parti, Fransa’da ise birinci parti oldu. Eski sovyet blokuna bağlı, şimdiki doğu Avrupa ülkelerinde de aşırı sağ yükselişte.

Özellikle, Suriye savaşı ile birlikte, 2010 yılından itibaren milyonlarca göçmen Türkiye ve Avrupa’ya geçmeye başladı ve yerli halkların buna tepkisi arttı.

Göçmenler, mülteciler konusunu, aşırı sağ partiler kendilerine oy devşirme olarak kullanıyor. Bu sorun çözülmediği sürece, aşırı sağ, faşist eğilimler artacaktır.

Avrupa’daki aşırı sağ partiler, göçmenleri ülkelerinden göndereceklerini açıklıyorlar. Bu yöndeki politikalar da halk arasında prim topluyor ve aşırı sağ partiler oylarını artırıyor.

Örneğin nazilerden çok çekmiş, perişan olmuş Almanya’da bile, aşırı sağ partilerin güç kazanması, dünyadaki kaygıları artırıyor.

Suriye savaşı en fazla Türkiye’yi etkiledi. Milyonlarca Suriyeli Türkiye’de bulunuyor. Ayrıca, Afgan ve Iraklı mülteciler de vardır. Avrupa ülkeleri bu göçmenler için Türkiye’ye parasal katkı yapsa da yetersizdir ve ülke ekonomisinden önemli kaynaklar, göçmenler için kullanılmaktadır.

Bu durum, yerli halkın iş bulmasını da zorlaştırmaktadır. Mülteciler, ucuz işgücü olarak da kullanılmaktadır. Bu bağlamda, halkın tepkisi de günden güne artmaktadır.

Sonuç olarak, Aşırı sağ ve faşist partilerin güç kazanması ve dünyada birçok ülkede iktidara gelmesi, önümüzdeki dönemlerde bölgesel veya küresel savaşlara neden olur mu sorularının sorulmasına ve endişe duyulmasına yol açıyor

Bu yazı toplam 1608 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar