Ay aşktan yapılmıştır
O gece ay’ı kıskandım
* * *
“Ne kadar da leziz sofradaki her meze, balık, soslar, hepsi harika” dedim.
“Çünkü ben bir Fransız’ım” dedi gururla, Monel hanım.
Bir dolunay gecesinde yaşanmıştı bu sohbet ve denizin içinden yükselen kızıllık, kocaman bir göz bebeğini andırıyordu.
Akdeniz’in uçsuzluğundan bir yanardağ patlıyor gibiydi.
* * *
Zamanı, renkler ve imgelerle saklayan Emin (Çizenel ) hocamdan gelmişti teklif…
“Senin romanı bir yemekle kutlayalım.”
Yenile tanışmıştım Kenan Mortan ve zarif eşi Monel’le, Luricina’da...
Kızılyürek’in “Ulus Kaçağı” buluşturmuştu bizi...
Paris’te yaşıyorlar çoğunlukla, Kıbrıs’ta da evleri var, Covid gelince birkaç aylık tatilleri, epeyce uzamış.
Çok tanınmış bir ekonomist, yazar, profesör aslında...
* * *
“Hep birlikte yiyelim, sohbet edelim, dolunayda” demişlerdi, “olur” demiştim.
Hani demiştim de...
Bilirsiniz, “Tamam” der, sonrasına bırakırsanız, gün olur, uyarına gelir nasılsa…
Bir gün telefon çaldı, Emin Hocam, “Yarın gidiyoruz değil mi” diye sordu.
“Nereye hocam?”
“Anlaşmıştık ya... Yarın, dolunay...”
* * *
Ay’ın peşine takılmışlardı, kıskandım.
Neşe Yaşın’dan ödünç bir dizeyle, ne de olsa, “ay aşktan yapılmıştı.”
* * *
İskele’de denizin yanına masayı kurmuş, Monel hanım, Kenan hoca...
Tam söylenen saatte gittik.
“Dört dakika sonra başlıyor” dediler.
Işıkların tümü kapandı.
Tam söylenen saatte dolunay denizin içinden yükselmeye başladı.
Bunca sene bu adada yaşıyorum, hiç böylesine büyülenerek izlememiştim, ayın doğuşunu...
Dakikalarca izledik.
Dolunay iyice yükselince ışıklar yandı, sofrada ne varsa el emeğiydi, özeldi...
Mehmet İnan katıldı bize, canım doktorum, evlatlarla...
Siyaset konuşur gibi olduk.
Pek umursamadık.
Ay kocaman ve kızıldı, dalgaların sesi aşka teşne yüreklerimizi ıslatıyor, avuçlarımıza göğün ışığı sızıyordu.
* * *
Mağusalı şair Kostas Montis de ay’ı kıskanmıştı.
“…Nasıl da güzelsin sevgili ay
dikenli tellerin dışında
nöbetçi olmadan sağında solunda.”
Esir kampındaydı.