“Avrupa pazarına kapılarımızı açtık”
“'Halloumi'/'Hellim' ürününün bir Kıbrıs ürünü olduğu 2 yıl önce tescillendi… Gülgün Süt, Menşe İsmi Korumalı Ürün Sertifikası almaya hak kazanan ilk Kıbrıslı Türk hellim üreticisi oldu…
▶ “'Halloumi'/'Hellim' ürününün bir Kıbrıs ürünü olduğu 2 yıl önce tescillendi… Gülgün Süt, Menşe İsmi Korumalı Ürün Sertifikası almaya hak kazanan ilk Kıbrıslı Türk hellim üreticisi oldu… Gülgün Süt direktörü Yunus Betmezoğlu YENİDÜZEN’e konuştu: “Sürecin başından beri dersimize iyi çalıştık, hedefimizi her zaman yüksek tuttuk. Kapalı olan kapılar açıldı”
● Gülgün Süt Direktörü Yunus Betmezoğlu: “Pakette ne yazdığı ya da hangi limandan gideceği bize göre önemli değil… Önemli olan Kıbrıs’ın kuzeyinde üretilen bir ürünün dünyaya satılmasıdır. Her iki taraf da bu ürünün Kıbrıs üzerinden pazarlanmasını istiyor”
● Süt Ürünleri İmalatçılar Birliği (SÜİB) Başkanı Mahmut Erden: “Bizim bu belgeyi almada bir eksiliğimiz yok. Belgeyi alır, tüm kriterlere uygun üretimi de yaparız. Esas sıkıntımız ürettiğimiz ürünü güneye geçirebilmektir. Böyle bir sorun olacağını öngörüyoruz. Umarım çözülür”
● Sanayi Odası Başkanı Ali Kamacıoğlu: “Önemli bir gelişme… Şu anda Tarım Bakanlığı’ndan istenen hayvan hastalıkları ve bunların kontrolü belgesinin alınmasıdır. Biz Sanayi Odası olarak bu süreci destekliyoruz.”
Hüseyin ÖZBARIŞCI
Gülgün Süt, AB kalite programı kapsamında Menşe İsmi Korumalı Ürün (PDO) Sertifikası almaya hak kazanan ilk Kıbrıslı Türk hellim üreticisi oldu.
Avrupa Komisyonu Kıbrıs Temsilciliği’nden yapılan açıklamaya göre, ilk Kıbrıs Türk hellimi, PDO Sertifikası aldı. Söz konusu sertifikayı almaya hak kazanan ilk firma ise Gülgün Süt…
YENİDÜZEN’e konuşan Gülgün Süt Direktörü Yunus Betmezoğlu, böylesi bir belgeyi almanın son derece mutluluk verici olduğunu söyledi, sürecin başından bu yana derslerine iyi çalıştıklarını ve yapılan denetimden geçer not aldıklarını ifade etti.
“Pakette ne yazdığı ya da hangi limandan gideceği bize göre önemli değil” yorumunu yapan Betmezoğlu, “Önemli olan Kıbrıs’ın kuzeyinde üretilen bir ürünün dünyaya satılmasıdır” şeklinde konuştu.
YENİDÜZEN’e değerlendirmelerde bulunan ilgili kesimler ve diğer firma temsilcileri ise belgenin alınmasının sektör için önemli olduğuna değindi, daha çalışmalar yapılması gerektiğinden bahsetti.
Gülgün Süt Direktörü Yunus Betmezoğlu:
“Kapalı olan kapılar açıldı”
Gülgün Süt direktörü Yunus Betmezoğlu YENİDÜZEN’e yaptığı değerlendirmede, sürecin başından beri bugüne hazırlandıklarına vurgu yaparak, “Dersimize iyi çalıştık” dedi. Bundan sonrasında daha fazla üretim olabileceğine dikkat çeken Betmezoğlu, İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelere pazarlama kapısının açıldığını söyledi.
Betmezoğlu şöyle konuştu:
“Süreç başladığından beri biz hep bu konuda umutluyduk. Güneyde adımlar atıldığı zaman biz de kendimizi hazırlamaya başlamıştık. Çünkü sürecin bize de geleceğini biliyorduk. Biz de bunun bir parçasıyız. Son bir yıldır fabrika altyapısı konusunda çalıştık. PDO’ya uygun üretim gerçekleştirdik, gayet de başarılı olduk. Şubat ayında denetimimiz oldu ve bundan çok iyi bir not aldık. Sürecin başında bu bildiri tüm fabrikalara yapıldı ama hep bir tedirginlik vardı. Biz en başından beri çalışmalarımızı yürüttük ve ona göre hareket ettik. Gerek Tarım Bakanlığı, gerekse tüm kesimlerle bu süreçte hep birlikte yürüdük. Bundan sonra daha fazla üretim olacak. Çünkü kapalı olan kapılar bizim önümüzü açtı. İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelere pazar kapısını açtı. Dolayısıyla daha fazla talep olacak ve ülkeye daha fazla katma değer kazandırmış olacağız. Süreç içerisinde önümüze hiç engel çıkmadı çünkü biz dersimize iyi çalışmıştık. Bu belgeyi rakiplerimizin de almalarını istiyoruz. Sürecin başından beri bunu söyledik. Burada tek kalem olma peşinde değiliz. Sektör bizim, ülke bizim ve bu ülke için çalışıyoruz. Aynı zamanda hayvancılar da AB normlarına uygun üretim yapmalı.”
“Önemli olan Kıbrıs’ın kuzeyinde üretilen bir ürünün dünyaya satılması”
“Pakette ne yazdığı ya da hangi limandan gideceği bize göre önemli değil… Önemli olan Kıbrıs’ın kuzeyinde üretilen bir ürünün dünyaya satılmasıdır” yorumunu yağan Gülgün Süt Direktörü Yunus Betmezoğlu, süreç içerisinde Kıbrıs’ın güneyindeki firmalarla da hep istişare içinde olduklarını söyledi. Kıbrıslı Rumların süreç içerisinde ılımlı olduğunu da belirten Betmezoğlu, bunun en büyük sebebinin bir pazar açığı olması ve bir Kıbrıs ürünü olduğu tescillenen Hellim’in her iki tarafın da Kıbrıs üzerinden pazarlanmasının istediğini sözlerine ekledi.
“Hedefi yüksek tuttuk, başarı odaklı çalıştık”
1990 yılında bir aile şirketi olarak kurulan Gülgün Süt firmasının ikinci nesli olduklarını belirten Yunus Betmezoğlu, anne babalarından bayrağı devraldıklarını ve hep gelişmeye odaklı çalıştıklarını söyledi.
“2011 yılında yeni yatırım projesi gerçekleştirdik. Düzova’daki tesislerimizi büyütüp geliştirdik. Hedefi hep yüksek tuttuk. Aslında hep böylesi bir başarıya odaklı çalıştık. Firmamızın kurucuları anne babamız da bugünler de gururlandırdık. Bu bir bayrak yarışıydı. Onlar kurdu, ayakta tuttu. Bu süreçte bizler de geliştirdik” ifadelerini kullanan Yunus Betmezoğlu, şu anda ortalama olarak günde 70-80 ton süt çalıştıklarını belirtti. Gülgün Süt firmasında yönetim kadrosuyla birlikte şu anda 100’e yakın kişi çalışıyor.
Ekonomi… “Üretim ucuz olmalı”
Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesiyle birlikte oluşan hayat pahalılığının sektördeki etkisini de değerlendiren Yunus Betmezoğlu zamlara dikkat çekti, üretimin ucuz hale gelmesi gerektiğini ifade etti.
Betmezoğlu konu hakkında şöyle konuştu:
“Değişken fiyat aralığı ve döviz kurlarının dalgalanması tüm sektörleri etkilediği gibi bizim sektörümüzü de etkiliyor. Biz her zaman söylüyoruz, süt fiyatları mümkün olduğunca stabil gitmesi, zam gelecekse de bunu öncesinde bilmemiz lazım. Son bir yıl içerisinde tarihinde görülmemiş bir şekilde fiyatlara 8 kez zam geldi. Sattığımız ürünün daha parasını almadan süte yeni bir zam geldi çoğu kez… Üstelik sadece süte değil, tüm girdi maliyetleri inanılmaz derecede zamlandı. Gelinen aşamada süt imalatı ucuzlamalı… Bu bir zincirdir, hayvancı da kendine göre haklı. Onların da maliyetleri yükselmiş durumda. Bu noktada hayvancıya teşvik verilmeli ki, o da ucuz süt üretebilsin. Bu konuda hükümete çok iş düşüyor.”
İlgili kesimler ve imalatçılar ne dedi?
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Ali Kamacıoğlu:
“Önemli bir gelişme… Tarım Bakanlığı da hayvan hastalıkları konusundaki belgeyi almalı”
Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Ali Kamacıoğlu, alınan belgenin çok önemli olduğunu ancak Avrupa’ya ürün verebilmek için Tarım Bakanlığı’nın da hayvan hastalıkları ve bunun kontrolü konusunda ayrı bir belge alması gerektiğini belirtti.
Kamacıoğlu şunları söyledi:
“Alınan belge Kıbrıs’ın kuzeyi adına çok iyi bir gelişme… Sonuçta hellim bizim de ürünümüz ve biz de üretiyoruz. Şunu iyice anlamamız ki Gülgün Süt’ün aldığı belge tesislerinde ürettiği hellim veya süt ürünlerinin Avrupa standartlarında üretilmiş olmasının belgesidir. Bu konuda henüz her şey bitmedi. Tarım Bakanlığı’nın uzun süredir hayvan hastalıkları konusunda yürüttüğü çalışmalar var. Bakanlık eğer bu konuda gerekli belgeyi alamazsa, Gülgün Süt’ün aldığı bu belge havada kalacak. Yani Tarım Bakanlığı’ndan şu anda istenen hayvan hastalıkları ve bunların kontrolü belgesinin alınmasıdır. Süreç devam ediyor, az bir zaman kaldı. Biz Sanayi Odası olarak bu süreci destekliyoruz.”
