1. YAZARLAR

  2. Aslı Murat

  3. Ayağa bağlı olan zincirli çapayı çözmek mümkün mü?
Aslı Murat

Aslı Murat

Ayağa bağlı olan zincirli çapayı çözmek mümkün mü?

A+A-

Attığım her bir kulaçta, karaya daha fazla yaklaştığımı sanıyorum. Nafile. Öyle bir akıntı var ki, nefesimi tutup ilerlemeye çalıştığımda, gerisin geri savruluyorum. Tam ters istikamete yöneliyorum, farklı yüzme  teknikleri deniyorum. Hiçbir türlü olmuyor. Sanki bileğime zincirle bir çapa bağlanmış da beni en derine doğru çekip daha içeriye taşıyor. Ama batmıyorum, bir şekilde canlı kalmayı başarıyorum.

Çok da garipsemiyorum. Çünkü etimin yumuşaklığı ve ellerimin buruşukluğuna bakılırsa, uzun bir zamandır bu durumda olduğum aşikâr. Farklı olan şey, zihnimde canlanan sorular. Belli ki içinde yaşadığım koşulları kabullenmiş bir şekilde, bir o yana bir bu yana savruluyordum. Uzun zamandır uyum sağladığım karmaşa ve bilinmezlik, beni iyice rahatsız etmeye başlıyor. İşte o noktada etrafımdaki sesler yükseliyor. Aslında yalnız değilim. Ama bir kısmının kullandığı dili bilmiyorum. Anlayabildiğim tek husus; birbirini dinlemeden boğuk bir şekilde, bağıra çağıra iletişim kurmaya çalıştıkları. Fikirlerini, çok sığ ve bayağı bir şekilde ifade ediyorlar. Anlaşılmama nedenlerinin bundan kaynaklandığını zaman içinde kavrıyorum. Kurtuluşu, daha derin ve anlamlı bir yol üzerinden hayal ettiğim için, yabancılık çektiğimi o anda fark ediyorum.

Hemen hemen herkesi suyun üstünde tutan bir desteği var. Belli ki bilinçli olarak kendilerini garantiye alıyorlar. Kimileri maruz kaldığımız durumun yaratıcısı, kimileri ise sisteme ayak uydurup hayatta kalmanın formülünü sonradan öğrenmiş. Dile getirdikleri çözüm önerileri arasında nüanslar var. Farklı şeyler söylediklerini iddia edip, aynı sonuca varıyorlar. Etraflarındaki kalabalık bunun farkında olmasına rağmen pek ses çıkarmıyor, alternatif bir söz söyleme gereği hissetmiyor. Sanki bir oyun kurulmuş da her koşulda, yakın oyuncular desteklenmeli, diğerleri ise yerilmeli diye düşünülüyor.

Hâlbuki çizilen hattın dışına çıkabilmek, yeri geldiğinde, desteklenen sorun çözücünün sözünün üstüne söz söyleyebilmek gerekiyor. Sanırım bunun için zaman zaman yavaşlamak ve sorunların ardına bakmak kaçınılmaz bir ihtiyaç. Böylece mücadelenin farklı renklerini görebilmek mümkün olabilir. Belki de kıyıya varabilmenin yolu, kimilerini yaşama bağlayan araçların gücünü birleştirmek ve bunlardan yoksun olan kişileri güçlendirerek, hepimizin hayata tutunabileceği kocaman bir gemi yapabilmekten geçiyor. Kısacası dayanışma. Bunun için de belli gruplara, imtiyazlı hayatlarından az da olsa vazgeçmeleri gerektiğini hatırlatmak önemli. Çünkü bazıları ayağındaki çapanın ağırlığı ile batarken, diğerleri ise (haksız yere edinmiş olsa da) üstünde durduğu tahta parçası aracılığıyla gününü gün ediyor. Kıyamet de bundan dolayı gittikçe yaklaşıyor.

Bu yazı toplam 2053 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar