1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Avrupa Parlamentosu Seçimleri Kıbrıs Türk Halkının Seçimleri Değildir…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Avrupa Parlamentosu Seçimleri Kıbrıs Türk Halkının Seçimleri Değildir…

A+A-

Gelecek hafta sonu 9 Haziran Pazar günü Avrupa Parlamento (AP) seçimleri var; Güney Kıbrıs’ta da bu seçimler yapılacak. AB Muktesebatı (European Union Acquis) Kuzey Kıbrıs’ta askıda olduğu için Kuzey Kıbrıs’ta bu seçimler yapılamaz; dolayısıyla Kıbrıs Türk halkının kendi siyasi partileri bu seçimlere katılamaz ve Kıbrıs Türk halkı AP’de kendilerine ait iki sandalye için vekillerini seçemez.

Kıbrıs’ta işgalden söz edilecekse, iki işgal olgusundan söz edilebilir. Aralık 1963 olayları sonucu ve Mart 1964’ten beri Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetişimi tamamen Kıbrıslı Rumların işgalindedir; Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasını değiştiremedikleri için de yönetişim, anayasayı ihlal etme durumlarını “İhtiyaç Hukuku” ile kutsamaktadır. Diğeri de 15 Temmuz 1974’te faşist Kıbrıslı Rum EOKA örgütü ve Yunan cuntasının işbirliği ile görevdeki Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’a yaptıkları darbe sonucunda Türkiye’nin garantörlük statüsünü kullanarak adaya askeri müdahalede bulunması ve o tarihten beri de askeri varlığını Kuzey Kıbrıs’ta sürdürmesidir. Sürer-durum bu olduğu için de Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesi olurken AB Muktesebatı Kuzey Kıbrıs’ta askıya alınmıştır. Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı uluslararası hukukta geçerli olduğu için Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği ve pasaportu sahibi olması bireysel haklarını kullanmalarına izin vermektedir ancak toplumsal hakları yoktur… Bunlardan en belirgin örnek de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki resmi dilinden birinin Türkçe olmasına rağmen Türkçe AB resmi dillerinden biri olarak kabul edilmemiştir.

Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına göre, cumhuriyeti kuran iki halkın siyasi partileri ayrı olur; kendi siyasi temsilcilerini de ayrı seçer… Kıbrıs’ın azınlıkları olan Maronitler ve Ermeniler ise kendi tercihleri nedeniyle, Rum siyasi yapılanmasına entegredir, dolayısıyla Kıbrıslı Rumların siyasi partilerinde siyaset yaparlar, seçimlerde o partilere oy kullanırlar… Maronit ve Ermenilerin Kıbrıs Cumhuriyeti meclisine ayrıca seçtikleri birer temsilcileri de vardır ancak bu temsilciler azınlıkları temsil ettiği için mecliste sadece eğitim, kültür gibi azınlık hakları konulu bölümler bağlamında faal olup ilgili komitelerde oy kullanabiliyor.
AP seçimleri için Kıbrıs Rum tarafı kendilerine tahsis edilen dört üyeliğe Kıbrıslı Türklere tahsis edilmiş iki üyeliği de katarak altı sandalye için seçim yaparlar; Kıbrıslı Türklerin AP’deki iki sandalyesini işgal ediyorlar. Son dönemlerde bu seçimlere AKEL partisi kendi listesinden bir Kıbrıslı Türk aday gösteriyor ve Kıbrıslı Türk seçmenlerin de oy kullanmaları çağrısında bulunuyor. Eğer bu uygulama Kıbrıslı Türklerin AP’de temsil edilmelerine dair samimi bir siyaset ise, listelerinde iki Kıbrıslı Türk aday göstermeleri daha inandırıcı olacaktı; bir aday göstermek ha Maronit, ha Ermeni ha Kıbrıslı Türk olmasından başka bir şey değildir. Yani Kıbrıslı Türkleri azınlık statüsünde gören bir siyasetin dışa vurumundan başka bir şey değildir. Ama bu Kıbrıs Rum siyasi partilerinin bileceği bir şey, kendi siyasetlerini kendi bölgelerinde kendilerince yapabilirler…