Kıbrıs Türk Süt Ürünleri İmalatçılar Birliği (SÜİB) Başkanı Mahmut Erden:
“Ürettiğimiz hellimi güneye geçirmede sorun yaşayabiliriz”
Süt Ürünleri İmalatçılar Birliği (SÜİB) Başkanı Mahmut Erden, tescil konusunda bir sıkıntı olmadığını, Gülgün Süt yanında başka firmaların da PDO tescil belgesini alacağının vurgusunu yaparak, esas sorunun kuzeyde üretilen hellimin Kıbrıs’ın güneyine geçirme konusunda yaşanacağı konusunda öngörüleri olduğunu dile getirdi.
Erden şu noktalara değindi:
“Gülgün Süt dışında şu anda müracaatı devam eden 2 firma daha var, 3 tane firma da hazırlanıyor. Hepsi teker tekler alacak. Bizim ülkemiz gerek hijyen, gerekse yeterlilik açısından Avrupa’daki birçok firmadan daha üstün. Bizim bu belgeyi almada bir eksiliğimiz yok. Belgeyi alır, tüm kriterlere uygun üretimi de yaparız. Bizim esas sıkıntımız Kermiya’dan ürettiğimiz ürünü güneye geçirebilmektir. Yeşil Hat Tüzüğü’ne göre bulaşıcı hastalıklar nedeniyle hayvansal ürünlerin geçişi yasaktır. Yetki de Kıbrıslı Rumlardadır. Yani geçiş kapısına geçtiğimiz zaman bizler ne çıkacağını öngörüyoruz ama kimse bilmiyor. Biz bu konuda farklı bir olayla karşı karşıyayız. Yeşil Hat Tüzüğü’ndeki değişiklik yapma yetkisi Avrupa Komisyonu’nda... Geçiş izni verilirse bir sıkıntı olmaz. Biz elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. 13-14 ülkeye zaten hellim üretiyoruz. Bunların biri de Amerika... Bizim yeterlilik açısından bir sıkıntımız yok. Bu konu 2011 yılından beri gündemde. Kıbrıslı Rumlar küçükbaş süt üretimi konusunda yetersiz kaldı ek süre kullandı. Onlar da bu konuda ne yapacağını bilmiyor.”
Başlar Süt Ürünleri Direktörü Mustafa Başlar:
“Ev ödevlerimizi yaparsak süt sektörünün önü açılır”
Süt Ürünleri İmalatçıları Birliği eski başkanı ve Başlar Süt Ürünleri direktörü Mustafa Başlar, Gülgün Süt’ün elde ettiği bu başarının süt sektörünün önünü açacağını söyledi. Başlar şöyle devam etti: “Gelinen aşamada Avrupa Birliği’nin tutumu çok önemli. Yapmak istediğimizi, hedeflerimizi iyi anlatmamız lazım. Yapmamız gereken ev ödevlerimiz var. Öncelikle her anlamda PDO belgesi’ne %100 uyumlu üretim yapmamız gerekir. Zaten bu belgeye uymak demek standartlara sahip olmak demektir. O yüzden Tarım Bakanlığı’nın da çalışması gerekiyor. Bir bütün olarak bu standartlara sahip olması gerekirdi olmadı. Öyle görünüyor ki, kademe kademe olacak.”
Arden Gıda Direktörü Mustafa Arden Raşit:
“Şu aşamada sektöre bir faydası yok. Faydası geliştirilirse olacak…”
Arden Gıda Direktörü Mustafa Arden Raşit, Gülgün Süt’ün aldığı PDO belgesinin önemli olduğunu ancak bu etapta sektöre pek etkisi olmayacağını söyledi. “Bu sertifika imalat için uygun tesis olduğu için alındı” diyen Raşit, sektöre fayda sağlayacak hale getirilmesi için titizlikle çalışılması gerektiğini belirtti. Raşit,
“Biz zaten ürünümüzü başka ülkelere satabiliyorduk, önümüz açıktı. Ama bu sertifika geliştirilip, üretim esnasında tüm kriterlere uyulması ve sonrasında Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden Avrupa’da satışı yapılması halinde sektör için tabii ki çok iyi bir şey… Şu unutulmamalı ki, sadece imalat açısından değil, hayvancılık konusunda da önemli çalışmalar yapılmalı. Özellikle ülkemizdeki hayvanların sağlığına ve tüm kriterlere uyabilecek hellim üretmek için hayvancılık yapmaya da yoğunlaşmalıyız. Şu an için PDO belgesinin sektöre bir faydası yoktur. Biz de müracaatımızı yaptık, bir haftada gelmesi gereken cevap iki buçuk ay sonra geldi. Şu anda ne yapacağımız konusunda beklemedeyiz” ifadelerini kullandı.