“Avrupa'da doğmak isterdim.”
Türkiye'de bir gençlik araştırması böylesi bir sonuç ortaya koydu.
Gençlerin yüzde 69'u Avrupa'da doğmak istediğini dile getirdi.
“Ahhh” diyerek iç çektiğim nokta ise bambaşkaydı.
Gençlerin yüzde 81,9’u “eğitimli olmak” ile “zengin kalmak” arasındaki seçimde zengin olmayı tercih edeceğini belirtti.
Bilmiyorum, bu soru Kıbrıs'ta gençlere yöneltilseydi eğer “eğitimli” mi olmak istiyorlar yoksa “zengin” mi, sanırım çok değişmezdi sonuç…
Keşke ikisi birlikte olabilseydi!
İşte o noktada yine Avrupa değerleri akla geliyordu.

***

“Avrupa'da doğmak isterdim” diyen çoğunluk üzerine uzun uzun düşünmemiz gerekiyor.
Türkiye’deki bu sonuç elbette şaşırtıcı değildir.
Çünkü hem özgürlükler hem de ekonomi adına içler acısı bir durum vardır ortada…

***

Kıbrıs’a gelelim yeniden…
Son dönemde “irade, demokrasi, varlık” talebi karşısında dayatılan psikoloji şudur:
“Türkiyesiz bir Kıbrıs istiyorlar.”
Böylece hem garantör hem de garantörlük "tapınası" bir zirveye yerleştirilir.

***

“Avrupasız bir Kıbrıs” istiyorlar aslında!
Kıbrıs'ı Avrupa düşünden kopartmak ve Türkiye'ye bağlamak gibi bir hesapla ilerliyorlar.
Biliyorlar ki, Kıbrıslı Türkler ve bu coğrafyayı ana yurdu kabul eden KKTC vatandaşları, Avrupa Birliği içerisinde yaşamayı seçiyorlar.

***

Türkiye'de yaşayan gençlerin ezici çoğunluğu "Avrupa'da doğmak isterim" derken, Kıbrıslı Türk gençlerin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden kaynaklı Avrupa Birliği üyeliğine göz dikiyorlar.
“Birleşik Kıbrıs”la birlikte çok daha fazla gencin, hem de Türkiye'den önce Avrupa Birliği üyesi olacağını bildikleri halde!
Belki de bunu istemiyorlar.
Kimler mi?
Kıbrıs’ın kalıcı bölünmesi için çıldıranlar.

***

"Avrupasız bir Kıbrıs" oyunu tutmayacaktır.
Tarihin çöplüğünden çıkarttıkları çürümüş ve kurtlanmış politikaları hayatlarımıza dayatmak isteyenler eninde sonunda kaybedeceklerdir.

Gençler, dünyaya çok daha çağdaş, laik, özgürlükçü ve demokratik bir yerden bağlanmak istiyor çünkü…
Korku dağlarını aşarak...
O yıkıcı diline hapsolmadan etnik milliyetçiliğin…