Mesele Kıbrıslı Türklerin bu seçimlere gösterdiği ilgidir… Gerçi geçmiş seçimlerde oy kullanan Kıbrıslı Türk seçmen sayısı kayda değer değildi, gelecek hafta sonu yapılacak seçimlere katılımın da pek fazla olmayacağı görünüyor. Oy kullanma yönünde niyet belirten bazı seçmenler bu durumu, Kıbrıs’ta çözümü üniter devlet ve tek siyasi yapılanma olarak görüyor olmaları ile izah edilebilir. Halen bir Kıbrıs Rum siyasi partisinden aday olan bir Kıbrıslı Türk de bunu böyle ifade ediyor; iki halkın ayrı ayrı siyasi partilerinden oluşan bir çözüme karşı imişler. Bu da anlaşılabilir; kendi siyasi düşünceleri doğrultusunda aday olmuş, Kıbrıslı Rumların yaptığı seçimlere katılmış, Kıbrıslı Türklerin de gidip kendi siyasi partisine oy vermelerini istiyor.
Ancak , Kıbrıs sorununun çözümünü BM Ölçütlerinde iki halktan ve iki bölgeden oluşan federasyon olarak benimseyenler ve özellikle de bu bağlamda etkin siyaset yapanların gelecek Pazar günü Güney Kıbrıs’ta sadece Kıbrıs Rum siyasi partilerinin ve onların kendi tercihleri ile belirlediği adayların katılacağı seçimlere taraf olması üzerinde ciddiyetle düşünülmesi gereken bir durumdur. Kıbrıslı Türklerin BM Ölçütlerinde federal çözüme destek veren kitleleri adına etkin siyaset yapanların, Kıbrıslı Türklerin doğrudan ve hukuksal olarak dahil olmadığı bir seçime, Kıbrıs Türk halkı için Kuzey Kıbrıs’ta sandık bile kurulamayan bir seçime taraf olması federalist olarak tanımlanan siyasetçiler için bir zafiyettir. Partileri içi ve toplumsal seçimlerde seçilerek aktif siyaset yapmalarına parti üyeleri ve halk tarafından destek verilenlerin, Güney Kıbrıs’ta yapılacak olan AP seçimlerinin propagandalarına katılmaları, katılma nedeni olarak da Kıbrıslı Türk adayların desteklenmesi olarak ifade eden siyasiler, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin azınlığı olmadığını, BM Ölçütlerinde federal çözümde de azınlık olmayacağı siyasetleri ile çelişki içindedir…

Federalist seçmen hem görüşme masasında hem de sürdürülen siyasette etkin olan siyasilerin Kıbrıslı Türklerin azınlık statüsündeki Maronitler ve Ermeniler gibi bir uygulama ile Kıbrıs Rum siyasi partilerinin bir parçası olarak dahil edildiği seçime destek vermesini yadırgadığı gibi, Kıbrıs Türk federal çözüm siyasetinin tehdit altında olduğu kanısına varması da dikkatten kaçırılmamalıdır. Kıbrıs sorununun çözüm siyasetinde net ve belirgin olunmalıdır; federal çözüm vizyonu için verilen mücadelede stratejik hatalar yapılmamalıdır, taktiksel eylemlerle vizyon güzergahının dışına çıkılmamalıdır. Gelecek hafta sonu Kıbrıslı Rumların yapacağı AP seçimlerine taraf olan Kıbrıs Türk siyasileri halkın kendilerine duyduğu güveni sarsılmaz sanmamalıdır…

Kuzey Kıbrıs’ta AB Muktesebatı askıdadır, Kıbrıslı Türkler AP’de görev yapacak iki vekilini bu nedenle seçememektedir… Bunun aşılması öyle Rum siyasi partilerinden gösterilen Kıbrıslı Türk adaylara destek verilmesi ile mümkün değildir; “mümkün değil” denilen bir başka siyasetin, yani Kıbrıslı Türklerin kendi siyasi temsilcilerini seçme hakkının kaldırılması ve azınlık statüsüne indirgenmeleri siyasetinin önünün açılmasına bilinçsizce katkı koymaktır. Gelecek hafta sonu yapılacak olan AP seçimleri Kıbrıs Türk halkı ile ilgili olmadığı gibi, hakları olan iki sandalyenin de iki Kıbrıslı Rum tarafından işgal edileceği bir seçimdir.

Bu yazı toplam 1579 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar